hesabın var mı? giriş yap

  • işlettiği kırtasiyeye 'selam' diye giren gence 'aleyk' diye karşılık veren rahmetli dedemi hatırlatır.

  • futbolcuların maçtan önceki faciadan tam anlamıyla haberi olmamıştır. onlar 1-2 kişinin öldüğünü zannederek sahaya çıkmış ve oynamıştır. hakem, boniek'in ceza alanı dışında düşürülmesine penaltı vermiş, liverpoollu futbolcular, maç öncesi olaylar nedeniyle mahçup oldukları için itiraz bile etmemişlerdir. platini'nin vuruşu juventus'a avrupa şampiyonluğunu getirmiştir. tansu polatkan konusuna da açıklık getirmek gerekirse... polatkan da diğer tüm meslektaşları gibi resmi yetkililer tarafından olaydan haberdar edilmemiştir. belçika televizyonu da ceset görüntülerini ekrana taşımamıştır. bu yüzden de yaklaşık 1 saat boyunca kargaşa içindeki tribünlerin ekrana verilmesi sonucunda tansu polatkan da top çevirmek zorunda kalmıştır. kısacası birçok eleştirilecek noktasını bulabileceğimiz polatkan bu konuda masumdur.

  • bu satırları ne zaman okusam yuzumde bir gulumseme beliriyor;

    " new york, california'dan üç saat ileride ama bu california'yı yavaş kılmaz.
    kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bulana kadar 5 yıl harcar.
    kimisiyse 25 yaşında ceo olur ama 50 yaşında ölür.
    bir başkası 50 yaşında ceo olur ama 90 yaşına kadar yaşar.
    kimisi hâlâ yalnızdır.
    kimileriyse evlenmiştir.
    obama 55 yaşında emekli oldu.
    trump ise 70 yaşında işe başladı.
    bu hayatta herkesin kendi zaman dilimi vardır.
    çevrendeki insanlar senin önündeymiş gibi gelebilir.
    kimilerini de arkandaymış gibi hissedebilirsin.
    ama herkes kendi yarışını, kendi zaman diliminde verir.
    onlara özenme, onlarla alay etme.
    onlar kendi zaman diliminde, sen kendi zaman dilimindesin.
    hayat harekete geçmek için doğru anı beklemekten ibarettir.
    o yüzden, sakin ol.
    geç kalmadın.
    erkenci değilsin.
    tam da zamanındasın. "

    debe edit: paylaştıgım satırların bir cok kişiye umut olduguna ve iyi geldiğine dair cok fazla güzel mesaj aldım, tesekkur ederim. umarım kendi zaman diliminizdeki kendi yarışınızı en mutlu sekilde verirsiniz...

  • suratlarina baktiginiz anda ne mal olduklarini belli eden tiplerdir. arka koltugun sag tarafina oturdugunuz takdirde ve gideceginiz mesafe de yakinsa taksimetre acmaz bu serefsiz insanimsi topluluk. 9-10 lira tutacak bir yol katedersiniz ve ineceginiz yere gelirsiniz ve diyalog baslar
    + ne kadar (taksimetreye bakilir)
    - 20 lira.
    + e taksimetrede yazmiyor birsey. neden acik degil?
    - kardes valla yorgunum unutmusum ama senden once birini getirdim buraya inan 20 tuttu.
    + ya git hasta misin? ne 20 si 10 bilemedin 12 lira yazar.
    - inanmazsan terminale geri gidip tekrar taksimetreyi acalim bakalim ne kadar tutcak
    + tamam olur hadi gidelim. taksimetre ne yazarsa onu vercem. nasil olsa zamanim bol.
    - e ama simdi gidip gelcez taksimetrenin 2 katini vermen gerekir. bosuna mi benzin yakiyom ben.
    + acsaydin o zaman taksimetreyi. hem bu lpg.
    - tamam o zaman sen 18 ver. ugrastirmayalim birbirimizi.
    + ben bu tur seylerden keyif aliyorum. ya 10 lira veririm yoluna devam edersin ya da asti ye gidip tekrar taksimetreyi acariz ne tutarsa onu veririm.
    - ya ver lanet olsun ya 15 ver git hayret bisi ya!
    + (bu sirada canta yavas yavas omza alinir taksiden inilir) astiye gitmiyorsak al bu 10 lirayi benzin at arabaya ( on camdan para koltuga firlatilir ve arkaya bakmadan seri bir sekilde yurunmeye baslanir)

    en son gittigimde havas duraginin oraya asilan tabelada "guvenliginiz icin asti logolu taksilere bininiz" yaziyordu. belki bir duzenleme yapmislardir. ama orada akbaba gibi bekleyen kisiliksiz, serefsiz canlilarin bu duzenlemeye uyuyor gibi bir hali yoktu musteri kapma diyaloglarinda.

  • japon mafyasına patentini satmayı umduğum yeni silahım.

    görmüşsünüzdür samuray kılıcı (katana) şeklinde şemsiyeler var. gören önce bir "noluyoruz, herif kılıçla dolaşıyor" diye şaşırıp sonra şemsiyeyi farkedince gülüyor.

    benim icadımda ise gören önce kılıç sanıyor şaşırıyor, sonra şemsiye olduğunu anlayıp gülmeye başlıyor, sonra şemsiyenin içinden çıkan kılıçla ikiye bölünüp gülümsemesi yuzünde donuyor.

  • dolma biberin doldurularak yenmesi gereken bi sebze olduğunu ilk kim düşündüyse higgs bozonunu bulmuş kadar büyük iş yapmış arkadaş! hayır onca zımbırtıyı bir araya getirip bi bitkinin içine tık ve lezzetli bi şey çıksın ortaya.

  • efe 2 yaşında konuşmayı yeni yeni öğreniyor. balkona çıkartılıp hilal şeklindeki ay gösterilir.

    +efe bak ay.
    - (ağlamaklı bir şekilde) kırılmış :(

  • pendik-eskişehir eskişehir-ankara hattıdır. yandaş firmanın tünel açarken tünelinin çökmesi ve milyon dolarlık tünel kazma makinesinin içinde kalması sonucu, yol dağın etrafından dolandırılmış, avrupa ayarında hızlı trenlerle 2 saatte gidilebilecek yol üç buçuk saate çıkmıştır. o da istanbula gelmiyor zaten, bursa-istanbul arasında biyerde bırakıyor.

    japonya, avrupa gibi yerlerde tren hızları 500 km'sa'ya dayanırken biz istanbul-ankara'yı 3.5 saatte gidebildiğimiz için seviniyoruz.

    üstüne bizim vergilerimizle yapılan yere de, sanki adamlar cebinden vermiş de yapmış gibi dilenmemizi bekliyorlar. düzgün yapılmamasına rağmen.

    he canım he.

  • an itibariyle tarihi bir olaya tanıklık ediyoruz, bu durum ileride iktisat kitaplarında yerini alacaktır. suudi'ler (bkz: wuhan virüsü) nedeniyle daralan talebi gerekçe göstererek bu hamleyi yaptılar. bu durum özellikle rusya gibi yüksek maliyetle petrol arz eden ülkeleri olumsuz etkileyecektir ancak rt'nin haberine göre putin bu tür fiyat şoklarına karşı 140milyar dolarlık bir fon oluşturmuş.
    türkiye, enerji açısından dışa bağımlı bir ülke. petrol fiyatlarındaki yüzde 35’e varan düşüş, maliyetleri kısa vadede bu oranda düşürmez. uzun vadede fiyatlar bu şekilde devam ederse bu bizim açımızdan pozitif bir durum olacaktır.
    ancak özellikle almanya, ingiltere, ırak gibi ihracat yaptığımız ülkelerde yaşanabilecek ekonomik olumsuzluklar direkt olarak bize de yansıyacaktır. rusya ekonomisinin daralması durumunda, 2019'da 35milyar dolar olan, turizm gelirimiz azalacaktır. sonuç olarak bir yandan enerji maliyetimiz azalacak, diğer taraftan ise ihracat ve turizm gelirlerimiz azalacaktır. küresel boyutta bu durumun sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum.