ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
128 milyar doları sattık çünkü tc iflas ederdi
-
hayatları yalan. velev ki doğru söyledi, ülkeyi nasıl iflasın eşiğine getirdiniz diye sormazlar mı adama.
bomboş yolda şerit değiştirirken sinyal vermek
-
(bkz: bomboş yolda şerit değiştirmek) daha anlamsızdır.
1 milyar liralık dogecoin vurgunu
-
12 milyon tl kaybedene zerre kadar üzülmem.
100 tl, 1000 tl kaybedene ciddi ciddi üzülürüm.
rüzgar çetin'in ölümüne sebep olamadığı öbür polis
-
ölmüş arkadaşını iyi bir paraya satmıştır.
yiğit özgür
-
toplu taşıma araçlarında okunması durumunda sağdan soldan okuduğunuz şeylere göz ucuyla bakmaya çalışan kişileri görmeniz pek mümkündür. hayatımızdaki figüranlarla bizi bir noktada buluşturmuştur kendi çapında. yıllardır aynı çizgiyi sürdürebilmek, "nerden buluyor bu adam bunları yaaa" cümlesini bu kadar çok haketmek ne büyük bir şans kendisi için. sağolsun varolsun hayatımıza kattığı kıkırdamalar için.
müşteri: merhaba sevgili bakkal... al sana 350 kuruş, bana ekmek ver.
bakkal: orda dolaptan al.
müşteri: teşekkürler.. işte bu netliği çok seviyorum. ekmeğimi alıyorum, karşılığını ödüyorum.. hayatta her şey bu kadar net olmalı..
bakkal: üç tane alırsan dördüncüsü bedava
müşteri: ve işte ibnelik çanları çalmaya başlıyor...
geceleri üst kattan gelen misket yuvarlanma sesi
-
basligi okuyunca resmen tirstim, cunku bu misket yuvarlama sesinin sadece benim ust komsuma ait oldugunu dusunuyordum. gece gece once bir tak diye ses duyarsiniz, sonra o dusen minik top * seke seke yuvarlanmaya devam eder. anlam veremedigim, ama yalniz olmadigima da sevindigim, apartmanda duyulan ilginc seslerden biridir.
haluk levent samimiyetsizliği
-
bir gün istiklalde dört arkadaş elde biralar yürüyoruz. gitar çalıp para toplayan bir şarapçı gördük. biz de sarhoş ve genciz, yanına oturduk. o bizden içki istedi, biz de ondan şarkı. çalıp söylerken adam bize ”ne çalayım” diye sordu. o sıra haluk levent'in kağızman şarkısı her listede bir numaraydı. benim de nereden aklıma geldiyse geldi ve ”kağızman çal be” dedim. tam o sırada arkamdan bir ses ”ne çalsın, ne çalsın!” dedi. kafamı bir çevirdim haluk levent. dört kişi, alkolün bokunu çıkarttık diye düşünürken haluk gülümseyip karşımızda dikiliyordu.
bizim grupta kahkahalar ve gülüşmeler
abi dedik gel sen söyle bari.
yok dedi işim var ama dönüşte uğrarım..
iç sesimiz direkt ”yalaan” diye fısıldadı. uğramayacaktı.
ama dönüşte uğradı! ve bizi de utandırdı.
siz dedi çalın ben amcaya para toplayacağım...
yoldan geçenleri çevirip gitar çalan şarapçı için tomarla para topladı.
şarapçı belki iki üç ayda kazanacağı parayı bir gecede haluk levent sayesinde kazanmıştı.
işi bitince teşekkür edip gitti haluk. sonra biz de dağıldık
o zamanlar sosyal medya yoktu. adamın kariyeri desen zirvedeydi. peki o zaman bu adam bunu neden yaptı?
sevin, sevmeyin ama ben iyi kalpli bir insan olduğuna bizzat şahit oldum. o yüzden bana samimiyetsiz de gelmiyor.
insanı yurt dışına çıktığına pişman eden şeyler
-
sahip olabileceği harika hayatı gördükten sonra, kürkçü dükkanına dönmek zorunda olması.
(bkz: ignorance is bliss)
erzurum şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
erzurum'u toptan kapatsalar yine yüzde 72 oy çıkar , o sebeple çok önemi olmayan olaydır .
ayva göbekli kadın çekiciliği
-
(bkz: ayva göbek capsi vereyim derken bira göbeği capsi vermek)
annenin whatsapp kullanması
-
teknolojiyi bir yerden yakalaması ama hâlâ rakamları yazamamasına ve şöyle mesajlar almanıza sebep olabilir:
-ekmek ekmek. söylediğim kadar ekmek al.