ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk dizi tarihindeki en gerçek aşk
-
armağan ve haydar
(bkz: yedi numara)
koç ve sabancı gruplarının hisse satışları
-
nedense içimden bir ses 1 temmuz'da kötü bir şeyler olacak diyor.
belki koç ve sabancı da içimdeki sesi duymuş ve önlem almıştır.
şaka bir yana ülkenin lokomotifi sayılabilecek iki önemli holdingin aynı anda böyle bir işlem yapması kafa karıştırıcı olan olaydır.
tabi tüm bu satışlara rağmen piyasa "şimdilik" olumsuz etkilenmediyse, bu konuda ayrıca irdelenmelidir bence. çünkü piyasadaki tedirginlik bir ekonominin domino etkisiyle yıkılmasına kadar gidecek bir süreci başlatabilir. bu noktada piyasalarda içten içe bir tedirginlik olmasına rağmen, belli bir kesimin ülke ekonomisine olan güveninin sağlam olduğunu düşünüyorum.
half-life'ta sürekli böcek fırlatan tip
-
crossfire'da ön meydanı cepheden gören makineli tüfek ve bombaların olduğu balkonda doğmuştur. ancak oradan az öncesinde biri geçip makineli tüfek ve bombaları topladığı için bu silahların yeniden çıkmasını beklemektedir. bu arada boş durmayıp balkonun köşesinde bulunan böcekleri ortama salar, belki iş yapar diye... yazıktır, hor görmeyelim :)
29 aralık 2023 tff gs ve fb ortak açıklaması
-
bu kadar güzel bi başkaldırıya ancak bu kadar rezalet bir açıklama yapılabilirdi
gerçek hayattan esinlenen en iyi film
-
(bkz: ınto the wild) yok daha izlemediyseniz mutlaka oturun izleyin,sonra gelip tşk edin.
buket aydın'ın rolex saati
türk erkeğinde oğlunu sanayiye gönderme fantezisi
-
kuzenim benden bir yaş küçük. lisede okuldan atıldıktan sonra babası sanayiye bir kaynakçının yanına işe verdi. ben ise liseyi bitirdikten sonra makine mühendisliği okudum. o hem askerliği aradan çıkardı hem kafasına göre rahat rahat dolgun maaşla iş bulabiliyor. ben ise işsizim tabi :d
bir gün büyük bir firmanın mühendislik ilanına başvurmuştum. suratıma bile bakmadılar. kuzenim aynı firmaya kaynakçı olarak kabul almasına rağmen daha yüksek maaş veren yere gitti. babam beni zamanında bir motor ustasının yanına verseymiş muhtemelen şu anda milletin cv'sini inceleyip kendime çalışan alacak konumda olurdum.
serkan keskin
-
kaybedenler kulübü'nü izlemek için sinema salonunun açılmasını beklerken, uzakta duran bu abimize "ismail abiiii?" diye bağırılmış, karşılığında "huooop!" diye cevap alınmıştır. samimiyeti, sempatikliği oyunculuğu kadar takdire şayan.
(bkz: leyla ile mecnun)
yıllar sonra gelen inanılmaz bir edit;
https://youtube.com/…qxypu8juvy?si=8cnnpv6o9qlwj6oq
çok güzel olmasına rağmen evde kalmış kız
-
ne ilginç tanımlarınız var arkadaş. sanki evlenen tüm kadınlar bunu güzelliklerine borçlular. en basitinden evlenip aile kuracağı kişiyi bulamamış, onu seveni sevememiş, sevdikleri tarafından yeterince sevilmemiş herhangi bir insan olabilir. dikkat ederseniz cinsiyet belirtmedim.
garson salih'in haber beklemesi
-
dün gece eve dönerken bi işkembeciye uğradım. benim masaya bakan garson bey biraz konuşkan biriydi, sohbet etmeye başladık. yalnız maskesi olduğu için tam olarak ne dediğini anlamıyorum, böyle boğuk boğuk konuşuyor, hafif şivesi de var zerre çözemiyorum ne dediğini. bi yerden para mı bekliyormuş, bi yerde alacağı mı kalmış, iş mi bakıyormuş yani çok az aradan laflar seçiyorum kopuk kopuk... hafiften kafam da güzel, algılarım düşük, ben de nasıl olsa şimdi gider diye anlamasam da kibarlıktan "aynen abi ya", "hayırlısı olsun", "kısmet valla" falan gibi şeyler söylüyorum. yani bu laflar genelde bi noktadan sonra muhabbeti bitirir ama bitmedi.
adam benim masaya her bir şey getirdiğinde 5-10 dk bi mevzudan bahsediyor. ulan o kadar çok uzadı ki muhabbet, benim kelimelerim bitti. çünkü en az 30 kere "hayırlısı olsun", 20 kere de "doğrudur", "haklısın abi", "aynen" falan dedim yani artık bunları kullanmaya devam edemem. bi de ben adama gaz mı veriyorum napıyosam dikkat ediyorum adam benimle her konuştuktan sonra kasadaki patronla biraz sözlü atışmaya giriyo sonra tekrar bana geliyo. yani biraz daha "aynen" falan desem dalacak patrona.
ayrıca o kadar ilerledi ki mevzu "pardon siz ne anlatıyosunuz acaba aq?" da diyemiyorum, geri dönüş yok artık. o an konuyla ilgili bir şey sorsa mantıklı bi cevap veremicem, adam da onunla dalga geçtiğimi falan zannedecek diye iyice stres oldum, tek amacım artık yediğimden zevk almadan, tamamen karnımı doyurma ve ayılma amacıyla hızlı hızlı yiyip mekandan kaçmak. bi an önce gideyim buradan dedim.
neyse yemek bitti hesabı ödedim. tam kapıdan çıkıcam, kendisi bana telefonunu verdi, "beni çaldır abi ben de kaydedeyim" dedi, onu anladım. yanında olduğum için de çaldırmak zorunda kaldım. neyse tam kurtuldum diyordum ki "abi o zaman ben senden haber bekliyorum" dedi, böyle 2-3 saniye bi sessizlik oldu aramızda, "tamam" falan deyip çıktım mekandan. sabah 10'da aradı açmadım, az önce yine aradı yine açmadım. bunun üzerine "abi salih ben. konuşabildin mi" diye mesaj attı. aq bi rahat bayram geçireyim dedim yine gereksiz bi action içinde buldum kendimi.
not: salih abi belki buraya yolun düşer de burayı okuyorsundur. ben senin ne dediğini inan anlamadım güzel abim. mevzu da çok uzayınca bir şey diyemedim kusura bakma. sen şu olayı baştan bi güzelce anlat diyeceğim de akıl alma konusunda doğru insanla konuştuğundan emin değilim. biraz kafamı toparlayayım da arıcam abi seni :/
döğüş kulübü
-
kural 1: ameliyatlı yere vurmak yok.
kural 2: ana bacı yapmak yok.
kural 3: döğüşenler erkek ise tek tek gelinecek.
bahçeli'nin rte'yi kendi silahıyla vuracak olması
-
memleketi aşk-ı memnu evine çevirdiniz amk.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- gerektigi zaman aksamlari da kalabilir misiniz?
- tabi, download'larim bitmeden cikmam..
16 aralık 2013 bülent ersoy'un bayılması
-
izmit'te de hissedilmiştir.
numarasız polis kaskları için alternatif yalanlar
-
- benim numarası verilmemiş, buna rağmen çalışan, numarası olmadığı halde çalışan, ..., düşünebiliyor musunuz kardeşlerim? numarası verilmediği halde çalışan (ağlamalar)...