hesabın var mı? giriş yap

  • sek ürünleri alarak devam ediyorlar. o günden beri bir tane bile pınar ürünü almadım. isterse kar oranı tavan yapsın, isterse benden başka herkes kullanıyor, alıyor olsun, isterse dünyanın en ucuz ve en güvenilir markası olsun ben almayacağım.

    kafanız basmıyor galiba bir şeylere. şirket batsın, pınar yok olsun gibi bir amacım da yok. pınar firması bir tercih koydu ortaya. ben de bireysel olarak bir tercih koydum. benim gibi davranan veya davranmayan bir çok insan var. pınar yanında olanlarla mutlu biz de hayatımızda pınar olmadan mutluyuz.

  • paket servislerde, "tamam, pos makinen çalışınca gelirsin", restoran gibi yerlerde, "bu benim telefon numaram, pos makinen çalışınca ara beni", mağaza vb. yerlerde, kibarca, "ürün kalsın" cümlelerini kurduğunuzda, mucizevi bir şekilde çalışan pos makinesinin bir yerlerden çıkageldiği, talihsiz tahsilat durumudur.

  • bir türkiye gerçeği.

    saat 19:00'dan sonra;

    - herkes evine kapanır,
    - sokaklarda araba park edebilecek yer bulunmaz (herkes evde çünkü)
    - toplu taşıma araçları; caddeler, sokaklar bomboş olur,
    - insanlar tv'nin karşısına geçip program izler,
    - yetişkin çocuklar odasına geçip nette takılır,
    - kimi müzik dinler,
    - kimi yalnızlıktan dem vurur,
    - kimi işini düşünür,
    - kimi sevgilisini..

    aslında herkes asosyaldir.
    sosyal olmak; pazar günü avm'ye gitmektir.

  • osmanlı'nın paraları ne kadar boş beleş işlere harcadığının kanıtları olan haritalar. elin alman'ı geliyor senin yüzlerce yıl yapmadığın detaylı haritalandırmayı yapıyor.

    orhun kitabelerini gidiyor danimarkalılar buluyor, rus türkologlar okuyor.

    şu an karadeniz'de çayın yetişmesinin bile kredisi ingilizlere ait. adamlar işgale gelmeden nerede ne yetişir diye araştırmış. 600 senelik impartorluksa inek gibi sağmayı tercih etmiş bizleri, ne acı.

    anadolu'yla, türklükle alakalı bizi yapmamız gerekn fakat yabancılara ait araştırmalar beni cidden delirtiyor.

  • elinde oyuncak şırınga, o doktor ben hasta, oynuyoruz:

    - baba aç kolunu! domuz gribi aşısı yapacağım!
    - tamam.
    - pıst*. geçmiş olsun. şimdi de omzunu aç.
    - tamam.
    - pıst. geçmiş olsun.
    - bu ne aşısıydı?
    - bu da omuz gribi aşısı. hahahahahahaha!

  • puronun hatunlarin bacaginda sarildigi gibi bir geyik mevcuttur. nasil oloor da oloor diye gormek icin gezdigimiz havana'daki puro fabrikasinda bunun dogru olmadigini gorduk, puroyu sarmak oldukca zor ve zahmetli bir is (sarmaya baslamadan once sirf bu is icin dokuz aylik bir kurstan geciyorlarmis), bacak gibi duz olmayan bir yuzeyde kotarilmasinin imkani yok. ama bacaklarinin uzerinde tutun yapraklarini yayip, ayiriyorlar, ayni boy ve renkteki tutun yapraklari birarada olacak sekilde. butun markalar ayni fabrikada yapiliyor, ama hangi markaya hangi tutunden ne kadar konacagi vs. ayrintilari degisiyor, sarilmalari bittikten sonra ayri bir bolumde paketlenip, cicileri giydiriliyor. fabrikanin bir bolumu de kalite kontrol, ki herhalde burada calisanlar puro meraklilarinca dunyanin en sansli insanlari olarak nitelendirilebilir; adamlarin tek isi, yapilan purolardan ornekleri deneyip, olmus mu olmamis mi karar vermek. akciger-girtlak kanseri gibi bir riski vardir herhalde ama olacak o kadar... ne kadar zor ve emek isteyen bir is oldugunu gorunce puronun neden korkunc fiyatlara satildigini da anlamis olduk.

    ayrica (bkz: partagas)