ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'nin hiçbir konuda başarılı olamaması
-
gerçekten anlamıyorum. coğrafi olarak mükemmel seviyede turistik ve bereketli toprakları olmasına rağmen ;
- ekonomide başarısızız.
- turizmde başarısızız.
- futbolda başarısızız.
- eğitimde başarısızız.
- sanatta başarısızız.
söyleyeceklerim bu kadar.
nihal yalçın'ın tamer karadağlı taklidi
-
sjw'lerin kraliçesinin hem haksız hem de üste çıkmaya çalışması olayıdır.
en iyi komedi dizisi
-
(bkz: friends)
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
laikler için:
sahil rocks
tezahüratları:
sahil rocks
bozkır sucks
islamcılar için:
green bursa rules
tezahüratları:
go green bursa rules
gavur izmir always lose
dtp'liler için:
hakkari lakers
tezahüratları:
one two three
let apo free*
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"kendini pikaçu zannedip 7. kattan aşağıya atlayan gavat çocuk sen ve senin gibilerden nefret ediyorum senin yüzünden pokemonu yayından kaldırmışlardı , zaten pikaçu uçamayan pokemondu amk."
the godfather
-
ilginctir ki, the godfather uclemesinde, portakal cok onemli bir yer tutar. tahminimce sicilyanin portakali meshur oldugu icin olsa gerek, bu film serisi bir portakalin bakis acisiyla da izlenebilir. bakiniz the godfather serisindeki portakal olgusu:
-ilerde michael corleone'e ihanet edecek olan sal karakterini ilk defa gordugumuzde bir portakal soymaktadir, sal ilerde olecektir.
-woltz karakteri bir sahnede bir sepet portakalla birlikte gorulur, daha sonra adamin atinin kafasi kesilir.
-don corleone* vurulmadan hemen once manavdan iki tane portakal alir.
-bes ailenin katildigi toplantida tattaglia ve barzininin onune birer kase portakal konur, bu kisiler olur.
-ve en onemlisi, vito corleone olmeden once bahcede torunuyla oynamaktadir, soyle ki, portakal kabugundan takma dis yapmistir kendine, sonra o da olur.
bu olay serinin diger iki filminde de var ve de tesaduf olamayacak kadar fazlalar, hatta ikinci filmden simdi hatirladigim bir sahne, vitoyu isinden eden mahallenin kabadayisi fanucci olmeden once portakal kasasindan bir portakal aliyordu. bu konu kesinlikle arastirilmalidir.
29 aralık 2011 galatasaray açıklaması
-
özeti şudur;
"feneri kurtaracaksınız diye türkiye'yi yakmayın"
beşiktaşlı olarak altına imzamı atıyorum..
neymar'ın teke tekte geçemeyeceği adam
-
(bkz: fatih altaylı)
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
dünyanın en asap bozucu şeylerinden biri. ilk sorulduğunda babamın mesleğini söyleme gafletinde bulunmuştum "pikocu" diye. sonra muhabbet "pikocu ne?", "nasıl yani terzi mi?", "overlokçu mu oluyor o?", "hele bir anlat şunu" diye öyle uzamış ve ben anlatmayı başaramadıkça o kadar canımı sıkmış, beni sınıfta öyle rahatsız edici derecede ilgi odağı haline getirmişti ki sonraki senelerde "emekli", "serbest meslek" diye geçiştirmeye başlamıştım. onlarda bile öğretmen tatmin olmazsa "nasıl serbest meslek? öyle geziyo mu yani?" diye dalga geçebiliyordu. sonunda bir sene "bilmiyorum" bile dedim artık dayanamayıp. "bilmiyor musun? babanın yaptığı işi bilmiyor musun?" raddesine gelmişti ama o kadar sıkılmıştım ki gönül rahatlığıyla "bilmiyorum" demeye başlamıştım. o beni rahatlatmıştı.
işin ironik tarafı 14 yıldır ekşi sözlük'te pikoyu ve pikoculuğu anlatan yegane entry'ler bana ait.
edit: "terzi diyeydin ya" demişler. terzi demeyi denedim, "terzi gibi" dediğim oldu ama düz "terzi" diye sallamayı içime sindiremedim. veteriner babayı doktor diye tarif etmek gibi olacaktı. sanki babamın mesleğinden utanıyormuşum da yalan söylemeye ihtiyacım varmış gibi hissedecektim. o yüzden "terzi" demedim "terzi gibi" dedim ama o daha çok probleme yol açtı.