ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çağatay uyuşturucu kullanır bana da ikram ederdi
-
öyle bir açıklama ki aşağıdaki gibi bir diyalog geçti sanıyorsun:
-gizem selam :) esrar?
+yok canım almiyim. aa nerde ezicen onu?
-senin sarmısak öğütücü vardı ya geçen geldiğimde göstermiştin. onda öğütürüz :)
+aa sahiden. hiç aklıma gelmemişti.
konya'da zencilere karşı yapılan ırkçılık
-
2 metrelik zebellah gibi sudanlı "kavga oldu abijim" deyince bi gülme geldi bana.
sabah 05.00'te kalkıp işe gidecek olmak
-
ben hep sabah saat 9'daki mesaim için saat 8'de uyanıp, duş alıp giyinip, kahvaltı edip, saçı başı şekle sokup, 7 dk.'lık yürüme mesafesindeki işime gittiğim için beni etkilemeyen mesele.
deniz olmayan yerde nasıl yaşıyorsunuz yeaaa.
aha işte böyle.. ne zor dii mi deniz olmayan yerde yaşamak?
akbank logosunun ekrana sığmaması
-
akbank'ın ekrana sığmayan logosunu gördüğünde; bankanın işlem genişliğini, hizmet kalitesinin büyüklüğünü, uzun ömürlü kullanımını anlayan varsa gelsin beni siksin diyorum.
ülkeyi içine düştüğü durumdan kurtaracak tek şey
-
"eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen, ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.”
sen öğrettin, biz öğrenemedik atam.
süreyya karabulut
-
kim ne derse desin, şahsiyetini, haysiyetini, benliğini, geleceğini, ruh sağlığını her şeyini medyaya ve devlete kurban vererek karşılığında kızının katil zanlısını aldı. halbuki normal bir hukuk düzeninde bunlara gerek yoktu. ama o kızının yanına kendini koydu; ölmeden mezara girdi. medya figürü olmayı göze aldı; şarlatanlıkla, şovmenlikle suçlanmayı göze aldı.
akli melekelerini yitirdi. gözümüzün önünde bir kafka romanı karakteri gibi eriyip gitti, çıldırdı. bu davadan en çok zararı o gördü. amacına ulaştı. kızının canı yetmedi kendisini de feda etti.
peki siz zanlının ailesinde her hangi bir psikolojik değişiklik gördünüz mü?
hayata dair iç burkan detaylar
-
sene başında yeni tanıştığım öğrencilere flüt tutmayı gösterirken en öndeki öğrencimin sol elinin küçük parmağını da kullandığını gördüm, uyardım. çocuk geveledi. neden geveliyor diye dikkatlice bakınca anladım ki sağ elinin bir parmağı eksik ve bunu gizlemeye çalışırken ben de onu uyarmışım, bir şey diyemiyor, bir yandan da eziliyor yanlış tuttuğu için. o an dedim allah'ım ne olur bir dakika öncesine dönelim ve ben bu çocuğu uyarmadan önce bu ince ayrıntıyı görmüş olayım. ama olmadı tabii. gözler doldu, boğaz düğümlendi, diğerlerine çaktırmamaya çalışılarak göz kırpıp "süpersin böyle devam et" denildi ama ne fayda. her şeyi geçtim, o çocuk eksik parmağıyla bütün bir dönem en zor parçaları bile flütle çalmaya uğraştı, oysa kıytırık(!) müzik dersi işte.
demem o ki hatırlandığında bile göz dolduran, iç cızlatan detaylardır.
eylem tok ve oğlunun new york'ta ortaya çıkması
-
gote focuslandim allahim affet
ağustos sıcağında 16 saat su içmeden durmak
-
(bkz: doğal seleksiyon)
bu testi geçen müslümanlar rüştlerini ispat ediyorlar. zayıf olanlar ise eleniyor.
böylece her nesil müslüman bir önceki nesilden daha güçlü, daha kudretli oluyor.
o'nun planında evrimin her türlüsüne yer vardır.
30 ağustos 2017 askerin sokağa inmesi
-
30 ağustos kutlamaları nedeniyle olduğu söylenen.
yalnız şunu anlamadım ben lan: osmaniye'de hayat ne kadar felç olabilir ki ya. osmaniye diyorum bakın... markete mi gidemedin? nalbura mı ulaşamadın? ne bileyim; menemen için domatese erişimin mi engellendi? nasıl felç oldu hayat?
ilginç yav bizim millet. zafer bayramı işte, asker diyor ki: buradayız, arkanızdayız, bize güvenin...
not: tamamen üstteki entry referans alınarak yazılmıştır. ekstra herhangi bir bilgiye sahip değilim konuyla alakalı.
kalkalım mı yavaş yavaş'taki yavaş yavaş
-
eller dizde, bacak iki yana açılmış ve vücut öne eğilmiş bir duruş ile yavaş yavaşlanıp start çizgisinde işaret beklenir.