ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
20 eylül 2021 tarabya bigchefs vale rezaleti
-
valeye yani 3.cü bir kişiye anahtarı verdiğiniz için kaskoda da sorun çıkacaktır, yiyeceğiniz en pahalı yemeği yemiş olabilirsiniz, geçmiş olsun...
ilker başbuğ
-
2006-2008 yılları arasında kara kuvvetleri komutanı 2008-2010 yılları arasında genelkurmay başkanıdır. bu iki dönemde de harp okulu kendisine bağlıdır atatürkçü subay adayları bu yıllarda kıyıma uğrarken hiç bir şey yapmamıştır, 2009 yılında harp okulları tarihinin atılma rekorunu kırıp 465 subay adayı harp okulundan atılırken ne oluyor lan burada ne yapıyorsun lan siz dememiştir. ardılları ve öncüleri o kadar kötü ki kendisi iyi gözüküyor gözünüzde kendisini fazla büyütmeyin.
ayasofya'daki fresklerin stor perdeyle kapatılması
-
dua edelim badana yapmasınlar. stor perde ile kapatmışlar o da olumlu.
işler güçler
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
bazen çocukları çok da küçümsememiz gerektiğini gözümüze gözümüze sokan diyaloglardır.
5 yaşındaki yiğenim: 5yy
ihe sade: is
5yy:amca
is: söle canım
5yy: amca ben sana ottus ikki deditebiliğ miyim
is: dedirtebilirsin
5yy: hayıı , sen dediğtemezsin diyeceksin
is: iyi, dedirtemezsin
5yy: otus , dört daha kaç eder
is: otuz dört
5yy: oleyy , oleyy!! dedittim dedittim.
is: ne alakası var, sen 34 dedirtmicektin ki 32 dedirtecektin
5yy: ahahahha, bak 32 dedin
is:...!(vay şerefsiz)
9 yılda maaşı eriyen 2 kesim var
-
maliye bakanı mehmet şimşek'in yeni kelamı. kendisine göre 9 yılda maaşı eriyen iki kesim varmış. bunlardan biri müsteşarlar diğerleri milletvekilleriymiş. güler misin ağlar mısın. ya birileri bizle fena taşak geçiyor ya da bu adam gerçekten türkiye'de yaşamıyor.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/21135477.asp
sıçtık kelimesinin pc oyunlarındaki terminolojisi
japon ve çinli'yi ayırt edemeyen beyinsizler
-
debe editinden sonra bir ekleme: başlık başa kalmış. bu utançla fazla kalamamış arkadaş belli ki ahahah.
dostum sen de japon'la koreli'yi ayırt edememişsin.
japon 3 aslında bir koreli. adı da song hye kyo.
bu durumda beyinsiz kim oluyor?
ekleme: japon arkadaşları olan biri olarak söylüyorum; onlar bile çinlilerle korelileri japonlardan ayırt etmekte zaman zaman güçlük çektiklerini söylüyorlar. sana n'oluyor demezler mi?
al bir fotoğraf daha.
ekleme 2: dostum japon 3'ü değiştirmişsin de bari edit yapsaydın. ayıp değil mi, insanı yalancı çıkarıyorsun. hem entry'yi değiştirdiğin de belli oluyor ahaha. kaçabilirsin ama saklanamazsın.
ekleme 3: senin çinli 5 de koreli çıktı yaa. onun adı da ju ji hoon imiş. hatta trt'de bir ara yayımlanan düşlerimin prensi (goong) adlı dizideki başrol. ahaha. tanıdık gelmesine şaşmamalı.
bak bu da kendisine ait bir görsel.
neymiş, google görsellere japon çinli falan yazıp önümüze çıkan ilk fotoğraflara atlayıp burada millete beyinsiz demiyormuşuz. millete öylece beyinsiz demek hoş olmuyormuş, değil mi?
debe editi: debeye ilk kez giriyorum. mutlu ve gururluyum ahah. buradan bana şükela veren herkese, sürekli kore dizisi yayımlayan trt'ye ve japon arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler!
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
-
aşk acısı çeken birini dinlemek.
" hayat devam ediyor " tesellisini ısrarla anlatmaya çalışmak.
3 milyar avro verecekseniz hiç konuşmayalım
-
(bkz: fiş almasak ne kadar olur)
öyle bir cumhurbaşkanıki, elde hesap makinesi ile temaslarda bulunuyor. ilk defa recep tayyip erdoğan'a güveniyorum. iyi bilir para kazanmayı. bu koltuğa geldiğinde bir şeyi yoktu.
gözlemlenebilir evrenin 2 trilyon galaksi içermesi
-
galaksinin ne olduğunu anlamayanlar için -bilale anlatır- gibi anlatalım..
öncelikle galaksi dediğimiz şeyin bir "ülke" olduğunu varsayalım..
içinde bulunduğumuz ülkenin (samanyolu galaksisinin) bir köşesinde yaşadığımız şehir (güneş sistemi) yer alıyor..
bu şehrin (güneş sisteminin) içinde de bizim ilçemiz (dünyamız) yer alıyor..
aha bizim güneş burada
sonuçta biz daha kendi yaşadığımız şehrin (güneş sisteminin) dışına "insanlı yolculuk" yapamazken, kendi ülkemizin (galaksimizin) sınırları içinde bulunan diğer şehirlere (güneş sistemlerine) bile gidemezken evrende 2 trilyon ülke (galaksi) daha var öyle düşün..
ve bu galaksilerin (ülkelerin) her birinde milyarlarca güneş sistemi (şehir) ve bu güneş sistemlerinin içinde de milyarlarca gezegen (ilçe) bulunuyor..
mesela bu görseldeki her bir ışık kaynağı aslında birer galaksi -> tık tık
osmanlı dönemi taşıt trafiği
-
osmanlı devleti'nde binek arabalara binme hakkı tanzimat'a kadar yalnızca padişah, sadrazam, şeyhülislam ve kazaskerlere verilmiş bir haktı. bu dönemden sonra seçkin kimseler de istanbul'da arabaya binme hakkına sahip olmuşlardır.
tabii bunlar at arabası ve kaza vs. çok nadir oluyor, olsa da ölümle sonuçlanmıyordu.
ancak daha sonra otomobiller gelmeye başlayınca doğal olarak trafik kuralları da icat edilmiş, 1913'te alınan kararla şehir içinde otomobillerin saatte 10 km'den hızlı gitmeleri yasaklanmıştır.
şehir dışında da azamî hız 30 km'dir.
istanbul'da hatta osmanlı topraklarında otomobil ile gerçekleşen ilk trafik kazası ise 28 mart 1910 tarihinde beşiktaş'ta gerçekleşmiştir. kayıtlara göre otomobil, bir yayaya çarpmış, yaya yaralı olarak bu kazadan kurtulmuştur.
bir rivayete göre de ilk ölümlü kaza 1912 senesinde italyan büyükelçiliği görevlisinin otomobiliyle o sırada şişli camii'ndeki namazdan çıkmış olan idris adlı bir amcaya çarpıp öldürmesiyle sonuçlanan kazadır.
yine aynı dönemlerde tramvay ve kayıklarla da ulaşım sürmekteydi.
tramvaylarda en çok görülen kaza çeşidi de kişilerin hareket hâlindeki tramvaydan düşmeleridir. millet o kadar doluşurmuş ki tramvaylara, sürücünün yanı dahi tıklım tıklım olduğundan ve dahi adamcağıza da sürekli " bunu nasıl sürüyorsun " vs. tarzı sorular sorduklarından dolayı da kazalar olurmuş. bu sebeple de 1917'de sürücünün ( vatman ) yanına bir polis konulması kararı alınmıştır.
yine minibüsler, kamyonlar vs. de ithal edilmeye başlanmıştır.
cumhuriyet ilan edildiğinde istanbul'da 849 otomobil ve 189 kamyon bulunmaktadır.
1900'lü yılların başında bizzat padişah tarafından verilen emirlerle gazetelerde haberler yayımlanmış, trafik kazalarına karşı halkın bilinçlendirilmesi amaçlanmıştır. meselâ takvim-i vekâyi'de, alkollü şekilde araç kullananlara, hızlı gidenlere, arabalardan yayalara laf atanlara vs. çeşitli cezalar verileceğine dair haberler yapılmıştır.
1920 yılında da bu sefer bir fransızın kullandığı otomobil, hüseyin adında 14 yaşındaki bir çocuğa çarpmış ve ölümüne sebep olmuştur.
yine aynı sene damat ferit paşa'nın makam arabası agah adındaki bir adama çarpar ve adamcağız hastanede ölür.
üstelik 1914 yılında çıkarılan kararnamede de çeşitli önlemler alınmaya çalışılmıştır trafik kazalarına karşı.
meselâ otomobillerin iki yılda bir muayene edilmesi kanunu tâ bu zamana dayanır.
önünde iki, arkasında bir ışık bulunması zorunludur araçların.
trafik yolun sağından akacaktır ve saraya ait otomobillerin sollanması yasaktır!
en az elli metreden duyulacak bir korna bulundurmak zorunludur.
1913 tarihinde alınan kararla da 20 yaşından küçük olan kişilere ehliyet verilmemesi kararlaştırılır.
terakki gazetesindeki haberlere göre öğrencilerin okul ulaşımı da problem olmuştur bu yıllarda. okul servisleri tutulmuştur.
ancak araç sürücülerinin çocukları hiç önemsemedikleri yönünde haber yapılıp bu durum haber yapılır.
kısaca bu trafik belasına tâ başından beri çare bulamamışız millet olarak.