hesabın var mı? giriş yap

  • darbe neden mi başarısız oldu? tek değil birkaç gerçek sebebi var, sırayla şöyle özetleyebiliriz, buyrun:

    1- darbenin şifresi marmaris'ti. cumhurbaşkanı orada öldürülseydi işte o zaman çok daha fazla sayıda darbeci general meydana çıkacaktı.

    2- bu nedenle türkiye'nin dört bir yanındaki birliklerde görevli pek çok darbecinin kulağı marmaris'teydi. ama bekledikleri olmadı.

    3- cumhurbaşkanı'nın cnn türk'e canlı bağlanması çoğu darbeciye geri adım attırdı.
    yaşıyordu ve meydan okuyordu. işte bu darbeye set çekti.

    4- cumhurbaşkanı'nı canlı cnn türk'te gören pek çok darbecinin hevesi kursağında kaldı. doğan medya center da bu nedenle darbecilerin hedefi oldu.

    5- cumhurbaşkanı'nın basit bir telefon görüntüsüyle de olsa ekrana çıkıp yaşadığını göstermesi düğümü çözdü. darbecilerin çoğu geri adım attı.

    6- hatta cumhurbaşkanı'nı ekranda canlı gören kimi darbeciler televizyonlara bağlanıp asker kışlasına dönsün nutukları attı.

    7- şimdi pek çok kişiye anlaşılmaz gelen ve ülkenin dört bir yanında süren üst rütbeli gözaltıların nedeni bu; darbeye teşebbüs.

    8- türkiye sanılandan çok daha büyük bir darbenin eşiğinden döndü/dönmek üzere. henüz tehlike tam geçmiş değil. meydanlar önemli.

    (not: mısır'daki darbeyi hatırlayın. ilk darbe girişimi halk tarafından başarıyla püskürtülmüştü. ancak rehavete kapılan ve darbenin bittiğini düşünen halk evine dönünce, esas darbe başlamıştı ve başarılı olmuştu.)

    (genel kültür notu: neden mi her yerde sela verildi? islam'da sela; cuma ve ölüm dışında okunursa birlik çağrısıdır.)

    ek yapıyorum:

    9- darbe sabah 04.00'da tam teşekküllü planlanmıştı fakat genel kurmay başkanı hareketliliği fark edip karargahta kaldı ve bu olayı yanındaki hainler istanbul'a bildirdi, bu yüzden operasyon 6 saat erken başladı.

    10- istanbul arnavutköy'de tank birliğindeki binbaşı olayı fark edip emniyeti aradı, belediyenin iş makinaları kışlanın kapısını kapattı, orada 2 albay ve 1 polis şehit oldu ama tanklar çıkamadı.

    11- malatya'da 8 adet kargo uçağı mühimmatı türkiye'ye dağıtmak için yüklendi fakat belediye uçuş pistine itfaiye ve belediye araçlarını park etti ve uçaklar kalkamadı.

    12- karargaha giren tuğgenerali bir astsubay alnından vurdu ve karargahtaki bütün plan çöktü.

    13- cumhurbaşkanı'nın 1 haftadır yeri bilinmiyordu, hain yaveri yerini söyledi ama yine operasyonun erken başlamasından dolayı cumhurbaşkanı oteli terk ettikten sonra hainler geldi.

    14- cumhurbaşkanı ölümü göze alarak istanbul'a uçtu. uçuş numarasını tc ana yerine tk8464 yani tarifeli bir uçuş kodu ile istanbul'a indi. eğer ankara'ya inseydi helikopterler havalimanında veya sarayda vurmak için hazır bekliyordu. burada da 1.ordu komutanı olaya el koydu, sizi acilen istanbul'a bekliyoruz dedi.

    15- türksat telekom da ve bilimum yerlerde sivil ve polis direnişleri oldu, hesap tutmadı, iletişimi kesemediler. telekom acıbadem müdürlüğünde bir muhtar şehit oldu.

    16- vatan caddesi'ne giden panzerlerin içinde emniyetten atılan fetocu emniyet amiri bile hazırdı. darbe olduğunda koltuğuna geri oturmak için oradaydı ama şimdi nezarette.

    17- halkı tamamen unutmuşlardı, aslında onların planında cumhurbaşkanı'nın canlı yayın yapacağı yoktu çünkü saat gece 04'de cumhurbaşkanı yakalanmasa bile iletişim tamamen kesilmiş olacaktı ve kimse sokağa çıkın çağrısı yapamayacaktı.

    (son not: bir hatam varsa affola, en doğrusunu allah bilir diyorum ve bırakıyorum.)

  • çelik'i ölümle tehdit eden örgütmüş.

    allahaşkına soruyorum, ölümle tehdit ettiği kişi çelik olan bir yasadışı örgüt olabilir mi ya?

  • bir ömür boyu çalışmasa geçim sıkıntısı çekmeyecek nil ve onun gibiler artık başka bir misyon üstlenmeliydi. hepimizi özgürleştirmeliydi artık. doğaya gitmeliydik hepimiz, inek beslemeli, kişisel gelişim kitapları okumalı, yoga matının üzerinde bağdaş kurup enerjiyi özümsemeliydik. neden yapmıyoruz ki? neden karantinayı bir koza olarak göremeyecek kadar körüz ? oysa ki işe gidip gelmek ne kadar ruhumuzu yoruyor. iş dediğin nedir ki. arada gidip reklam filminde oyanayacaksın. kazandığın parayla da doğada yaşayacaksın ey halkım. bu kadar zor mu? bir dinleyin kendisini. hadi bakıyım yarın herkes bağdaşını kursun, derin bir nefes alsın, ruhunu özgürleştirsin. hepimiz kelebek olacağız karantina bitince.

  • crossfire'da ön meydanı cepheden gören makineli tüfek ve bombaların olduğu balkonda doğmuştur. ancak oradan az öncesinde biri geçip makineli tüfek ve bombaları topladığı için bu silahların yeniden çıkmasını beklemektedir. bu arada boş durmayıp balkonun köşesinde bulunan böcekleri ortama salar, belki iş yapar diye... yazıktır, hor görmeyelim :)

  • halkın hukuka güvenini kayıpla, nasılsa hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmayacak, yapılsa da bir iki saatte serbest bırakılıp belki de kadını öldürmek için gidecek adama, dünya gözüyle cezasını vermesidir.

    bir hukukçu olarak elleriniz ayaklarınız dert görmesin demekten kendimi alamadım.

  • askerliğini eğitim çavuşu olarak yapmış birisi olarak söylüyorum;

    askere gidecek kardeşlerimiz bu tiplerle yüzde doksan dokuz karşılaşacaklar.

    sizi evde bekleyen annenizi babanızı düşünün ve böyle tiplere karşı asla ama asla ürkek davranmayın. orası bambaşka bir dünya.
    devrecilik sayesinde nizam sağlandığı düşünülüyor bu cahiller arasında.
    ilk intiba çok önemli. sakın pısırık durmayın. kim ulan bir piç kurusu gelip sizin üzerinizi arayacak, sizi rezil edecek, size gülecek?
    ilk gece falan dinlemeyin, gerekirse orayı ayağa kaldırın.
    kavga edemem derseniz direkt bölük komutanınız ile görüşün. uzman çavuşlarla falan değil.
    cimer'e şikayet edeceğinizi söyleyin ve sahiden de edin.

    bu tipler sivilde bir bok olamamış tipler. bu yüzden orada efendi kim varsa ezmeye kalkarlar. ben çok acemi asker kurtardım bu şerefsizlerin elinden. gerekirse siz de kısa dönemlerden sözü geçen birine ya da vidyonun sonundaki gibi bu tiplerle aynı devreden olmasına rağmen mazlumun ahını almaktan korkan aslan parçalarına vaziyeti anlatın.

    siz de bir annenin evladısınız. askerde ya da sivilde hiçbir piçin sizi böyle hallere sokmasına izin vermeyin. çünkü bu tipler bitmez, bitmeyecek de.

  • performer* ve recipient*a gore gruplanan dort sosyal davranistan biri*. soyle ki:

    cooperative: performer(+)/recipient(+)
    altruistic: performer(-)/recipient(+)
    selfish: performer(+)/recipient(-)
    spiteful: perfomer(-)/recipient(-)

    (+)-yararina
    (-)-zararina

    altruism gen havuzunun gelisimi yararina veya bireyin fitnessini sonraki kusaga aktarmaya yonelik olarak gelismis olmasi muhtemel bir davranistir, bu yuzden dogal seleksiyonla evrimlesmis olabilecegi dusunulmektedir.

    altruistik davranisin performer ve recipient in arasinda genetik bir baglanti oldugunda kolay gelistigi bilinmektedir. bu nedenle, altruistik davranisin akraba olan canlilar arasinda sikca goruldugu bilinmektedir. (arilarda gorulen partenogenez buna bir ornektir) bunun sebebi de akraba canlinin fitness inin artirilmasi olarak aciklanabilir.

    ornegin: ayni ana-babadan gelen iki kardesin ayni alellerin %50sini tasiyor olma olasiligi yuksektir; bireyin kardesinden olan yavruyla alellerin %25ini paylasmasi mumkundur. bu nedenle, canli akrabasina yardim ederek kendi alellerinin bir porsiyonunun populasyonda temsil edilmesini saglayabilir.

    psikolojide ise*, pragmatizm ile karistirilmasi son derece yanlis olan dusunce. aksine, altruism birey dusmanligina yakinsar*. pragmatizm ozunde bireyciyken, altruism de bireyin kendisini baska bir birey/topluluk icin feda etmesi soz konusudur (ki bu "kendini feda etmek" psikolojik olarak bahsedilse bile, daha makro boyutta, yukarida bahsettigim gibi kendi genlerini populasyonda temsil etmeye yonelik de olabilir. bu konuda bilgi icin (bkz: the selfish gene)).

    yine de, inadim inat kicim iki kanat suretinde illa da bireyci bir yaklasimda bulunulmak istense bile altruism in bireycilikle baglantili olabilecegi ihtimali oyle pek de uzak degildir. altruistik bir davranis bile, ilerki donemlerde karsidakinden de ayni davranisin beklenmesi sebebiyle gerceklesebilir. ornegin, trivers insanlarda gorulen altruistik davranisin adalet, ahlaki ofke duygusu, sucluluk, sukran ve sempati duygularina bagli olarak, dolayisiyla karsilikli olarak goruldugunu savnumustur reciprocal(karsilikli) altruism teorisinde yamulmuyorsam*.

    utilitarianism ise ozellikle bireyin suru icin kendini feda etmesi gibi davranislarda altruism e sasilacak derecede benzerlik gosterse de aslinda ikisi farkli seylerdir. altruism deyince akla recipient cikari gelir, utilitarianism de ise bu "cikar" kavrami daha sinirli tanimlanmistir: cikar majoritenin yararina olmalidir, ayriyetten bu cikar yani "the greatest good" biraz hedonistce bir "greatest good"dur, zira aci/zevk suretinde ayrilmis iki keskin kavram arasinda mutlak olarak zevk e ulasmayi amaclar. altruism de ise, zevk bir amac degil, aractir; yukarida belirttigim bazi sebeplerin saglanmasina yonelik yolda kullanilabilitesi vardir.

    eh, bu da boyle bir tanimlamamdir*. saygilarimi sunarim.*

    edit: cok kotu butonu mafyasina honolulu'dan itinayla saygilarimi yollarim. beni sizler var ettiniz.

  • arçelik ve beko'nun vestel kalitesizliği ile aynı cümlede kullanılmasına şiddetle karşı çıktığım önerme.

    arçelik ve beko'nun da kendilerine göre kalitesizlikleri olabilir ama bu vestel'le aynı kulvara koymak acımasızlığını göstermek için kafi değil.