ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi sözlük yazarlarının ırkları
-
baba tarafından semender göçmeniyim. annemgil de soğangillerden baharatlı bir bitkidir.
meni tadı
-
(bkz: bu gece menide ne var)
fransa'ya gideceklere tavsiyeler
-
çok büyük bir trafo var onu mutlaka görün...
kabaca şuna benziyor: http://www.tasorenkoyumuhtarligi.org/…=26&syz=93363 (yapım aşaması müziği vb her şeyi düşümüşler)
ama bunun daha büyüğü.
yaran baba oğul diyalogları
-
baba 135 kilo olmuştur. yani yarım dünya diye tabir edilen safhayı atlamış, kendi çapında ufak bir gezegen olma safhasına gelmiştir. bu muhabbetin konu edildiği bir akşam yemeğinden sonra meyve yemek için bir elma alan atrin mutfakta ayakta televizyon izleyen babayla karşılaşır. elmayı alıp babanın göbeğinin yanından yere bırakır ve bu işlemi 2 3 kere tekrar eder...
baba: napıyosun lan?
atrin: kontrol ediyorum.
baba: neyi kontrol ediyosun? yıkasana lan elmayı?
atrin: dur yahu elma büyük geldi ama mandalin kesin olur.
baba: ne olur?
atrin: yörüngene oturur ya..
babanın gözlerinin yörüngeden çıkmasının akabinde atrin'in elindeki elmayı kapar ve kapıdan kaçmakta olan atrin'in yörüngesine *çot* sesi ile oturtur. hala acıyo lan sırtım.
vagon li olayı
-
paşa henüz sağken perada wagon lits diye bir fransız şirketi vardı.
biz ana yurdu demir ağlarla ördükten sonra bu fransız şirketi de yataklı vagonları işletirdi. haliyle fransız, türk karışık bir personeli vardı. şimdi günümüzde dallama fransızlar olarak bilinen bu fransız amcalar fransızca'ya büyük önem verdiklerinden her yerde fransızca konuşuyorlar.
tabii her yer denince kendilerinin beyoğlu'ndaki şirketleri wagon lits de buna dahil. bir gün orada çalışan türk memurlardan biri büyük bir hata yaparak telefonda türkçe konuşuyor tebiyesiz.
fransız müdürler de "sittir ulan. sana iş miş yok. bir fransız şirketinde türkçe konuşmaya utanmıyor musun?" diyorlar.
ama ufak bir ayrıntıyı atlıyorlar. başta da söylediğim gibi paşa henüz sağ. yıl 22 şubat 1933. cumhuriyet kurulalı 10 yıl olmuş. millet fransız vs işgalinin travmalarını daha üstünden atamamış. kovulan memurun olayı basında da yer alıp duyulunca o dönemde var olan milli talebe birliği toplaşıp cadde-i kebir'den tünele doğru giderek şirketin camını çerçevesini müdürlerini alaşağı etmiş. "sen nasıl türkçe'yi aşağılarsın" hesabı. camı çerçeveyi indirip "size yakışmaz" diyerek atatürk portresini alıp dönüş yolunda gördükleri yabancı firmaları da kırıp döküp evlerine dağılmışlar.
"nerde bu devletin kolluk gücü, onlar ne yapmış?" demezler mi adama? derler. ama 6 7 eylül olaylarında olduğu gibi gereken(!) dersin halk tarafından verilmesi beklenmiş ve sonrasında kırık döküğü toplamak için gelinmiş.
cumhuriyet tarihinde de uzak köşelere konan olaylardan biri olmuş. ve ironik biçimde tarihe wagon lits olayı şeklinde değil, türkçede okunduğu gibi vagon li olayışeklinde geçmiş. kötü mü olmuş? super olmuş.
kişilik bozukluğu testi
-
(bkz: ingilizce bilinmediğinin anlaşıldığı anlar)
düzeltme için kinyas ve kayra 23 e teşekkürler türkçe de bilmediğimi yüzüme vurdu
bide o nası nick lan.
#kürdistanşehitleriniuğurluyor
-
şehit olsa önün de duramazsınız anca leştir o.
ışid'in de pkk'nın da amk.
18 ekim 2015 nusr-et steakhouse rezaleti
-
adam 5000 tl kredi karti limitini yüksek bir limitmis gibi anlatmis. yazik la, troll de olsa o da insan lan. fakir diye yüklenmeyin fazla.
aldatan sevgiliyi yemeksepeti sayesinde yakalamak
-
itiraf.com
‘o anda mert benim pantolonumu çözüp birden kökleyiverdi’
türk dizilerindeki aşırı zenginlik
-
herkes o kadar zengin görünüyor ki zengin ve fakirleri ayıran tek bir detay var: zengin karakterler lüks otomobillere binerken fakirler de en kötü ihtimalle her yere taksiyle gidiyor. ülkede metrobüse bir tek ben biniyorum resmen amk.