hesabın var mı? giriş yap

  • bu ülkede genelleme yapmanın yanlış olmadığının en net kanıtı ülkücüler ve siyasal islamcılardır.

    ülkücüler ve siyasal islamcılar bu ülkenin kanseridir.

  • bundan yakınan insanın ciddi bir sorunu olduğunu düşünüyorum.

    yurtdışına çıkmanın bir numarası, insanı özel bir statüye getirmesi gibi bir şey yok. dolayısıyla yurtdışına çıkmakla hava atmak, bunu herkese duyurmak istemek gibi bir şey de yok. sadece bazı garip insanların kulakları seçici geçirgenlik yapıyor. yurtdışından bir şehir / ülke ismi duyulduğu anda kulaklar dikiliyor, nefes alma sıklaşıyor, dişler bileniyor, salyalar akıyor, yumruklar sıkılıyor, "bir tane ağzına çarpacam o olacak" diye düşünceler geçmeye başlıyor.

    bu ne lan?

    adam gezmiş görmüş, bir şeyler tecrübe etmiş. bunu da paylaşıyor. sırf anlatılan şey yurtdışında geçiyor diye garip garip tepkiler veriliyor. şu iki diyalog arasında (-) tarafından verilen saçma sapan cevaplar dışında bir fark yok mesela:

    - abi saraçoğlu'ndaki atmosfer başka bir yerde yok.
    + ya bırak allah'ını seversen, inönü'ye gel de öyle konuş.
    - hadi len ordan.

    vs.

    - abi saraçoğlu'ndaki atmosfer başka bir yerde yok.
    + abi öyle deme, anfield'da gol oldu mu tribünler kendinden geçiyor.
    - hıamnısktmn.

    veya:

    - olm bu kahve çok iyiymiş ya. hayatımda içtiğim en iyisi olabilir.
    + valla baya iyi evet. ama yine de bence en iyisi bizim evin iki sokak aşağısındaki kafedeki.
    - aa, deneyeyim bi ara.

    vs.

    - olm bu kahve çok iyiymiş ya. hayatımda içtiğim en iyisi olabilir.
    + valla baya iyi evet. ama yine de roma'da bizim otelin oradaki meydanda içtiğim gerçekten bambaşkaydı.
    - hıamnısktmn.

    gibi. bu ne şiddet bu ne celal arkadaş?

    muhabbet dönüyor, konuyla alakalı insanlar başından geçmiş şeyler anlatıyor. herkes konuyla alakalı birşeyler anlatıyor, bir şey yok. birisi konuyla alakalı yurtışında geçen bir şey anlatıyor, auuuvvv.

    anlatmasın o zaman insanlar. bu olaya kıl olan insanlar da mutlu mesut yaşamaya devam etsin, sanki dünya türkiye'den ibaretmiş gibi.

    - ee sen ne yaptın tatilde, nasıl geçti?
    + yoktum ben tatilde falan. hiç var olmadım. aynı seninki gibi çok sıkıcı geçti. haydi benim zamanım keyifli geçmediği için mutlu ol.

  • mantığını bilmek. o uçağın düşmesi için çok absürd olayların ard arda başa gelmesi gerekiyor.

    uçakların kanatları dikkat ederseniz su damlası biçiminde yapılmıştır. bernoulli prensibine göre iki akışkan aynı doğrultuyu aynı zamanda alırlar. su damlası biçimindeki kanadın üst kısmı havanın yolunu uzatıyor, dolayısıyla üst taraftaki hava hızlanıyor. hızlanan akışkanın basıncı yavaş olandan düşük oluyor. hava ise yüksek basınçtan düşük basınca doğru hareket etmek zorunda kaldığından yukarıya doğru bir kuvvet uyguluyor. dolayısıyla yeteri basınç farkı yaratılırsa o uçağın düşmesi için hiçbir neden yok.

    uçağın düşebilmesi için bu durumda bazı olguların oluşması gerekiyor:

    1-) uçağın kanat alanının uçağın hepsine yetecek derecede havadan kuvvet çekememesi. bu havacılık tarihinin başında bir sorundu. iki kanatlı pırpır uçakların yapılmasının nedeni buydu. ne kadar kanat alanı, o kadar kuvvet. çözülmesi en kolay problemdi, rahatlıkla çözüldü.

    2-) kalkış anında basınç farkı için gerekli olan hıza ulaşılamaması. günümüzde yolcu uçakları kalkış anında 260-320 km hıza ulaşmakta. zaten bunun için bilinen v-1, vr, vr-2 gibi hız skalaları mevcut. araştırırsanız görürsünüz. benim de o konularda ayrıntılı bilgim yok.

    3-) uçak havadayken yeterli basınç farkı oluşmaması: bu durum çoğunlukla uçağın çok fazla dik kalkması durumunda oluyor. en sık kaza nedenlerinden biridir ya da biriydi. kanadın şekli bozulduğundan dolayı hava akımı bozuluyor ve uçak kuvvetsiz kalıyor ( sanırım stall durumu diye buna deniyor, emin değilim ). günümüzde bu durumu önceden haber verecek ekipmanlar mevcut ve standart donanım olarak kullanılıyorlar.

    4-) havada motorların durması, hava akımının yeteri kuvveti çekemeyecek kadar yavaş olması: en yaygın tip olan boeing 737 lerde çift motor vardır. tek motor dahi sizi güvende tutacak kadar güçlüdür. üstelik iki jet motoru bozulsa dahi normal bir motor ile de kontrol edilebilir.

    747 lerde 4 motor vardır ve yine bu motorların her biri acil bir iniş için yeteri kadar gücü sınarlar.

    5-) kanadın kırılması: 800-1000 kim/h ile giden bir araçta hepimiz düşünmüşüzdür. ya kanat kırılırsa? kırılmaz. eskiden aliminyum ağırlıklı olarak yapılan kanatlar bugün nerdeyse nanokompozit maddeler ile yapılmaktadır. oldukça dayanıklı, esnek ama şeklini kaybetmeyen malzemelerdir bunlar. hava akımıyla kırılmaları imkansızdır.

    6-) hava akımının olmaması: yolcu uçağıyla uzaya çıkmadıkça böyle bir olay uzun süreli olmaz. bazen yer şekilleri dolayısıyla hava akımının vakumlanmış olduğu yerler olsa da bunların hepsi önceden görülebilecek parametrelere sahipler. (bkz: bermuda şeytan üçgeni) (bkz: büyük kanyon)

    7-) yıldırım çarpması: tüm yolcu uçakları faraday kafesi prensibiyle yapılırlar. bilmeyenler için söyleyeyim, yıldırım uçaklar için tamamiyle tehlikesizdir.

    8-) motora kuş girmesi: sanırım dişe dokunur tek tehlike bu. tüm motorlara aynı anda uçak girmesi olayı pek yaşanmadığından dolayı çok çok düşük bir ihtimal.

    9-) pilotaj hatası: uçaklar yolculuk sırasında otomatik pilotlarla giderler. insan eli değmez. manuel kontrole alındığı için yaşanan kazalar olduğu da vakidir. tek riskli durum kalkış ve iniş sırasında pilotun verileri doğru okuyamayacak kadar mal olması ki, öyle pilotun ben ta amk.

    sonuç olarak uçağa bindiğinizde kalkışın, inişin, türbilansların tadını çıkarın. adrenalin iyidir. *

    not: işbu entry yazarın hatırladıkları kadarıyla yazılmıştır. ekleme, çıkarma, itiraz, düzeltme, hoplatma eylemleri için yeşillendirmekte serbestsiniz.

    edit: sen, okuyucu. 8. maddeden sonra motora uçak girerse bırak da düşsün mü dedin, yoksa hemen mesaj butonuna mı dokundun bilmiyorum ama çek o elini. motora kuş girecek, tamam. 123123 mesaj atmanıza gerek yok!!!111 ( değiştirmiyorum lan, o motora uçak girsin. )

  • sabah sabah tüm sinir sistemini çökerten çocuk. orada gevrek gevrek gülen gerizekalı kıza muhtemelen şirin gözükmek için girilen aptal saptal bir iddianın sonucunu 7 senedir çektiği eziyet olarak kazanmıştır.

    delikanlının gözyaşlarına ayrı içim yandı, o anneciğin gözyaşlarına ayrı.

    umarım bir hayırsever duyar sesini de en kısa sürede sağlığına kavuşur. en azından "anne" diyebilir.

  • işte bunlar hep agile çalışmamaktan. aşiret reisine urgent meeting iletmeden önce “sonraki sprintte deploy ediyor olacağız” denilseydi bunlar olmazdı.

  • gelirken pasaportla mı girdiler ki sınırdışı edilecekleri zaman pasaport'a ihtiyaç olsun diye sordurandır.

  • "akp iktidara geldiğinde yeğenim zeynep 3 yaşındaydı. bugün 12 yaşında. akp döneminde tam %400 büyüdü. istikrar sürsün zeynep büyüsün!"