hesabın var mı? giriş yap

  • - karinizla bir gece icin bir milyon dolar veririm
    - ya o diil de bende bi baldız var ilik gibi şerefsizim
    - ee?
    - eesi ikisini beraber bir buçuğa bırakırım sana
    - bambaşkaymışsın yabancı
    - tamam ya birdörtyüz ver ayağın alışsın

  • cumartesi sabahı erken bir saate "hadi moonstruck'a gidek" diye gittiğimiz, moonstruck'ın kapanıp yerine buranın açıldığını görünce üzülüp "e kahve içek bari" diye oturduğumuz yer..

    sabah erken bir saat olduğu için bizden başka kimse yoktu. siparişimi verdim "iki latte, bi kek, bi çiizkeyk.." adımı sordu. ukala ekşici bir piç olduğum için "bi kişi var zaten" dedim. neyin peşindesin mına koyim?

    siparişimi alıp masaya oturunca kasadaki çocuğun içime sokup çevirdiğini anladım:

    http://i.imgur.com/u7czz.jpg

    herif incici piç çıktı.

    inşallah bir gün bütün starbucks senin olur. ışığın hiç sönmezin, yıldızın parlasın.

  • son 10 yılda kabalığın, eğitimsizliğin ve tutuculuğun samimi bir halk tabanının sevimli özellikleri olduğuna; diğer yandan da doğru bir diksiyonla konuşan kibar, iyi eğitimli ve eleştirel yaklaşabilen insanların ukala, kibirli ve azınlık olduğuna inandırıldık. dolayısıyla karadeniz insanı da düzeltmesi gereken özellikleri daha da sahiplenmekle kalmadı, kendisi gibi olmayanlara daha da bilendi. işte bu karadeniz insanının yükselen şımarıklığının izahıdır dostlarım.

    debe editi: benim gabonlu arkadaşlarım da var. özlerinde iyi insanlar.

    5 yıl sonra gelen edit: başlığı ben açmamıştım ama olsun.

  • "sabaha karşı dörtte acı acı çalan telefon geceyi böldü, karayiplerde nobel bariş ödülü için teşekkür konuşmasini hazirlarken uyumuş olan nanofizik uzmani jason flecthdong bir an için yerinde zıpladı... yine de, derin meditasyon günlerinden kalan bir alişkanlikla, tam anlamiyla uyanik olmasi ve içsel dengesini kurmasi için gereken süre .002 saniyeden fazla değildi... çevresinde mozart'la yarisabilen i.q.'sü sebebiyle 'düşüne taşina duvarin arkasini görebilecek bir adam' olarak anilan fletchdong o telefonu açmamasi gerektiğini, yoksa langdon'un başina gelenlerin ona da olacağini biliyordu... ama lanet romanin 500 sayfa olmasi gerekiyordu..."

  • çoğu zaman yanlış parametrelerle değerlendirilen kameralar.

    megapiksel, kamera sayısı gibi parametreler elde edeceğiniz fotoğrafların kalitesini(?) öngörmenizde manalı değerler değil.
    son on yılda çıkmış bir telefon alıyorsanız megapiksel sayısını görmezden gelebilirsiniz. kayda değer bir fark olmayacak çünkü. fazla kamera olmasının da bir önemi yok çünkü o kameralar birlikte çalışmıyor(derinlik kamerası hariç ama boşver şimdi bulandırma kafanı). o kameralar farklı çekim modları(normal açı, geniş açı, tele) için özelleşmiş kameralar. yani her kamera bir modda çalışıyor. yani 5 kameralı telefon alayım fotoğraflar daha güzel olsun diye bir şey yok. sadece daha farklı tarzda fotoğraflar çekme zenginliğine erişiyorsunuz.

    peki ne önemli? kağıt üstünde değerlendirme yapmak için önemli olacak parametreler diyafram açıklığı, optik görüntü sabitleyici gibi özelliklerin varlığı ve sensör boyutu.

    diyafram açıklığı
    kamera-insan gözü metaforunu kullanırsak diyafram açıklığı = iris boyutu diyebiliriz. bunun sizin için önemli iki etkisi var: alacağınız telefonun kamerasının diyaframı ne kadar açıksa içeri o kadar ışık giriyor demek. bu da kapalı havalarda, iç mekanlarda yani ışığın daha az olduğu durumlarda daha iyi fotoğraflar elde etmek demek. diğer etkisi dar alan derinliği. alan derinliği ne demek? fotoğrafta net olacak alanın boyutu demek. kameranın diyaframı ne kadar açıksa odaktaki cisim fondan o kadar iyi ayrılır. nereden anlayacağız diyafram açıklığını? f/2.0 şeklinde ifade edilir. f'den sonraki sayı ne kadar küçükse diyafram o kadar açık demektir.

    görsel

    optik görüntü sabitleyici
    video çekerken sarsıntıyı engelleyen bu hede sıradan çinko karbon kullanıcı için ne kadar önemli? ne bileyim len sen söyle sıradan kullanıcı.
    ayrıca dolaylı olarak yine ışığın az olduğu çekimleri olumlu yönde eser miktarda etkileyebilir.
    (son kullanıcı için gereksiz dolaylı yol açıklaması: el titremesini tolere edeceği için enstantane kazanılabilir )

    sensör boyutu da ne kadar büyük olursa o kadar iyi doğal olarak.

    peki can alıcı nokta neresi?

    yazılım!
    kamera fotoğrafı üretirken önce sensördeki tüm veriyi alır. bu veriye raw veri denir. daha sonra kamera yazılımı bu veriyi kendi algoritmasına göre sıkıştırarak jpeg gibi sıkıştırılmış fotoğraf formatlarına çevirir.
    bu konuda kullanılan yaygın metafor mermer blok-heykel metaforudur.
    kameranız mermer bloktan(raw veri) algoritmasının belirlediği kısımları atarak heykeli(sıkıştırılmış fotoğraf) çıkartır.

    görsel

    yazılımın iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? kullanıcı yorumlarını okuyarak, çekilmiş fotoğrafları inceleyerek.

  • fransa yapımı animasyon filmidir. kendi halinde yaşayan ayı ernest in diş doktorluğu öğrenciliğindeki ufak fare celestine le yollarının kesişmesiyle başlar hikaye. algımıza yerleşmiş yargılar ve sistem üzerine ince eleştiriler barındıran gösterim tekniğiyle de oldukça sade bir film ama yine de izledikten sonra yüzünüzde o meşhur kocaman gülümseme beliriveriyor.

  • ailece akşam yemeğinde anaokuluna yeni başlamış ilay (4,5) ve ilkokula yeni başlamış ege (6,5)...

    ilay: durun durun, yemeyin, önce yemek namazı yapmamız lazım...
    romica: yemek namazı da nedir?
    ilay: açın elinizi, benim bağırdığımı bağırın benden sonra, tamam mı?
    romica: tamam.
    ilay: kan içelim, kan içelim!!!
    romica: o ne be???
    ege: of ilay, öyle değil o... yediğimiz can olsun, içtiğimiz kan olsun, hepimize afiyet olsun!

  • cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.

    edit:
    bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.

    edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.