ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anneler yazar olsa alacakları olası nick'ler
-
babası kılıklı
her şey sizin için
kıs şunun sesini
ben malımı bilmez miyim
getirme beni oraya
gelirken ekmek de al
girme eve ayakkabılarınla
yalınayak dolaşma
eve geç gelme
uyu artık
senin arpan fazla geldi
sarı bezi getir
misafirlere hoşgeldin de
bitir tabağındakileri
hizmetçiniz var zaten
elalemin çocuğu nasıl yapıyor
evlenmeden önce 48 kiloydum
dik otur kamburun çıkacak
kapıyı ört cereyan yapıyor
sofrayı yiyen kaldırsın
çıkarttığın yerdedir
seni alanın vay haline
benim söylememle yapacaksan hiç yapma
kalk yerine yat
ben demiştim
çayı şekersiz içenlerin ısrarla övgü beklemesi
-
şu hayatta cevabını en çok merak ettiğim şeylerden biri de bu. diğeri de kitapların önsözünün birileri tarafından okunup okunmadığı. ben, kitabın sahibinin de, editörün de, yayıncının da okumadığını düşünüyorum.
peki neden övgü bekliyor çayı şekersiz içenler. ne yapmamızı istiyorlar. madalya mı takalım, ayağa kalkıp alkışlayalım mı, torpil mi patlatalım, kızkaçıran mı yakalım, çatapat mı gömelim ne yapalım istiyorlar. böyle bir vakur duruşlar, poz kesmeler, takdir beklemeler falan. gerçekten çok sinir bozucu. hayır 2 tane küp şeker harcamadık diye memleket mi kalkındı. peki benim şeker pancarı üreten köylüm ne yapacak, nasıl geçimini sağlayacak. üç beş tane entel mutlu olacak diye köylümüzü yedirmeyiz arkadaş. şekerli çay içmiyorsanız gidin dağda yaşayın.
sağ ve sol kavramlarının artık geçerli olmaması
-
kendini bir etikete hapsetmek kıt ve beyinsizce bir tercih/durum.
bu sağ da olsa sol da olsa, a mezhebi, b mezhebi, x-izm, y-izm de olsa böyle.
artık etiketlerin anlamı yok, entegrasyonun ve ayak uydurmanın zamanı.
geri kalmış aptal ülkeler birtakım kavramlar için potansiyellerini heba ederken, aklı başında olanlar işine-gücüne-keyfine bakıyor.
1=0
-
- güntekin. fenerbahçe'nin oyun formatı ne?
- 4-4-1-1 hocam.
- sondaki 1 kim?
- daniel güiza.
- yani 0.
uzungöl'ün son hali
-
çok afedersiniz ama her seçim %58'ler %65'ler ile ampüle basan has hakiki vatansever trabzonlular'ın pek de umurunda değildir.
tüm trabzon ormanlarını kessen ses çıkmaz oradan!
genç kadını hüngür hüngür ağlatan ev sahibi
-
kiracı hatalı. konu belli ki kirayla ilgili değil, merdiven boşluğuna koyulan ayakkabılarla ilgili. neredeyse bir ayakkabı reyonunu dolduracak kadar ayakkabı var merdivende.. belli ki ev sahibi daha önce defalarca uyarmış ama merdivene ayakkabı koymaya devam etmişler. ki merdiven de daralıyor haliyle..
kiracının üslubu da hiç doğru değil. evsahibine "deli karı" diye hakaret ederken, evsahibi ise evin içini gösterip ayakkabıları kastederek "buraya koy yavrum" diyor.
köydeki gibi ayakkabı falan dışarda kalsın diyorsanız apartmanda oturmayacaksınız, köye döneceksiniz.
knorr türk halkının sağlığı ile oynuyor
-
türkiye'de satılan çoğu ürün için geçerli olan durum. kalitesizi türkiye kalitelileri avrupa tüketiyor.
broadcast news
-
1983'te çektiği terms of endearment filmiyle, en iyi film, yönetmen ve senarist dallarında oscar kazanan 5 yönetmenden biri olan
james l brooks'un yazıp yönettiği ikinci film. zeki, başarılı ama televizyon suratı (bkz: o da ne demekse) olmayan televizyon muhabiri albert brooks'la, pek de zeki olmayan ama yakışıklı olduğu ve ekrana yakıştığı için hızla yükselen william hurt'ün satire dolu hikayesi. aralarında kalan kadını da holly hunter oynar. televizyonculuktan gelen ve bugüne kadar sadece 5 film çeken brooks'un kendi dünyasını en fazla anlattığı filmidir.
ay'a gönderilen ilk insan türk kızı olsaydı
-
ilk adımı kendisi atmazdı, ay'dan ilk adımını atmasını beklerdi.
(bkz: bn ne gdcm ona yeaa, o glsn bna)
evde recepi besleyeceklere tavsiyeler
-
oksijen motorunun fisini cekin. oyle daha guzel.
çanakkale zaferi'nin 100. yılına özel reklam filmi
ak-saray
-
öncelikle;
(bkz: romanya parlamento binası) ve (bkz: nicolae ceauşescu)
(bkz: ak-saray) ve (bkz: recep tayyip erdoğan)
umarım sonları da benzer.