ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
are you reading at boğaziçi university
-
tamamiyle gramer kurallarına uygun olan soru cümlesidir. ingiliz ingilizcesinde read, study yerine kullanılabilir.
zoge: oxford advanced learner's dictionary'den örnek iki cümle:
she's reading for a law degree.
i read english at oxford.
akıllı olun.
amerikan filmlerinde özenilen şeyler
-
en kıçı kırık kenar kasabasında bile güzel bir bar olmasıdır.
yozgat'a d&r açmak
-
var mıdır bilmiyorum ama gereklidir. sırf yukarıdaki kitapsız gerizekalılar yetişmesin diye türkiye'deki her ilde her ilçede kitapçı olmalıdır. d&r, nt, remzi kitabevi farketmez.
tabu diyalogları
-
kelime: haydut
+şimdi ben bi yere giriyorum böyle, eller havaya diyorum, yüzümde de mendil var?
-dansöz!
iskandinav erkeklerin türk kızlardan güzel olması
-
(bkz: ibneliğe kılıf aramak)
kalbimin tek sahibine
-
meleklerin ne yaptığını anlayamadığım şarkı.
galiba, "melekler kurs açmış beylik düzüne"...
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
yine bir cumartesi gecesi ve elbette kingo disco eşliğinde bira içiyoruz. "at gibi kadın" muhabbeti geçti programda, sevdiceğimi şöyle bir süzdüm. "hayırdır ata mı benzettin?" dedi. güldüm ama cevap vermedim. bir süre sonra "çok içtin bu gece." dediğimde söylediği söz şuydu sevgili sözlükçüler, hala unutamıyorum:
"atın ölümü arpadan olsun."
bebişim benim.
sinema tarihinin en iyi yemek sahnesi
sözlükteki kürt düşmanları
-
bunlardan muhakkak vardır da, mevcut hali sözlükteki pkk düşmanlarını bilerek kürt düşmanı olarak gösteren kimi pkk şehir kadrosu pezevenklerini görebileceğiniz başlık olmuş.
algı yönetimi böyle bir şey olsa gerek.
sen de biliyorsun düşmanın pkk olduğunu ama, fişle hadi pezevenk fişle bakalım.
yurt dışına çıktığını herkese duyurma merakı
-
bundan yakınan insanın ciddi bir sorunu olduğunu düşünüyorum.
yurtdışına çıkmanın bir numarası, insanı özel bir statüye getirmesi gibi bir şey yok. dolayısıyla yurtdışına çıkmakla hava atmak, bunu herkese duyurmak istemek gibi bir şey de yok. sadece bazı garip insanların kulakları seçici geçirgenlik yapıyor. yurtdışından bir şehir / ülke ismi duyulduğu anda kulaklar dikiliyor, nefes alma sıklaşıyor, dişler bileniyor, salyalar akıyor, yumruklar sıkılıyor, "bir tane ağzına çarpacam o olacak" diye düşünceler geçmeye başlıyor.
bu ne lan?
adam gezmiş görmüş, bir şeyler tecrübe etmiş. bunu da paylaşıyor. sırf anlatılan şey yurtdışında geçiyor diye garip garip tepkiler veriliyor. şu iki diyalog arasında (-) tarafından verilen saçma sapan cevaplar dışında bir fark yok mesela:
- abi saraçoğlu'ndaki atmosfer başka bir yerde yok.
+ ya bırak allah'ını seversen, inönü'ye gel de öyle konuş.
- hadi len ordan.
vs.
- abi saraçoğlu'ndaki atmosfer başka bir yerde yok.
+ abi öyle deme, anfield'da gol oldu mu tribünler kendinden geçiyor.
- hıamnısktmn.
veya:
- olm bu kahve çok iyiymiş ya. hayatımda içtiğim en iyisi olabilir.
+ valla baya iyi evet. ama yine de bence en iyisi bizim evin iki sokak aşağısındaki kafedeki.
- aa, deneyeyim bi ara.
vs.
- olm bu kahve çok iyiymiş ya. hayatımda içtiğim en iyisi olabilir.
+ valla baya iyi evet. ama yine de roma'da bizim otelin oradaki meydanda içtiğim gerçekten bambaşkaydı.
- hıamnısktmn.
gibi. bu ne şiddet bu ne celal arkadaş?
muhabbet dönüyor, konuyla alakalı insanlar başından geçmiş şeyler anlatıyor. herkes konuyla alakalı birşeyler anlatıyor, bir şey yok. birisi konuyla alakalı yurtışında geçen bir şey anlatıyor, auuuvvv.
anlatmasın o zaman insanlar. bu olaya kıl olan insanlar da mutlu mesut yaşamaya devam etsin, sanki dünya türkiye'den ibaretmiş gibi.
- ee sen ne yaptın tatilde, nasıl geçti?
+ yoktum ben tatilde falan. hiç var olmadım. aynı seninki gibi çok sıkıcı geçti. haydi benim zamanım keyifli geçmediği için mutlu ol.