hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: hahahahahahahahahaha)

    zafer turizm tek değil, çift yönlü sefer düzenliyormuş. hatta yolda vatandaşlık da ayarlıyormuş. zafertrolleri sahneye bekliyoruz :)

    tanım: süper komik olay.

    edit: tüh ya ümit hocamızın gözünden kaçmaması gerekirmiş. yakışmamış. ayıp olmuş. cık cık cık. ulan chp genel merkezinin çaycısının 7. göbek kuzeninin böyle bir şey yaptığı ortaya çıksa günlerce “mülteci sevicisi chp” diye konuşup başımızın etini yersiniz. şimdi “ümit hocamız dikkat etmeli” mi oldu? yazık kafanıza.

  • ''asıl salaklık 20 yıl boyunca siyasal islamcı bir şoförü tek adam yapmaktır'' düşüncesine sevkeden başlıktır.

    ''dingil sen önce kendi kıçına bak'' derler adama.

  • alışılagelmişin dışında bir yöntemdir.

    talebeyim, bir hastanın tansiyonunu ölçtüm, biraz yüksekti. hocaya durumu anlattım, tuz verelim dedi. “ama hocam” diyecek oldum, tuz ver oğlum benden daha mı iyi bileceksin dedi.
    hemşireler bir kaşık tuz yalattı. 10 dakika sonra bir daha ölçtüm. hocam tansiyon daha yükselmiş dedim. bir daha tuz verelim dedi. ama hocam bütün kitaplarda diyecek oldum, en iyi ben bilirim bu işi dedi ve hastaya tekrar tuz verildi. hasta kıpkırmızı oldu, artık hastanın gözlerine bakamıyorum bile ama dayanamadım bir daha ölçtüm tansiyonu. tansiyon tavan. .
    hocam hasta gidiyor dedim. artık eminim tansiyon ilacı verecek ya da en azından tuz vermeyecek. hayır bu benim yöntemim dedi. dünyada ilk kez ben uyguluyorum. daha çok tuz verin. gözlerime inanamadım. ama yine tuz verdiler. hastanın bilinci gitti, acilen bir şeyler yapmak lazımdı..

  • dün gültan kışanak'ı konuk ettiği programında yüzünde güller açmaktaydı. karşılıklı acaba yarınki nevruz mesajı ne olacak? ayy çok heyecanlı diye konuştular (izlediğim 10- 15 dakika boyunca). gültan hanım'ın yüzündeki gurur ve nereden nereye geldik duygusu hakkında bişey yazmak lazım mı bilmiyorum. ben şirin hanıma yoğunlaştım.
    hani insan hayvan kesilmesine dayanamaz ama et yemeğe bayılır. mesela ben balık tutmaya kıyamam ama çinekop çok severim. bu kentleşmenin sanayileşmenin falan bize kazandırdığı bir riya olsun. ya da özümüzden koptuk mu diyelim. ağız tadıyla bir tavuk bile kesemiyoruz. o dehşeti yaşayıp, şükredip allah ne verdiyse yiyip hayatımıza geri dönemiyoruz.
    kendisinde bu tarz bir kopukluk var bence kürt siyasi hareketini demokratik, özgürlükçü ve heyecan verici bulmasından kaynaklanıyor. heyecanla mesajını bekledikleri kişi gültan hanım için belli ki önder. ama o kişi aynı zamanda türk ordusuna düşman diyen, türkiye devletini düşman olarak gören, bunu da saklamayan bir kişi. öcalan'ın şimdiki barış güvercini halleri pek çaktırmıyor olabilir ama eski görüntülerinde açık ve net düşman diye bahsediliyor türkiye devletinden. böyleyken böyle yani. şirin hanım devleti pek sevmiyor diyeceğim. evet devletin bayılacak bir tarafı yok ama başka devlet de yok.
    kendi budunuzun kesilmesine dayanamıyorsunuz, bakamıyorsunuz. zaten siz şiddete militarizme falan da karşısınız. sonra biri o budu size demokrasi sosu ile pişirip getiriyor. ne kadar hoş, adamlar bunu otuz yılda pişirdi, helal olsun diyorsunuz. karşılıklı heyecanla bakalım menüde daha neler var falan diye konuşuyorsunuz. bence olayın kendisi böyle bir çarpıklık, anlamıyorum.

    edit: imla

  • "bu millet" sevmemiş olabilir. yüce türk milleti sevdi ve eserine sahip çıkacaktır.

  • bir mühendis bir rahip ve bir doktor bowling oynamaya giderler. gelin görün ki bowling salonu doludur. bir iki saat bekleyip de sıranın kendilerine gelmediğini görünce salon sahibinin yanına giderler ve durumu anlatırlar. adam bunları dinler ve açıklamasını yapar:
    - bakın arkadaşlar sizleri anlıyorum, lakin durum sizin bildiğiniz gibi değil, içeride bowling oynayanlar aslında itfaiyeciler. bundan yıllar önce burada bir yangın çıkmıştı ve bu arkadaşlar canları pahasına yangını söndürdüler. ama ne yazık ki kör oldular. ben de onlara olan borcumu ödemek için istedikleri kadar bowling oynama hakkı tanıdım onlara.
    demiş.

    bunun üzerine rahip:
    - çok acıklı bir hikaye, bütün rahip arkadaşlarıma haber verip onlar için dua edeceğim. tanrıya gözlerinin açılması için yalvaracağım, demiş

    ve doktor da:
    - evet tam bir drama ne yazık ki. ben de doktor arkadaşlarla düşünüp ve tıbbın bütün imkanlarını zorlayıp bu insanlara gün ışığını bir kere daha göstermek için çalışacağım.

    bunları dinleyen mühendis biraz düşünür ve konuşmaya başlar:
    - bu arkadaşlar neden gece oynamıyor...