hesabın var mı? giriş yap

  • benim.
    yıllarca kolejde çalıştım.öğrencilerle arkadaş gibi de oldum hep,çoğuyla hala görüşürüm zaten yaşlarımız çok yakın.bir yerlerde buluştuğumuzda öğrenci -öğretmen olduğumuz anlaşılmaz. yani sizin bahsettiğiniz o 'evde bekleyen,dershanede üç kuruş maaşla sürünen, idealist,arkadaş tipte' vs öğretmen de benim aynı zamanda. ayrıca belirtmek isterim ki alan sınavım sayesinde atanabildim. çünkü ben diğer alanlarda pek bir şey bilmiyorum.
    şimdi geldiğim okulda ise can güvenliği olmayan bir kadın öğretmenim. gözlerini korkutmak için ufak çapta fiziksel müdahalede bulunuyorum arada ,fazlasını yapmam, yapamam da zaten tehditler havalarda uçuşuyor ,evime tek başıma yürüyemiyorum,kadın olmanın utanılacak bir şey olduğu bir yerdeyim. ki büyük bir şehrin büyük bir ilçesindeyim. ama bu "büyük"lükler insanların kafalarındaki örümcek ağlarının yanında maalesef hiç kalıyor.
    korku içindeyim,ayaklarım geri geri gidiyor. sınıfta" bana bugün napıcaklar acaba ?" düşüncesiyle dakikaları saatmiş gibi yaşıyorum.bu sadece bir kısmı tabii.
    biliyorum sizin için hayaller "ölü ozanlar derneği, her çocuk özeldir,koro"filmleri tadında.hayatlar için (bkz: ben)

    bir yıldan fazla süre sonra edit: bütün yıl boyunca emek verdim o öğrencilerime. dövdüm de sövdüm de ... ama sevgilerini kazanmayı başardım en sonunda. artık beni benimsemişler, sahiplenmişlerdi.sonra koruyup kollamaya başladılar. doğumgünümde 1'er lira toplayıp pasta alıp bana sürpriz yaptılar. hediyeler aldılar,utanıp veremeyip başka arkadaşlarıyla yolladılar. sene sonu geldiğinda artık evladım olmuşlardı çoktan.şimdi başka bir ile ggeldim,çocuklarımı özler oldum. nereden nereye işte. verdiğim tüm emekleri hatta daha fazlasını hak etmişler bilememişim.

  • linteki videonun 2:20 saniyesinde çatlak şanzel isimli biri "doktor öldürdüm çünkü babaannemin ameliyatında %99 değil, %100 hatalıydı. babaannemin ölümüne sebep oldu." diyor.

    bazı şeyler vardır ki ya iyidir, ya kötüdür.

    ortası, orası, burası yoktur!

    armağan çağlayan, bu kötü! videoyu yayından kaldır.

    kaldır ki, iyi insanların içi daha fazla acımasın.

    kurgucunuzda mı demedi? "abi burayı keselim ya" diye...

  • şirketler, kurumlar veya hükümet yolu ile; mal ve hizmetlerde; maliyet artışının önüne geçmek için, ürün ve hizmet azaltma, kalite ve standardı kaybetme durumu.

    örnekler..

    1) her yaz tatile gittiğiniz otelin, bir önceki yıla göre yetişmiş nitelikli personel yerine vasıfsız personel istihdam ederek kaliteyi düşürmesi..

    2) sık sık gittiğiniz bir lokantanın kaliteli pirinç yerine daha düşük kalitede pirinçten pilav yapması veya servis sırasında daha az pilav sunması..

    3) marketten aldığınız bir bardak hazır kutu ayranın 200 ml yerine 180 ml'ye düşmesi..

    4) bir devletin; tecrübeli ve alanında uzman bir meslek mensubu (ögretmen, hekim, mühendis, tekniker, işçi) yerine yeni mezun ve geçici personel istihdam etmesi..

    5) bir bankanın çağrı merkezinde az sayıda müşteri hizmetleri personeli çalıştırarak, müşterinin çağrı merkezi telefon trafiğinde uzun süre bekletilmesi..

    tanım: maliyeti ve/veya fiyatı artırmamak adına ürün küçültme, hizmet azaltma, kalite düşürme..

    not: shrinkflasyon üründe boyutu veya miktarı küçülme yoluyla, hatta bazen yeniden formüle ederek veya ürünün kalitesini düşürerek mal satım işlemi iken skimpflation ise ürün ve mal dışındaki hizmetlerinde kalitesindeki azalmayı ifade eder.. skimpflation, bireyi ve toplumu, mal veya hizmetin hep daha azına, daha eksiğine veya daha kalitesizine mahkum eder..

  • yoldan geçen adam kapağı göremez bu enteresan ama daha dikkat çekici olan bakkalın sol omzuna dokunuyor ama bakkal sağ tarafına dönüyor... yani sağ değil de sol tarafına dönse kapak adama çarpacak. vallahi değişik bi olay.

    edit; bakkalın sırtına dokunan adam "arkana bak" demiş. bakkalın yerinde ben olsam dokunduğu tarafa, konuşana doğru dönerim kesin ölürüm amk. hatta adam beni tutup diğer tarafa çevirse ben yine inat eder adama doğru dönmeye çalışırım o kadar da bahtsız ve malım.*

  • “çok işkence gördüm, çok çektirdiler hiçbirine yanmam da atatürk rozeti vardı yakamda onu aldılar ona yanarım” diyen ebulfez elçibey nerede 10 kasım tarihini zafer günü ilan eden aliyev nerede.

  • herkesin malumu olan bi' gerçek. hangi mekan ki yuvarlak tabak yerine kare/dikdörtgen tabakla yemek getirir, o mekan çok fena hesap kitler... evet.

  • - evet dostlar, artık devrim günü yaklaşıyor... şimdi finans piyasalarını içten çökertme planımızın bir parçası olarak uzun süredir bankalara yerleştirdiğimiz marksist arkadaşlarımızdan birisi olan faruk dost geldiğimiz süreci anlatacak. buyur faruk dost söz sende...

    - bismillahirrahmanirahim. kalplerinde allah korkusu olan müslüman kardeşlerim dünya ölümlü dünya. gelin ibadetimizi yapalım, ahiretteki yerimizi kurtaralım, bu öğle namazını birlikte eda edelim...

    - ne diyorsun sen faruk dost? bankadan bahsedecektin, devrimden, o şanlı günden... hangi bankaya yerleştirmiştik biz seni?

    - albaraka türk: faizsiz bankacılığın doğru adresi.

    - hemen bu arkadaşı olimpos'a tatile gönderiyoruz. 15 gün. ağaç ev...