hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul’da 9.56’da metroda olup işe gecikme kaygısı yaşamak enteresan.

    kaldı ki yazarın bahsettiği arıza süresi 12 dakika.

    istanbul’da bir yerden bir yere gitmek için yolda 12 dakika kaybetmek öyle aman aman bir sorun da değil.

    evet teknik bir arıza olmuş, geçmiş olsun.
    her boka ibb’nin zammını yapıştıracağınıza brent petrol 100 doların altına inmesine rağmen akaryakıta indirim yapmayanlara yüklenin azıcık.

  • aslında x8 hızda konuşmasa mantıklı şeyler de söylüyor ama hızdan dolayı mevzu sadece komik kısımlarıyla kalıyor. örnek:

    "şimdi istanbul'dan beni çağırıyorlar. filmden falan çağırıyorlar. o zaman da gidince ne oluyor, sanatçı mı olacağım ben şimdi? ilkokul 3'ten terk sanatçı mı olacak? sanatçı neye denir? bir beste, bir türkü, bir müzik, bir resim, bir heykel yapana sanatçı denir. sinema filminde oynayana sanatçı denmez bana göre. çünkü kameralar çekiyor, alttan biri konuşuyor, o konuşuyor, biri söylüyor, o yapıyor, kötü yerleri kesiyorlar. g*tü yiyen tiyatroda oynasın."

    :]

    son cümle hariç edebiyat dergisine koy sırıtmaz. gerçi son cümleyle de sırıtmaz.

  • özellikle kılıçdaroğlu'nun görüntüsünü izleyince tatmin oldum ben. özür dilerim sayın başbakanım. yarın hemen türgev'e 50 lira yatırıyorum.

    edit: soru gelmiş zekat mı, öbür türlü mü diye elbette diğer türlü :)

  • 2021 grammy ödülleri'nde altı adaylık çıkarmış şarkıcı.

    son dört yılda çıkardığı adaylık sayısını bir gecede çıkararak altı adaylık elde etmesine rağmen özünde çok da iyi değil çünkü swift önümüzdeki grammy için dört prjeyle birden yarıştı: folklore, lover, miss americana ve cats. evet, bazı şarkıcılar sıfır çekerken kendisi altı adaylık aldı. evet, son beş yıla kıyasla daha fazla adaylık aldı. ancak iki albüm, bir film ve bir belgeselle yarıştığını da unutmamak gerekir. sadece bir albüm ve filme adaylık vermişler.

    ilk ciddi vurgunu, eleştirmenlerden çok iyi not alan ve fazlasıyla beğenilen miss americana'nın sıfır çekmesi oldu ki bırakın adaylığı, kazanması bile kesin gibiydi. adaylık alamayacağı kimsenin aklına gelmemiştir muhtemelen.

    ikinci vurgun ise cardigan'ın yılın kaydına aday olamaması. diğer dallara aday olmayı başarmış bir şarkı muhtemelen yılın kaydı için de yeterli oy almıştır. yani üyeler yılın şarkısı ve pop solo için oy vermişse yılın kaydı için de vermiş olamaları yüksek ihtimal. bu dalda olmamasının nedeni %99.9 komite müdahalesi.

    bu iki dal dışında "en iyi müzik video" dalına aday olma ihtimali vardı. özellikle
    lover albümünün the man şarkısının klibi. içerdiği sosyal mesajlara, aldığı olumlu eleştirilere ve swift'in mtv'de yılın yönetmenini kazanmasına rağmen adaylık çıkaramadı ancak burada taylor'ın da hatası var. en iyi müzik video dalına iki klip birden gönderdi. bu tür dallara adaylık çıkarmak zaten zordur. iki klip ise en basit tabirle oyların bölünmesi demek. cardigan ile the man arasında tercih yapsa daha mantıklı bir davranış olurdu.

    betty ise country dallarına yollanmıştı ama adaylık çıkarmayacağını biliyorduk. country komitesi ve üyeleri, taylor country'den pop müziğe geçmesine "ihanet" gözüyle baktığı için country dallarında aday vermeye kolay kolay yanaşmıyorlar. babe ve soon you'll get better gibi betty de vurgun yedi.

    bunların dışında, düşük ihtimal folklore'un "best engineered album non-classica"l ve aaron dessner'ın "yılın prodüktörü" dalına aday olma ihtimali vardı, ikisi de olmadı.

    sonuç olarak en az 8 adaylık alması gerekirken sadece 6 adaylık aldı.

    aldığı adaylıklara bakmak gerekirse, dört yıl aradan sonra "yılın albümü" dalına aday olması taylor için ciddi bir başarı. reputation ve lover'ın yediği vurgunlardan sonra komite muhtemelen taylor'ın artık daha fazla başarılı albümle gelemeyeceğini ve onu aday yapmaktan kurtulacaklarını düşündüler ama taylor son iki albümünden daha da başarılı bir albüm yaptı. üstelik son iki albümü dışladıkları için kaçacak yerleri dahi kalmadı. bir başka deyişle kendi kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. belki reputation 2019'da aday olsaydı kazanabilirdi ama geçen yıl lover'ın billie eilish'in albümünün karşısında kazanma şansı pek yoktu. eğer aday olsaydı boş bir adaylık olacaktı ve kaybedecekti. komite de "ne de olsa geçen yıl adaylık verdik, bu yıl vermemize gerek yok" diye düşünüp folklore'u aday etmeyeceklerdi. gelin görün ki kendi ayaklarına sıktılar. ilk haftasında 840 bin satmış, sekiz hafta bir numarada kalmış ve eleştirmenlerden çok yüksek puanlar almış albümü görmezden gelemediler. olur da folklore yılın albümünü kazanırsa taylor swift tarihte üçüncü kez yılın albümünü kazanan ilk kadın şarkıcı olacak ve grammy de bu durumu kabul etmek zorunda kalacak.

    bir diğer rekor cardigan'ın "yılın şarkısı" dalına aday olmasıyla geldi ve taylor beş adaylıkla bu dalda en çok adaylık çıkaran ilk kadın şarkıcı olmayı başardı. buradaki trajedi ise hiç kazanamamış olması. özellikle kendi jenerasyonunun en iyi şarkı yazarı olarak görülen birinin bu dalı en az üç kez kazanması gerekirdi. buna karşılık taylor bu dalı kazanmaya kariyerinde hiç olmadığı kadar yakın. bundan önceki adaylıkları radyo dostu pop şarkılardı. bu sefer radyo hiti olmaktan çok uzak alternative bir şarkıyla yarışıyor. mainstream olmayan bir şarkıyı listelerde bir numara yapmayı başarmış olması ve grammy'ye kadar taşıması bile büyük başarı.

    "en iyi pop solo performans" dalındaki şansı da aynı şekilde kariyerinde hiç olmadığı kadar yüksek. bunun sebebi de mainstream bir şarkı yerine alternative şarkıyla yarışıyor olması. bu dal, taylor'ın kariyeri için kanayan bir yara. bir şarkıcı düşünün, iki kez yılın albümünü kazanmış ama pop solo performansı kazanamış. üstelik yıllar geçtikçe taylor'ın bu daldaki durumu yılan hikayesine döndü. ancak bu yıl diğer yıllardan farklı olarak radyo hiti mainstream şarkılarla, yani "kolay söylendiği" iddia edilen şarkılarla değil alternative bir şarkıyla yarışıyor. bu durum bile şansını önceki yıllara kıyasla artırır.

    dördüncü adaylığının geldiği "en iyi pop düet/grup perfomansı" ise kazanma şansının en yüksek olduğu dal olabilir zira exile bırakın çok büyük bir hit olmayı, single bile değildi. radyolara gönderilmeyen, hiçbir şekilde tanıtımı yapılmayan, klibi olmayan, canlı performansı bulunmayan bir şarkı böylesine yoğun bir yarışın olduğu dala aday olabilecek kadar dikkat çekmişse kazanma şansı oldukça iyi demektir. üstelik diğer mainstream şarkıların yanında "ağırbaşlı, sakin ve olgun" havasıyla onların arasından çok kolay sıyrılıyor.

    "en iyi pop vokal albüm" dalında ise adayların arasındaki en başarılı albüm. grammy, eski grammy ise bunun yeterli olması gerekir. pop vokal albümün nasıl işlediği çok iyi bilinir.

    son olarak cats filmi için yaptığı beautiful ghosts şarkısının "görsel medya için yazılmış en iyi şarkı" dalına aday olması hem sevindirici hem sorunlu. taylor bu dala iki şarkı gönderdi. biri beautiful ghosts, diğeri miss americana belgeselinin şarkısı only the young. aralarında iyi olan beautiful ghosts, üstelik filmin bu derece başarısız olmasına rağmen şarkının aday olması çok büyük başarı ancak oylama sırasında beautiful ghosts'un arkasında "başarılı bir film" yok. oysa diğer adayların var. no time to die'ın ardında bir james bond filmi, into the unknown'un arkasında gişe hasılatı kırmış bir disney filmi var. bu şarkı ise gişede batmış bir fimden geliyor. oysa only the young hem sevilen ve beğenilen bir belgeselden geliyor hem de seçim kampanyasında demokratların şarkısı olması şarkıya sempatiyle bakılmasını sağladı. dahası, miss americana ve şarkı 2021 oscar'a da gönderildiği için only the young'ın adaylıık çıkarması daha geleceğe yönelik bir adım olurdu. kişisel olarak seçimin verdiği coşkunun only the young'a daha fazla kazanma olanağı sağlayacağını düşünsem de grammy diğer şarkıyı seçti. umarım bu seçimleri ikinci oylamaya da yansır ve şarkı kazanır.

    taylor yılın albümünü kazanması durumunda ortalık ciddi anlamda karışacak. medya, onu aday yapan ve seçenlerin 13 bin grammy üyesi olduğunu unutup sanki taylor kendini aday yapıp sonrasında da ödülü kendisine vermiş gibi davranacak. her yerde "siyahi şarkıcılar bir kez bile kazanamazken swift üçüncüyü alıyor" manşetleri atıp linç etmeye başlayacaklar. sosyal medyada da çok ciddi tepki alacak. hatta başladı bile. bütün bunlara rağmen kazanması kariyeri için çok kritik. belki birkaç hafta sıkıntılı geçer ama buna değmiş olur. umarım medyanın ve sosyal medyanın grammy üyelerinin üzerinde oluşturacağı baskı ve linç yeme ihtimali folklore'a hak ettiği yılın albümünü kazanmasının önüne geçmez.

  • 7 yaşında erkek kedi sahibi bir insan olarak kesinlikle katılmıyorum. üstelik 4 yaşına kadar kedimi kısırlaştırmamak için direndim. o 4 yıl boyunca kızgınlık dönemlerinde 5. kattaki evimizin camına çıkıp kurt gibi uluyordu. sayesinde mahallece tanındık. lavabolara işemeye, beğendiği her yere koku bırakmaya başladı ona da eyvallah dedik. çiftleştirmek için eve kedi attığımız da oldu. gel gör ki o işler öyle olmuyormuş.

    derken balkondan serbest düşüş yöntemiyle 4 kez kaçıp -ki bu arada arka ayağını incitti, iç kanama tehlikesi atlattı, alt komşumuzun panjuru olmasa başına gelebilecekleri düşünmek bile istemiyorum!- kendi kendine çiftleşmeyi denedi. sonuçta sokaktan yavruyken aldığımız için sokakta yaşamayı ve sokak kurallarını bilmiyordu. bu yüzden de 2 kere sokakta yaşayan kedilerin saldırısına uğradı, 1 kez hafif şekilde araba çarptı ve bir kez de bağırdığı için insan demeye dilimin varmadığı bir canlı tarafından feci şekilde dayak yedi. (araba çarptığını beyaz tüylü kısmındaki tekerlek izinden, dayak yediğini komşumuzdan öğrendik ki öğrenmemize de gerek yoktu çünkü tekme yedikten sonra düştüğü yerden kalkamamıştı.) bütün bunların üzerine artık dayanamadım ve bu haşarı oğlanı kısırlaştırmaya karar verdim. 15 dakikalık bir operasyon sonucu bütün sıkıntılar geride kaldı.

    dişi kedilere göre erkek kedilerin operasyonu çok çok daha kolay. kesme işlemi yapılmıyor. lazerle halledilen bir prosedür. dişi kediler için durum tabii ki çok daha zor ama dişiler erkeklere oranla çok daha kolay sakinleşiyorlar bu yüzden de kısırlaştırmak belki gerekli olmayabilir. benim durumumda ise kedimi kısırlaştırmam değil kısırlaştırmamam zalimlik olmaya başlamıştı.

    merak edenlere not: kısırlaştırdığım oğluşumun huyu suyu değişmedi. hala çok yaramaz sadece cama çıkıp bağırmıyor ve evden kaçmaya çalışmıyor. yoksa karakteri aynı.

  • kainatın en varoş galaksisinde olmamızla alakalı. adı bile samanyolu düşün.

  • an itibariyle beni bir kafka romaninin icine isinlamis kurum, halen oradayim, bir zahmet gelip cikarin.

    internetten bilet alayim dedim, son etapta onay sayfasi cikmadi, page timeout hatasi verdi. biraz bekledim olasi emailler icin, gelmeyince ayni islemi tekrarladim, ayni noktada yine hata verdi.

    dedim bunlar kesin ıp'leri kontrol ediyorlardir, kredi kartinin ulkesiyle uymayinca hata mesaji vermeye calisiyorlardir, ama bu isi 3 kurusa calisan bir stajyere yiktiklarindan dogru duzgun bir hata sayfasi bile cikmiyordur. bir vpn vasitasiyla baska bir ulke ıpsinden girdim, bu sefer islem basariyla bitti. ama basariyla biterken ile ufak bir pop up penceresinde "problem" yazisi cikti. saka gibi.

    tam rahatladik derken birkac dakika icinde yaptigim uc islem icin de rezervasyon onay emailleri gelmeye basladi. ulan ne dandik sistem. hem onay sayfasini gosteremiyor, hem de rezervasyonu yapiyor, ustune onay emailini de yollamasi 30 dakikayi buluyor. 30 milyon dolarlik hisse senedi satmanin 1 milisaniye surdugu bir dunyada 30 dakika ne yapiyor acaba bunlar, sorgu yaptiklari veritabanlari komurle mi calisiyor nedir.

    nurtopu gibi ücüz rezervasyonumla bir sure komsulara hava attim, sonra online iptal etmeye calistim, "ederiz ama islem bedelini vermeyiz" diyor sistem. haydaa, gaspciya bak. o 10 liralar birike birike messi'ye reklam parasi oluyor herhalde.

    10 lira icin inat ettim, gittim sikayet formu dolduruyorum. guzel secenekler koymuslar, rezervasyon -> talep -> bana geri donsunler vs vs, sonra derdimi anlattim, kopya olan rezervasyon numalarini yazdim, yollaya bastim ve yollanamamasini izledim. herif yine hata verdi: "hatali bir islem gerceklestirdiniz, geri donus". ben mi gerceklestirdim it, sen yapamadin? neyi yapamadigini da yazmiyor. neyse, hicbir halta yaramasa da en azindan hata mesaji var. yapilacak tek seyi yapip geri dondum, yazdiklarim gitmis.

    denemek icin kisa bir cumleyle ayni islemi tekrarladim, yine hata. baska bir geri bildirim formunu denedim (daha genel bir form), bu sefer iyice costu, en sonunda hata vermekle kalmiyor, dropdown menulerden secenekler yaptikca 404 hatalari veriyor. (sehir = istanbul deyince havalimani listesini guncelleyecek, onu beceremiyor kendi sunuculariyla baglanti kuramadigi icin)

    deliricem. "web siteniz hakkinda sikayet ve talepte bulunacagim, ama sitenin dandikliginden dolayi sikayet formu calismiyor" diye baska baska formlar dolduruyorum ve onlar da calismiyor.

    internetten hayir yok, gittim bunlarin call center'ini aradim. 444 0849. 1 dakika filan otomatik mesaj dinledik, sonra cat diye biri acti. sasirdim, bir iki gun bekleriz saniyordum, erzaklari depolamistim. derdimi anlattim, karsimdaki de epey profesyonel ve ne yaptigini bilen biri izlenimini verdi, umutlandirdi beni, bilgilerimi aldi, birtakim tus sesleri geliyor, ilerleme isaretleri bunlar. adam bilgiye ac, surekli soruyor, uyelik numaralari, bilet kodu, rezervasyon numaralari hepsini istiyor, butun alfanumerik bilgi dagarcigimi olaganca hizla kodluyorum. suratimin rengi dahil, durumum ayni su: http://www.youtube.com/watch?v=ipphyjkxnpc

    ve cevab verdi: sistemimiz guncelleniyor, hicbir bilginize ulasamiyorum, bir 15 dakka sonra arayin.

    psikopat iste. bastan soylemiyor. o kadar kodla ben skynetle tum felsefe tarihini tartisip bitirmis olurdum. aradim 15 dakika sonra, tabii ki guncelleme bitmemis. 90'lara donmek ne guzel, "guncelleme"nin sihirli bir sozcuk oldugu, soylenince akansularin ve 200 ulkeye ucus yapan hayvan gibi bir havayolunun hem internet sistemlerinin hem de telefon sebekesinin durdugu o masum yillar.

    simdi ariyorum, bu sefer hatlar dolu sanirim. bence thy diye birsey yok aslinda. yani o web sitesi herhalde ikisi hata mesaji veren toplam dort sayfanin kombinasyonlarindan olusuyor ve cayman adalarinda isaretsiz bir depodaki bir sunucuda host ediliyor. call center desen hindistan'daki bir kadinin evinden islettigi bir kobi sanirim. o da hatlar karisti saniyor ne zaman biri ucuslar icin arasa, derdi kozmetik satmak aslinda. thy ile daha once uctum diye hatirliyorum ama ustune kirmizi rujla thy yazilmis bir lufthansa ucagi da olabilirdi. yedigimiz yemekler, hostesler filan hepsi ayni yalanin bir parcasi olmali. ankara eskisehir treninde giderken cayimiza ilac atip uyuttular, inception yaptilar, thy'nin dunya capinda, profesyonelce isletilen bir kurum olduguna inaniyorum o yuzden yillardir, baska bir aciklamasi olamaz bunun.