hesabın var mı? giriş yap

  • tolga'nin yüzüne bir şey diyemeden arkadan "bu kim yeaa" diye cikisan anirici tim elemanı yarmistir. karşıdaki de "tolga" diye cevap veriyor. "nası konusuyo o yeaa" diye de atarlanmis kendi kendine.

    arada 20 cm boy farki olunca cok seyapamamis arkadasimiz.

  • bir etkinliğe katılmak için geldikleri yunanistan'ın selanik kentinde ilk olarak atatürk evi'ni ziyaret eden türeci ve şahin çifti atatürk evi'ndeki anı defterine ise, "atatürk'ün doğduğu yeri ziyaret etmek türk kökenli bilim insanları olarak bizler için bir onurdur. atatürk modern avrupa'nın öncü liderlerinden biri olarak özgür düşünce ve bilimin insanlık için taşıdıkları temel değeri anladı. 'hayatta en hakiki mürşit ilimdir' şeklindeki bilge sözüne tamamen katılıyoruz" notunu yazdı.

  • mekan: yazicioglu onu..

    bir oyun cd si begenilmistir.. kotu tecrubelerin etkisiyle bi soru sorulur..

    - bak, muzik cd si cikmaz di mi?
    - cikarsa dinlersin abi, noolucak?

  • görmediğim, beklemediğim şey...
    beni anca annem babam arar.
    bana mesajı sadece bankalar, telefon operatörüm ve cumaları ehl-i müslim kalmış bikaç kişi atar.
    mail box'ta trendyol, bukombin ve daha nicelerinin reklamı vardır.
    feysbukta bildirimlerimin çoğu lanet olasıca oyun istekleridir.
    işin kötüsü sokakta tanıdığın biriyle burun buruna gelsen de görmezlikten gelenler vardır.
    varsın ekşiden mesaj da gelmeyiversin. ben hala oksijen alıp karbondioksit vermeye devam ediyorum işte daha ne olsun.

  • üst edit: yüzde 25 olarak açıklandı. sarı sendikanın başkanına gelecek dönem milletvekilliği, biz memurlara da asgari ücretten hallice yeni maaşlarımız hayırlı uğurlu olsun. bu bir şaka olmalı. acı bir şaka olmalı.

    arkadaşın eşi lise matematik öğretmeni. bizim kurumda kapıda bekçilik yapan güvenlik görevlisi arkadaşlar bu matematik öğretmeninden daha fazla maaş alıyor.

    bitti mi? bitmedi.

    bize taşerondan geçme kadrolu işçi arkadaşlar ki aralarında ne konuştuğunu anlamadığımız, okuma yazması bile olmayanlar var, bu matematik öğretmeninden fazla maaş alıyor.

    bu arkadaşların maaşları asgari ücrete gelen zamla şekilleniyor. yani asgari ücret tahminen en az 8500 tl olsa, bu yüzde 60 civarı bir zam yapıyor. memura da %30'dan fazla verilmeyecek gibi bir hava var.

    hani diyoruz ya hep, asgari ücret memur maaşına yetiştirilmeye çalışılıyor falan. onu çoktan geçtik efendim, adamlar bizi çoktan geçti. tur bindiriyor.

    edit: bahsettiğim arkadaşlar asgari ücret almıyor, zamları asgari ücrete göre şekilleniyor. ince ayrıntıya dikkat.

    alınma editi: öğretmen maaşından örnek verdiğim için arkadaş alınmış. öğretmen sadece bir örnek. ben de memurum, laboratuvar personeliyim. kritik pozisyondayim. tüm ülkenin brucella aşısını ben üretiyorum. ben de paspas yaptırdığım taşeron işçiyle neredeyse aynı parayı alıyorum. muhtemelen bu zamlarla beni de geçecekler. arkadaş alınmasın. tüm memurlar, yatanı da bizim gibi gece gündüz çalışanı da aynı potada. masa başı da bizim gibi laboratuvarda hastanede türlü risk altında çalışanı da aynı potada. memur zammı konuşulurken hepimizi ilgilendiriyor. mesele öğretmen, hemşire, laborant, şoför meselesi değil. mesele asgari ücretle memur zammı arasındaki farkın erimesi bir yana artık durumun kabul edilemez bir noktaya gelmesi.

    debe olmama editi: entry'lerim debede yer bulsun diye bir derdim yok, düşüncem neyse onu ifade ediyorum, katılan oluyor, katılmayan oluyor, geçip gidiyor ama yarım günlük sürede 7 ay önce açılmış başlığın en beğenilen entry'si olan ve an itibariyle 542 fav alan bu entry'nin debede son sırada bile kendine yer bulmamasını hiçbir algoritma açıklayamaz. bunun net sansür olduğunu düşünüyorum.

    tahmin editi: başlığı en beğenilen entry'si olmanın getirdiği duygularla bir tahminde bulunmak istedim. artık açıklanmasına saatler kaldı. %25 ile %55 arasında bir zam bekleniyor. benim tahminim en az %40 olacağı yönünde. bu tahminimin sebebi bizzat cumhurbaşkanının kendi açıklaması. eyt açıklaması yaparken mealen dedi ki: artık ülkemiz feraha çıkıyor, zenginliklerimizi kullanmaya başlıyoruz. milletimizi de bundan faydalandırmak istiyoruz.

    böyle bir ortamda memur en az %40 alır diye tahmin ediyorum. inşallah yanılmam. alım gücü zaten yerlerde. yoksulluk sınırı 25 binin üzerinde. ortalama memur maaşı 10 bin civarı. istediğimiz şey yoksulluk sınırına biraz daha yaklaşabilmek. ne kadar acı değil mi? ama buna bile söylenenlerin, zammı bile hak etmediğimizi söyleyenlerin, memur düşmanlarının bu kadar çok olması daha acı.

  • ömrünüzün son demlerine kadar okumamanızı şiddetle önerdiğim fantastik seri. ömrünüzün son demlerine kadar bekleyin, çıkan diğer serileri okuyun, o serilere ait yeni çıkacak kitapları heyecanla bekleyin ve okuduklarınızdan zevk alın. bütün bu önerileri yapmamın nedeni bu seriyi sevmemem değil aksine böylesine mükemmel bir seri olduğu için nefret etmemdir. zira bu seriye başladıktan sonra diğer bütün seriler anlamsız, basit ve gereksiz gelecektir. diğer hiçbir seride aradığınızı bulamayacaksınız çünkü bir fantastik seriden beklentileriniz değişecektir. bu serinin azami 700 sayfalık kitaplarını okuduktan sonra 400-500 sayfalık kitaplar dişinizin kovuğuna yetmeyecektir malesef.
    peki bu seriyi bu kadar iyi yapan nedir? ben herşeyden önce derinliği derim. yaratıcılık açısından bir tolkien olmuşmudur olmamıştır malesef fakat, bu söylediğime çok kızılacak belki ama anlatım, hikayenin işleyişi, karakter gelişimi bakımından tolkine'i duvardan duvara vurmuştur. bu seride adı geçen ülkelerin, toplumların geleneklerini, giyim tarzlarını, mizah anlayışlarını yönetim tarzlarını, sosyal yapılarını bilirsiniz. esas karakterlerin gelişimlerini en detaylı biçimde görürsünüz. bazı karakterler o kadar gerçekçidir ki onlardan nefret edersiniz. sokakta görseniz dövmek istersiniz. hatta o karakterlerin bölümlerini okumak istemezsiniz ama nedeni sıkıcılığından değil, tamamen o karakterleri tanımış olmanızdan ve bu tanışıklıktan kaynaklanan nefrettendir. yine de eninde sonunda okursunuz sinir olacağınızı bile bile. hatta bu nefret ettiğiniz karakterler sevdiğiniz karakterler tarafından ayar aldığında zevkten kaç köşe olacağınızı şaşırırsınız.
    seriyi diğer serilerden ayıran bir diğer önemli özellik, ana hikayeyi sadece ana karakterler üzerinden yürütmemesidir. seride o kadar çok karakter var ki, hepsi aslında resmin bütününü oluştururlar. bu yüzden onlara yan karakterler diyemiyorum pek. kendinizi ana karakterleri bırakıp "ulan acaba ituralde ve bashere savaşsalar nasıl olurdu" diye düşünürken bulabilirsiniz.
    bütün bu sebeplerden ve buraya yazmaya üşendiğim birçok sebepten ötürü bu seriye başladıktan sonra seri beğenmez olacaksınız. bu yüzden benim yaptığım hatayı yapmayıp, fantastik edebiyatta birçok seriyi zevk alarak ve beğenerek okumaya devam etmek istiyorsanız bu seriye 30-40 yıl daha başlamayın. ne zaman ki fantastik edebiyattan soğumaya başladınız işte o zaman bu seriye başlama vakti gelmiştir.

  • türkiye'deki koşu parkurlarında gerçekleşen elim olay. adı üzerinde "koşu parkuru" sevgili vatandaşlar. tamam hadi spor yapmak istedin yürüdün diyelim. neden yolu kapatıp koşu yapan insanların temposunu bozuyorsun? bir de üstüne üstlük utanmadan yanından koşup giderken "cık cık", "tövbe tövbe" diye sitemlerde bulunuyorsun. ayıp. aynı güruh alışveriş merkezlerinin yürüyen merdivenlerinde yolu kapatır.caddede dar sokaklarda yolun ortasından yürüyüp, arkadan gelen kişileri "pardon" demek zorunda bırakırlar.