ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cahil insanların ortak özellikleri
-
herhangi bir inancın veya ideolojinin insanlığın bütün sorunlarını çözeceğine körü körüne inanmak ve daha kötüsü bu inancını başkalarına baskı kurarak hakim kılmaya çalışmak.
yazmaya cesaret edilemeyen facebook yorumları
-
bir üstteki çirkin kızın fotoğrafına: "çok güzel olmuşsun canıııım" yazan seçil kızımıza: "senin samimiyetini s.keyim seçil" yazamamaktır.
4 kasım 2020 sosyal medya platformlarına ceza
-
iyi de temsilcileri yoksa parayı kimden alacaklar? cezayı hangi adrese kesmişler acep?
27 temmuz 2015 vodafone arena iskelesinin çökmesi
-
vodafone arenanın sakatlanarak gerçek beşiktaş stadı olmasıdır.
işçilere birşey olmasın stat kolay.
mandela etkisi
-
insanların büyük çoğunluğunun bir konu üzerinde aynı gerçek olmayan / hatalı bilgiye sahip olması olayı. sebebi bilinmemektedir.
ismini 2013 te ölen mandela'nın, birçok kişi tarafından 80 lı yıllarda hapiste iken öldüğünün sanılmasından almıştır.
ülkemizde en yaygın örneği şu olabilir, olmayabilir de (bkz: hugo'da küfreden çocuk)
mandela etkisi ile ilgili olaylar
yüksek lisans yapanlar ürkek sığırcık yavrularıdır
-
sabah-akşam eşşek gibi çalışıp para kazanmayan, zar-zor geçinmeyen, kendi uydurduğu standartlara göre geçim mücadelesi falan vermeyen bir adamın, allah bilir klimalı ofisinde çayını yudumlarken gazetedeki köşesi için yazdığı cümle...
"hayattan kaçıyorsunuz, profesör oluyorsunuz, devlet memuru olup, yan gelip yatıyorsunuz" diyen adam da sanırsın kankası haşmet ağayla beraber 25 seneden beri inşaatlarda amelelik yapıyor, ekmeğini taştan çıkarıyor...
sömüren, resmen kan emen, 3 kuruş paraya sabah-akşam, cumartesi-pazar çalıştıran, kendini ve verdiği işi bi bok sanan fırsatçı işverenler suçlu değil de, akademik kariyer yaparak birilerinin tabiriyle devlete kapağı atmayı, kendini korumayı başaranlar mı suçlu oluyor?
hayır bi de yüksek lisans yapanları "hayvan"a benzeten adamın, lisedeki lakabını bilmesek neyse...
hayata dair gülümseten detaylar
-
geçen sene, mayıs ayı. bir otelde müdürlük yapıyorum. yaz sezonu için personel takviyesine ihtiyacımız oldu.
kariyer.net'e falan ilan verdik.
" ön büroda çalıştırılmak üzere; en az lise mezunu, iyi derecede ingilizce bilen, sezonluk elemanlar alınacaktır.
tekirdağ şarköy x otel "
cv'leri bizzat değerlendirip, 2 kişiyi görüşmeye çağırdım.
bu görüşmelerin ilki. 25 yaşlarında, turizm otelcilik mezunu, diksiyonu düzgün ve tecrübeli bir arkadaş. ismi fırat.
patronumuz, fırat ve ben ofisteyiz.
çalışma saatleri ve iş yoğunluğu hakkında bilgilendirme yaptık, fırat'ın referanslarını ve geçmiş iş tecrübelerini değerlendirdik ve görüşmenin bizim için en önemli kısmına geçtik.
-let's continue in english.
+i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.
( yani diyor ki; bence bu kısma hiç geçmeyelim. eğer ingilizce konusunda benimle sidik yarıştırmaya kalkarsanız, sizi kızdırabilirim. iyi düşünün.)
-ehehe okey. ( korktum lan, bildiğin korktum. patronumun gözünden düşmekten, iş görüşmesine gelen bir çocuk tarafından rezil edilmekten korktum. çaresiz sustum.)
fırat'ı işe aldık.
1 hafta sonra; büyük çoğunluğu belçikalı, bir kısmı ise ingilizlerden oluşan bir turist grubu geldi.
fırat'ı ara ki bulasın!!
ya tuvalete girmesi gerekiyor, ya da ailevi bir telefon görüşmesi yapması lazım.
turistler lobideyken, fırat'ı bulmak imkansız.
kopuk uçurtma..
- fırat bir sıkıntın mı var?
+ yok müdürüm herşey yolunda.
- ingilizce bildiğine emin misin?
+ i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.
- hiç bilmiyorsun di mi lan?
+we can give up.
adam tek kelime ingilizce bilmiyor lan, tek kelime..
iş görüşmesine gelirken, bir cümle ezberlemiş gelmiş.
yalnız zekasına hayran kalmamak mümkün değil. işe yaradı mı? yaradı..
savunması da komik..
-ne bileyim müdürüm. şarköy'de turist ne gezer diye düşündüm ben.
tıp doktoru olmayıp doktor unvanı kullanmak
-
doktor sıfatının, doktora yapılınca alınan bir ünvan olduğunu bilmeyen bir saf beyanı.
seni seviyorum derken gözleri dolan sevgili
-
üzdüler o güzel insanları. birer birer şair oldular hepsi..
kıymet bilenlere selam olsunn...