hesabın var mı? giriş yap

  • insandaki gozlem yeteneginin ve keskin zekanin en ust duzeye ciktigi eserlerden biridir. insanlar "e ben zaten bunu daha onceden biliyordum, bu muymus koskoca schopenhauer?" demeden once, adamin yazilarinin cogunu 1800lerin basinda yazdigini hatirlatalim. ustelik yazdigi donemde gorusunun onculerinden oldugu icin, zekasinin cevresinin ona uyguladigi sartlandirmalari yenebilmesi ayrica zor. yani genetik, evrimsel biyoloji ve sayisiz ilgili bilimin etkisinde yetismis bizlerin bile hala "ask icin olmeli ask o zaman aaaassskk" diye bagirarak eski sevgililerimizin kapilarina dayandigimiz dusunulurse, schopenhauer efendinin o zamanlar kalkip bu isin romantizmle alakasi olmadigini, hatta aslinda romantizmin bile olmadigini, tek gercegin turun hayatini idame ettirmesi oldugunu soylemesi epey devrimci.

    ilgili bilimler en iyi ihtimalle o zamanlar daha yeni yeni olusmaya basladigindan, turun iradesinin bireyi etki altina alirken uyguladigi yontemi, bunun mekanizmasini cozememis olmasi, onun felsefesenin geri kalaninda onemli yer kaplayan dogu mistisizmini daha kuvvetli benimsemesini saglamis olabilir. ureme isteginin nasil butun bireylerde mevcut oldugu, bu istegin nasil evrim yoluyla dogdugu, aslinda son derece basit molekuler duplikasyondan bugunlere nasil gelindigini ve bu en temel gudunun nasil bilincimizi kolelestirdigini anlamak bugunku bilgilerimizle cok daha kolay. her ne kadar her sey hala teori veya varsayim seviyesinde kalsa da schopenhauerin cevabi bir tur mistisizmde aramasini gerektirecek kadar caresiz oldugumuz gunlerden cok daha iyi durumdayiz.

    bu sahane adam ve bu sahane eseri olmasaydi da bilim sayesinde bu goruslere ulasacaktik ama muhtemelen iki, uc jenerasyon kaybimiz olurdu. ne de olsa koskoca freud, nietzsche, tolstoy, wagner, jung, turgenyev, proust, conrad, cehov, wittgenstein, shaw ve daha nicesini derinden etkilemistir bu kisa eserindeki gorusleri. bu kadar unlu ve etkin insani etkileyen filozoflar olsa olsa platon, aristoteles, locke ve kanttir.

  • kızın bunu rahatsız olduğundan değil de 'uff hrks bni svio' tarzı ile paylaşması, doktor olduğunu gözümüze sokmak için steteskoplu profil fotoğrafı tek bir şeyi ifade ediyor.
    (bkz: kezban detected)

  • baba olacak pezevenk daha elektiğini ödeyemediği evde neden çocuk yapma bokunu yemiştir.
    versinler çocuğu ben bakarım bunların yetiştireceği çocuktan bir hayır gelmez

  • haklıyı haksızı geçtim de bir çok motorcu haklı bile olsalar tiksindiriyorlar kendilerinden. adama gerizekalı diye bağırmak nedir ya?
    bu öfke nedir onu anlamıyorum, insan kendisi iyiyse yaya için panik yapar. geçenlerde aynı şey arabayla giderken başımıza geldi. bir kadıncağız, belli ki bir yere yetişmeye çalışıyor, sola bakmadan pat diye atlayıverdi. çok da hızlı gitmiyordum ama hemen farkedip durdum. kadın eliyle tuttu kaportayı. acaip panik yaptık iyi misiniz diye. kadın ben hatalıyım, hakkınızı helal edin dedi. hayır o kadına bir şey olsa da ben haklı olsam ne olur? evet yasal olarak haklı bile olsan bir insana bir şey oldu mu diye korkmamak nasıl bir ruh hali acaba?

  • araç hızının göreceli bir durum olduğunu belirten fikir varoşlarını ortaya çıkarmıştır. altındaki bmw'ye göre 140 normal bir hızmış, 80 gibi geliyormuş. trafik kuralları belli, hız sınırı belli. nesi subjektifmiş trafikteki hızın. bu varoşlar işte doğduğun büyüdüğün şehrine, boğazına, sahiline geliyor mütahitlik felan türlü türlü cinliklerle kısa zamanda zengin olup üst kimlik kazandığını sanıp senin huzurunu kaçırıyor. geçen gün caddebostan'da son model bmw'sinin camını açıp kola kutusunu fırlatan gördüm. memleket olarak görmüyor ki burayı, gelip fethettiğini sandığı bir yer sanıyor, umarsızca pisliyor. trafik kurallarını bozuyor. kültüründen yaşadığı ezikliği parasıyla kapatıp başkalarına uyguluyor.

  • şeriatçı olmasına rağmen tahminen kâr-zarar hesabı yapabilen ışid'ın asla kalkışamayacağı eylem. israil'e saldırmak önemli bir güç gösterisidir. ancak israil ordusunun türk ordusundan farkı hakikaten caydırıcı olması. dünyadaki herkes bilir ki israil'e saldırmanın bir bedeli vardır. türkiye'ye saldırınca ise maruz kaldığın tek şey bohçacı karı bedduası gibi açıklamalardır.

  • durakta, elinde bir kagit tutarak bekleyen bir insani ilan dagitiyor sanip, elindeki kagidi alip uzaklasmaya baslamak.

    adam arkamdan bagirinca farkettim ne kadar sacma bir sey yaptigimi. ama geri donup bakacak cesareti de bulamadim kendimde. bacaklarim gotume vura vura kactim. halbuki el ilani almaktan nefret eden biriyim. almam ama sonra da merak ederim icinde ne oldugunu, bu kez zincirleri kiracam, alacam demis idim, nereden bileyim boyle olacagini.

  • muhteşem yüzyıl başlığında, bire bir hatırlamamakla birlikte, şu mealde bir entry vardı:

    “şehzade mustafa halk tarafından o kadar seviliyordu ve vefatı halk arasında öyle üzüntüye sebep olmuştu ki, tüm yurtta uzun yıllar aileler çocuklarına mustafa ismini vermeye devam ettiler. ve bir gün o mustafalardan biri, selanikli yetim mustafa, tüm osmanlı hanedanından şehzade mustafanın ahını soracaktı”.

    filmde ali rıza efendi’yi mehmet günsür’ün canlandırdığını görünce aklıma bu entry geldi.

    tanım: yetim mustafa’nın, şehzade mustafa’nın ahını sorma ve şanlı türk milletine ata olma sürecini anlatan film.

  • 9 kişi kalması gereken maçı 11 kişi tamamlıyor.

    her hafta olduğu gibi uydurma bir penaltı kazanıyor.

    ve bu açıklamayı yapabiliyor. pes:) gerçekten pes:))

  • araktır: http://i39.tinypic.com/iefptx.png

    --
    tinypic'e yüklediğim için küfretmeyin. gençler hatırlamaz, 2012'de fazla alternatif yoktu ve tinypic günümüzdeki kadar insanı ifrit etmiyordu.

    bazen linkin kurbağa olduğuna dair mesajlar alıyorum, sanırım dns ile alakalıymış. ama zaten espriyi araklayan araklayana: "south park adile teyze" diye arama yapmanız kafi, karşınıza bir sürü kopyası çıkıyor.

    merak edenler için: espri ilk bu entry'de yapıldı, benden çıktı, en birinci benim. emin olabilirsiniz.