ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
21 aralık 2018 sinemalarda reklam süresi kanunu
-
bana sanki danimarka, isveç, izlanda'da falan yaşadığım sanrısını yaşatabilen kanun.
hayret. halk düşünülmüş.
15 temmuz'da cumhurbaşkanı sezer olsa ne olurdu
-
bırak 15 temmuz olayının yaşanmasını ülke zaten bu duruma gelmeyecekti.
7.8'den sonra bile evde kalabilen hataylılar
-
bir adet sıcak yatağından entry giren ekşiçi içeren başlık. dışarısı buz gibi soğuk, duş bile alamıyorsun. çadır yok, konteynır yok. ne yapsın bu insanlar?
kargo alacak olmanın verdiği tatlı heyecan
-
kargonun içeriği ne olursa olsun insanı saran his, duygu.
sanırsın 15dk sonra dünyayı kurtaracak bilgiler gelecek anasını satıyım, evde bekliyorsun, internetten yolunu gözlüyorsun falan. içinden biber salçası çıkıyor, kavurma çıkıyor.
garip yani.
10 şubat 2018 zaytung'un ekşi sözlük haberi
-
allah kimseyi kendi reklamını yapacak duruma düşürmesin, amen
süleyman soylu suriyeli suçluluk oranı açıklaması
-
türk vatandaşları olarak allah bizim belamızı versin zaten.
kendi memleketimizde bile biz ikinci sınıfız. suriyeliler elit.
meb'in 24 kasım'da hediye kabul etmeyin yazısı
-
yerinde bulduğum karar. bazı veliler işi o kadar abartıyor ki kişi başı fahiş ücretler toplanıyor sonrasında maddi değeri çok yüksek abartılı hediyeler alınıyor. ve işin en kötü yanı bu bi yarışa dönüşüyor. öğretmenler günü bu değil, böyle olmamalı.
aşık olduğuyla evli ve işini severek yapan kişi
-
açılınn ben geldim. aşık olduğum kadınla evliyim, 2,5 yaşında bebemiz var ve sevdiğim işi yapıyorum. gelecek kaygısı yaşamamak için şimdiden çeşitli yatırımlar ile çocuğumuzun geleceğini kurtarmaya çabalıyoruz. evlendiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu,kirada oturup en ucuz mobilyaları almıştık. şimdi evimiz oldu ama hala aynı mobilyaları kullanıyoruz çünkü ev dediğin dört duvar içinde pahalı eşyalar değil, ev benim için ailemin içerisinde olduğu yer. herşeyi dişimizden tırnağımızdan arttırıp birlikte yaptık daha doğrusu eşim sağolsun dört duvarı yuva yaptı. yuvayı gerçekten dişi kuş yaparlar dedikleri doğruymuş arkadaşlar, . üç gün sonra aç kalsam, işsiz kalsam şuna eminim karım arkamda dağ gibi durur. herkese içerisinde sevgi ve huzur olan yuva dilerim arkadaşlar.
kitap satın alma hastalığı
-
kitap satın alma hastalığına tutulmuş bir insan olan walter benjamin'in bununla ilgili bir hikayesi mevcuttur:
paris'te kendisiyle röportaj yapmaya benjamin'in evine giden bir muhabir, benjamin'in çalışma odasında yeni alınmış koli halinde bir çok kitap görür ve biraz alaycı bir şekilde " tüm bu kitapları okuyabilecek vaktiniz olduğuna inanıyor musunuz?" diye sorar.
benjamin'de muhabire şöyle cevap verir "kitaplar yalnız okunmak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir de. "
kötü günlerde kişiye güç veren sözler
-
”fırtına çıktığında ağacın dallarına bakarsan ağacın her an yıkılacağı hissine kapılırsın, gövdesine bakarsan onun dimdik duruyor olduğunu görürsün"
(bkz: the revenant)
ssg'nin mültecileri uyumlu hale getirelim demesi
-
türkiyedeki suriyelileri göçmen kabul edip bir de almanya'ya giden türklerle kıyaslama yapması gerçekten akıllara ziyan. türkiyedeki suriyelilerin hepsi (bkz: sığınmacı) statüsündedir ve türkiye bu suriyelileri göçmen statüsüne alıp ülkeye adapte etmek zorunda değildir. bunu akplilerin de bu tuzu kuru liboşların da iyi anlaması gerekiyor.
(bkz: ülkemde suriyeli istemiyorum)
bayern münih'in hazırlık maçını 23-0 kazanması
-
üzen olaydır. daha geçen gün oradaydık şansa yaşıyoruz valla.
not: fb.
streisand etkisi
-
bir bilgiyi yasaklamaya çalıştığınızda, istemediğiniz bir şekilde bu bilginin hızla yayılması durumudur.
ismini barbra streisand'ın bir internet sitesinde malikanesinin havadan fotoğraflarının yayınlanması üzerine bu siteye ve fotoğrafları çekene dava açması, davayı kaybettiği gibi bunun sonucu olarak söz konusu fotoğrafın hit manyağı olmasından almıştır.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
oyuncak tavşanının boncuk gözlerini ısırıp kopartmış, yutup yutmadığını anlamaya çalışıyorum:
- ılgın nerede bu tavşancığın gözleri?
- ben onları ısırıp koparttım!
- ama yutmadın, di mi?
- (eyvah yakalandık bakışı) yere attım.
- eğer yuttuysan altını değiştirirken kakanda görürüm biliyorsun değil mi?
bu yeni bilgiyle ufku iki katına çıkan kızım birkaç dakika sonra yanıma geliyor ve:
- baba ben artık kakamı tuvalette kendi başıma yapmak istiyorum. sen gelme. ben yaparım.