hesabın var mı? giriş yap

  • şu rezalete bakar mısın ya? dünyaya ülkece rezil oluyoruz. sosyal medyada imamoğlu algısı yapmaya çalışmalarının sebebi bu işte.

  • 90 dakika programında bol bol gözlemlenecek bir hadisedir. hıncal amcamızın ''en son yorum benden olacak aga'' muhabbeti malumunuz. yaptığı yorumdan sonra şöyle bir olay gelişir;

    h.u: ... kardeşim, kocaa camia bir tane bile tezahurat geliştiremez mi? hala galaaatasaray, galataaasaray... garabet bu garabet!
    -gözlüğünü önündeki bankoya atar- tak!

    işte ölüm sessizliği bu andan itibaren başlar. stüdyodaki herkes sanki çok büyük bir hata yapmış ve bunun sonucunda hıncal abilerinden fırça yiyormuş gibi kafalarını öne eğerler ve huşuu içinde bir süre öyle kalırlar. bu sessizliği bozmak ise fuat akdağ'a düşer. donuk ve mahçup bir ses ile;

    - szıı (nefesi geri çekerken çıkan ses) şimdi bir reklam arasına giriyoruz.

  • 2002 yılından itibaren almanya'da faaliyete başlayan, yaklaşık 30 ülkeye yayılmış, 2009 yılından itibaren türkiye’de de yalnızca tıp doktorlarının kontrolünde uygulanan, kilo ve metabolizmayı düzenleyen beslenme programı.

    başlangıç olarak verdiginiz kan testleri almanya'ya gonderiliyor, size özel bir beslenme programı yazılarak 4 etapta uygulanıyor.

    programda yer alan besinler sadece içerdikleri kalori, yağ, protein, karbonhidrat miktarlarına göre seçilmeyip, aynı zamanda kişinin sağlık durumu ve hormon düzeyi de göz önünde bulunduruluyor. bu sayede metabolizma ve hormon dengeleri duzenlenirken kilo kontrol altına alınıyor. program sonunda vücudun olması gereken kiloya ulaşırken aynı zamanda yağ azalıp kas ve bağ dokusunun dengelendiği, verimlilik / konsantrasyon / enerji düzeyinin arttırıldıgı iddia edilmekte.

    programdaki özel beslenme maddeleri dışında herkesin uygulayabilecegi 8 kural ve mantığı:

    1- günde üç öğünü asla aşmayın. (ara ögün kesinlikle yasak. aralarda sadece şekersiz sütsüz çay, kahve, sade mineral suyu içebilirsiniz.)

    2- öğünler arasında minimum 5 saat ara verin, hiçbir şey yemeyin. (vücut sadece uyurken ve insülin belli seviyenin altına düştüğünde yağ yakar. insülin en ufak bir badem tanesi bile yerseniz vücutta 4 saat kaldıgı için aralarda agzınıza en ufak bir şey atmamanız, meyve dahi yememeniz kritik. amaç insülin salgılanmadıgı ve kritik seviyenin altına düştüğü 4. saat sonrasında vücudun yağ yakımını sağlamak.)

    3- öğünler max 60 dk olacak

    4- her öğünde ilk lokmanız protein olsun. (mideye ilk protein girdiğinde vücut kan şekerini düzenleyip yağ yakan glukagon hormonunu salgıladıgı için)

    5- her öğünde tek çeşit protein tüketin. (bunu farazi anlatacak olursam: proteinler çeşitli aminoasitlerden oluşur, ve alınabilecek miktar o proteinin yapısındaki en düşük aminoasit kadardır. 2 farklı protein alımında ikisinin toplam aminoasitlerinden en düşük seviyeli olan baz alındıgı için proteinin vucuda sağlayacagı fayda maximize edilmeye çalışılmak istendiği için tek tip protein tüketimi önerilmekte)

    6- son öğününüzü en geç 21:00'da bitirin.

    7- kilonuza göre günlük su tüketiminize dikkat edin

    8- günde 1 adet yeşil elma tüketin. öğün sırasında ya da hemen sonrasında. (yuksek lif ve mineral içerdigi, kolesterolü düşürdüğü, diyabeti önlediği, metabolizmayı hızlandırdıgı için)

    benim şu ana kadarki deneyimim ise şöyle:

    hiçbir zaman ciddi bir kilom olmadı, programa başlama amacım daha saglıklı olmak ve metabolizmamı düzenlerken dogru beslenmeyi ögrenmek idi. programı doktor kontrolunde 3 aydır uygulamaktayım ve 2. hafta itibariyle gözle görülür sonuç aldım.
    3 ay sonunda (ki bunun 1 ayı tatil ve iş seyahatleri oldugu için birebir uygulayamadım) hepsi yağ olmak üzere 4 kilo vererek 20 sene önceki kiloma döndüm. işin asıl güzel tarafı ise sadece 4 kg olmasına rağmen karın ve kalçadan şu an için 8er cm, bacaklardan 5er cm incelmiş ve 2 beden küçülerek 34 bedene düşmüş olmam. ayrıca metabolizmam hızlandı, daha enerjiğim ve yaşadığım bazı cilt problemleri tamamen yokoldu.

    gittiğim doktorun (diyetisyen değil) vucudun işleyişini detaylı anlatması mantığını anlamama yardımcı oldugu için dogru beslenme biçimini ögrenmenin verdigi keyif ise cabası.

    benim için en önemli kısmı kalıcılıgı ve sürdürebilirliği, onun cevabını henuz o aşamaya gelmedigim için veremiyorum. süreci tamamladıgımda güncelleyecegim.

  • yuva kurmayı başarmak ne yahu? bir başarı mi evlenmek sizin için? aksine ben bekar ve yalnız yaşayan insanların hayatla başa çıkmak açısından daha başarılı olduklarını düşünüyorum.

    edit: oha. daha önce hiç 176 kişi beğenmemişti yazdıklarımı. vay anasını be.

    edit 2: günaydın. arkadaşlar napiyosunuz? 473 kişi olmuş. neyse hastaydım. birazcık sevindim. hehehe. artık nasıl garibansam; beğeni sayısına seviniyorum.

  • baba bir tamirat işi ile uğraşmaktadır.

    - baba ya o öyle olur mu. alttan ittireceksin.
    - hsss
    - ya baba bırak allahaşkına, o tornavidayla olmaz o, şununla yapsana.
    - (dayanamaz işi bırakır) bak oğlum bigün dedenin dükkandayım. saat tamir ediyor rahmetli. ben de omuzundan bakıyorum. dedim ki "baba şunu şöyle yap, bunu böyle yap", deden elindeki işi bıraktı, bana döndü, anlatmaya başladı:

    birgün devenin biri coşkun akan bir ırmağın kenarına gelmiş, maksadı karşıya geçmek. suya girmiş, yürümeye başlamış. biraz açılınca akıntıdan ayakları yerden kesilir gibi olmuş. o esnada korkudan biraz kaçırmış.

    deve bakmış ki boku suda batıp çıkıyor, girdaplara gire çıka, döne döne uzaklaşıyor, içinden geçirmiş.

    "işe bak yahu, sıçtığım bok bana yüzme öğretiyor."

    -tısss

  • rok: cemil turan efsane değildir.

    len nasıl değildir ya?

    - ingiltere kralı, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci mıyer, nadya komanaçi, bricit bardo, fenerbahçeli cemil !!!

    efsane lan işte.

  • beyin ölümü gerçekleşmiş, hakkında dedikoduların ayyuka çıktığı bir siyasetçi artığınin son demeci. tek yeteneği, "tükürdüğünü yalamak" olan bir mankurt olan dede, bi yürü git...

  • anayasa profesörü burhan kuzu'nun tespiti.
    5 milyonluk köy gibi yerlermiş, herkes yönetirmiş.

    ben söyliyim; isveç'i türkiye'deki siyasi zihniyet yönetseydi tüm iskandinavya ve kuzey avrupa'dan tecrit edilir, mimli gözlerle bakılır, sabah ayazında erkenden kalkan darbe yapar, halkın hükümete güveni yerlerde sürünür, ayrımcılık ve sömürü normalleşir ve sosyal devlet makarnayla somutlaşırdı.

    şöyle bir kampanya var arkadaşlar: http://www.eksiduyuru.com/…/bilgisayar-laboratuvari

  • onunla yemeğe gidin ve bütün yemek boyunca garsonlara olan davranışlarını izleyin. eğer garsonlara bir insan olarak değilde hizmetçileri gözüyle bakıp, biraz sakin olmasını söylediğinizde "ne demek canım onların görevi bu" cevabını alıyorsanız o zaman o erkek insan olarak çiğdir işe yaramaz hem de kalitesizdir. direkt çöp.