hesabın var mı? giriş yap

  • baba bir tamirat işi ile uğraşmaktadır.

    - baba ya o öyle olur mu. alttan ittireceksin.
    - hsss
    - ya baba bırak allahaşkına, o tornavidayla olmaz o, şununla yapsana.
    - (dayanamaz işi bırakır) bak oğlum bigün dedenin dükkandayım. saat tamir ediyor rahmetli. ben de omuzundan bakıyorum. dedim ki "baba şunu şöyle yap, bunu böyle yap", deden elindeki işi bıraktı, bana döndü, anlatmaya başladı:

    birgün devenin biri coşkun akan bir ırmağın kenarına gelmiş, maksadı karşıya geçmek. suya girmiş, yürümeye başlamış. biraz açılınca akıntıdan ayakları yerden kesilir gibi olmuş. o esnada korkudan biraz kaçırmış.

    deve bakmış ki boku suda batıp çıkıyor, girdaplara gire çıka, döne döne uzaklaşıyor, içinden geçirmiş.

    "işe bak yahu, sıçtığım bok bana yüzme öğretiyor."

    -tısss

  • oteki kadinin asil ben senin kocanla eglendim, bundan bisey olmayacagini anlayinca sana iteledim demis olma ihtimali beni helecanlandiriyor

  • ben esenyurtta yasiyorum ve bu yavsak, kansiz suruleri yuzunden milli bayramlarda bile evime bayrak asamiyorum. cunku ne devletin polisine ne de askerine, beni koruyacagina dair zerre guvenmiuorum. evimin dibinde aponun cocuklari, gunesin cocuklari diye sikimsonik sarkilar falan caliyorlar. polisin sikinde degil tabi.

  • istanbul ticaret borsası başkanı ç. ali kopuz böyle buyurmuş. bir de kızmış trafik kazalarına neden bu kadar tepki gösterilmiyor diye. ne pissiniz be.

    tekrar tekrar okuyorum çıldırıyorum. siz şimdi bunlar kaza falan değil, sorumsuzluk, ihmal derseniz vatan haini oluyorsunuz. neden? çünkü borsayı sabote ediyorsunuz. borsanın bir kaç puan düşmesi çıkması insan hayatından çok daha önemli çünkü. lan hadi tamam umrunuzda değil insanlar ölmüş yaşamış. lan açık açık nasıl söylüyorsunuz bunu?

    haberin detayları burada. sinirlenmeden sakin kalıp okuyabilecekler bir göz atsın. http://www.radikal.com.tr/…iyeye_saldiridir-1213654

    edit.

  • fatura işlerinde, resmi evrakta adres verirken de sıkıntı yaratan durumdur. örneğin müstakil evde oturuyorsanız ve apartman adınız yoksa telefon bağlatırken falan karşılaşabilirsiniz bu durumla. yaşanmış örnek de şu şekildedir:

    - ev adresinizi alabilir miyim?
    + x mahallesi y çıkmazı 3/1 ilçe-şehir
    - apartman adınız nedir?
    + apartman adı yok.
    - ama olmak zorunda.
    + müstakil ev ve adı yok. numara yeterli.
    - ama apartman adınız vardır mutlaka.
    + ali apartmanı
    - yok demiştiniz.
    + şimdi verdim apartmanın ismini.
    - ??

  • hani kadına şiddet olaylarında "her şeyden önce kadınlar annedir, annelerimizdir" falan deniliyor ya işte bu konuya hassas bir dokunuş yapan, maggie gyllenhaal filmi.

    baba olmanın her erkeğin harcı olmadığını bir şekilde kabullenmişiz de konu anneye gelince nedense işler değişiyor. eski kuşağın geleneğini sürdüren; öpmeyen, sarılmayan, gülüp şakalaşmayan, sevgisini asla göstermeyen ya da başı sıkışınca çekip giden babalara aşinayız mesela. ama buradaki yorumlarda da film ile ilgili en çok annenin, çocuğun yaralanan parmağını öpmemesi yadırganıyor. bu hareket doğrudur demiyorum ancak net bir şekilde kınayamıyorum da çünkü gerçekten her kadın "anne" olmaya uygun değildir.

    belki bizim annelerimiz de kendi içlerinde bu savaşı vermiştir. çocuklarını ölesiye seviyor olmak da anneliği tam anlamıyla benimsemiş olmak anlamına gelmiyor çünkü. çoğu anne bunu asla dillendiremezken birçok kadın ise özgür bir şekilde çocuk sahibi olmamayı 'seçebiliyor'. zaten filmin verdiği mesaj tamamen bu; anne olup olmamayı seçebilme özgürlüğünün bazı tabuların yerini alması. bu konunun yazar ve yönetmen bağlamında tamamen kadın perspektifinden sunulmuş olması filmin her noktasında kendisini hissettiriyor. o şahane oyunculuğunu oscar'la taçlandırmış olan olivia colman'ın canlandırdığı karakter leda; eğitimli, tek başına tatile çıkabilen, lafı fazla uzatan adamı kibarca susturup yemeğine devam edebilen, tehditlere boyun eğmeyen, geçmişiyle yüzleşirken yaşadıklarından pişmanlık duymayan ve kendisinin kabullenemediği annelik kavramını benimseyebilmiş ya da bununla mücadele eden kadınlara da saygı duyan yani kesinlikle sıradan olmayan bir kadın.

    sonuç olarak filme genel olarak baktığımızda leda'nın üzerinde nispeten fazla durulmuşken diğer tüm konu ve karakterler derinleşmeden darmadağın ve yüzeysel kalmış. biraz şunu gösterelim biraz da şunu anlatalım derken süre uzayınca "kestik" deyip bitirmişler sanırım. karakter gelişimi ve olay örgüsü üzerinde biraz daha oynanıp vurucu bir iş çıkarılabilirdi bu kadroyla. yine de yönetmenin ilk deneyimi oluşu ve konu baz alındığında fena olmamış diyebilirim.

  • limuzinsiz adım atmayan chuck bass'ın neden ilk bölümde okula belediye otobüsüyle gittiğini çözemediğim dizi. limuzin sanayideydi heralde o sırada.

    2013 editi: gossip girl'ün çözülemeyen yegane gizemi sıfatını koruyor.