ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevgiliye gece 3'te taksim'e gidiyorum demek
-
gel bekliyoruz cevabıyla sağlam bir dumur yaşatabilir.
yaran dizimag yorumları
-
dizi: hatırlanmıyor.
"ya bunun ilk bölümünün adı pilot, breaking badden çalmışlar onunki de öyleydi"
karantinadan kaçan umrecileri anlatacak filmin adı
-
(bkz: hızlı ve mübarek)
3 ocak 2018 sezen aksu yıldız tilbe buluşması
-
eyşan'la ömer'in yeniden evlenip mutlu bir hayat sürmeleri gibi bir şey olmuş.
burak yılmaz
-
kendisinin heykeli yapilirsa dusup kirilabilir
patiswiss ceo'suna itibar suikasti yapılması
-
patiswiss piyasayı sürklase mi ediyormuş? allah belamı versin ilk kez duydum ismini. ayrıca başlık sahibinin yazdığı şeyin "tayyip iyi ama ah o dış mihraklar" laflarından hiçbir farkı yok.
ulan kadında öyle bir kibir ve kendine inanmışlık var ki öss'de 45'te 45 türkçe yaptığını yazarken bile imla hatalarıyla göz kanatıyor.
neyse, çikolata zaten pek sevmem, küflüsünü hiç yemem.
bir sinemada yaşanabilecek en dumur olaylar
-
iş için bi şehirdeyim. ertesi gün saat 15'te toplantı var. otelde gece kendi kendime "öğlene kadar yatarım, sonra kalkar giderim" dedim. uyandığımda saat sabahın 6 sıydı. dön dön uyuyamadım. çıktım dışarıya. şehir merkezinde yürümeye başladım. yürü yürü vakit geçmez. saat 9'a doğru sinemanın önünden geçiyorum. "bi film izleyeyim bari vakit geçer" dedim. köstebek filmi girmiş o ara gösterime. sinema 10'da açılıyormuş, bekledim açılsın diye. açıldı, gişeye yanaştım "köstebek'e bir tane bilet" dedim. "filmi oynatmamız için en az 3 bilet satılmalı" dediler. lan manyak 3 bilet al otur izle filmi işte.
ben ne yaptım? sinemanın önünden geçenleri çevirdim "çok güzel film buyrun beraber izleyelim" diye. 2 kişi buldum oturduk izledik filmi.
yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yaz okulu.
patoloji laboratuvarındayız. mikroskopta incelediğimiz preparatları, defterlere çizmemiz, beş bin tarafından ok çıkartıp neyin ne olduğunu yazmamız gerekiyor falan. ben de baktığım şeyi zinhar çizemiyorum, öyle bir sakatlığım var. önlük giymek zorunlu fakat yaz okulu olduğu için biz gittiğimiz şehre önlük almamışız yanımıza. ben birilerinden rica ettim, buldum bir şekilde. başka kimsede yok.
asistan bir şeylere sinirlendi, artık gözüne çarpan her türlü eksikliği yüzümüze vuruyor.
+ ciddiye almazsanız, ciddiye alınmazsınız! kimsede önlük yok. bir şu bayan arkadaşınızda var.
bana dikkatle bakıp, yüzünü buruşturuyor
+ama... anlaşılan o da başkasından almış. üç beden büyük, içinde kayboluyor
daha da sinirleniyor.
+ kalem getirin, defter getirin dedik. defteri olanın kalemi yok, kalemi olan ilkokullu gibi çizgili defter getirmiş. kimse çizmiyor!
gözü benim masama takılıyor,
+bir şu bayan arkadaşınızı gördüm çizerken!
yanıma geliyor, deftere bakıyor. bende de çizim yok. ''böyle bulut bulut gibi bi şeyler varsa o tüberküloz, bilezik gibi şeylerin olduğu ruam, preparatın dışından bakınca gölgeler varsa fibrinli pnömoni...'' gibi kopyalar yazmışım.
+ama... anlaşılan yine umduğumu bulamadım!
ikidir adama benden tiksinecek malzeme verdim. yanımda durdu, devam ediyor.
+bir ciddiyetsizlik hakim. utanmasanız terlikle falan geleceksi...
yere bakıyor, susuyor. ayağımdaki terlikleri fark etmiş tam o an.
+arkadaşım senin amacın ne?
-hocam havuza düştüm de ayakkabılar ıslak o yüzden ben de mecburen terlik giymek zorund...
+hayır üç oldu, hep sen. buraya bana tepki olarak mı geldin?
-yok hocam...
+bakın! son kez söylüyorum! yarın kimse önlüksüz, kalemsiz, deftersiz ve (bana dönüyor) ayakkabısız gelmesin!