hesabın var mı? giriş yap

  • burası
    paypal’ın yasaklandığı,
    insanların ucuza çinden (aliexpress) ürün getiriyor diye gümrük vergilerinin yükseltildiği,
    uber’in dövüldüğü,
    booking’in engellendiği
    topraklar...

    ne sandınız öyle kafanıza göre dijital menkul değer oluşturabileceğinizi mi...

  • ispanyol altın çağı yani 1540-1660 arasında avrupayı titretmiş olan ispanyol piyade nizamıdır. günümüz tugay örgütlenmesinin atasıdır. tercio kastilya köylülerinden devşirilen 10-15 sıra derinliğinde bir kargıcı* karesi ve bu karenin kanatlarını koruyan arkebüzcülerden oluşmaktaydı. tıpkı model aldığı makedon falanjı gibi tercio da 4 metreyi geçen mızraklarıyla (la lanza) savaş alanında aşılmaz, demirden bir çit teşkil ediyordu. tercio nizamı 16. yüzyılın süvari ağırlıklı ordularını hemen her sefer bozguna uğratmayı başardı. ilk önce fransız din savaşlarında tabancalı süvarilerden oluşan huguenot ordularını ezerek fransa'da katolikliğin devamına hayati bir destek sağladı; ardından nihai sınav olarak osmanlı ordusuyla karşılaşma geldi. haçova meydan muharebesinde habsburg ordusunda bulunan iki tercio karşısında osmanlı tarihinde görülmemiş şey oldu: sipahiler ilk defa bozulup yüzgeri ettiler. eğer habsburg ordusu osmanlı kampını yağma etmek için disiplinini bozup dağılmasa padişahın dahi esir düşmesi mümkün olabilirdi. bu savaş osmanlı-avrupa ilişkilerinde dönüm noktası oldu. felemenkli milis askerler gibi daha düşük kalitede piyade güçleri de tercio karşısında ezilip gitmekteydi.

    ancak tercio'nun da önemli bir zayıflığı vardı: çok masif, dolayısıyla ağır hareketli ve manevrası güç bir birimdi. özellikle yoğun top ateşi altında ciddi zarar görüyordu. tercio'nun sınırlarını ilk defa felemenk başkomutanı maurits van oranien zorladı. maurits ordusundaki ateşli silah kullanan asker miktarını ikiye katladı ve bunları daha küçük ve esnek birliklere bölerek tercio'ya karşı başarılı şekilde kendini savundu. felemenk reformlarını bir başka protestan monark, isveç kralı gustav adolf da benimsedi. bunun üstüne bir de kendi icadı olan ucuz, küçük kalibreli ve hızlı ateşli sahra topunu ekledi. 1631 yılında otuz yıl savaşlarının en önemli çarpışmalarından olan breitenfeld muharebesinde tercio'nun yenilmezliği efsanesi gustav adolf tarafından yıkıldı. ne var ki ispanyollar sahra topunu kendileri de benimseyerek ve bunları düşman topçusunu susturacak bir karşı topçu atışı için eğiterek durumu eşitler gibi oldular. isveçliler savaşın sonraki safhalarında ispanyol ordusu karşısında ciddi yenilgilere uğradılar. ne var ki tercio'nun üstünlüğü fransızlara karşı yaptığı 1643 rocroi muharebesinde kesin olarak yıkıldı. bu savaşta fransız başkomutanı prens condé tercioları dağıtan güçlü bir top ateşiyle beraber ispanyol topçusunu susturan bir süvari hücumunu koordine etti. ardından fransız cuirassierleri top ateşi altında çözülen tercioları kılıçtan geçirdiler. yaklaşık elli yıl boyunca avrupanın en seçkin ordusu olmuş bulunan ispanyol flanders ordusu bu savaşta yok oldu.

    rocroi'dan sonra tercio bir hücum birimi olmaktan çıkarak bir savunma birimine dönüştü. ancak bu fonksiyonunu louis xiv'ün büyüttüğü ve reformdan geçirdiği fransız ordusu (ki modern ordunun ilk örneği sayılmaktadır) karşısında koruyamayınca nihai olarak terkedildi.

    tercio günümüzde ispanyol yabancı lejyonunun ismi olarak kullanılmaktadır.

    kaynak:

    geoffrey parker, the military revolution, 1976

    dr pierre picquet'nin tercio hakkındaki internet sayfası: http://www.geocities.com/ao1617/index.html

  • caz tarihini değiştirebilen 5 müzisyenden biri kabul edilir. (digerleri: d.ellington, m.davis, l.armstrong, b.holliday) çok onemli bir saksafon vituozudur (kariyeri boyunca stilini surekli degistirmistir) biraz gec kesfedilmistir. dikkati ilk kez 1955'de 29 yasinda sideman olarak cekmistir. 1960'da tam solo kariyerine gecmistir. 1967'de olmustur. hayatinin buyuk bolumunu eroinman olarak gecirmistir. belirgin uc dönemi vardir. solo öncesi miles davis/kısa monk/cannonball adderley donemi, klasik quartet donemi ve free caz donemi... cazdan nefret ediyorsaniz bile en azindan bi kere naima'yı dinlemelisiniz. ve bir not: coltrane'i dunyaya tanitanlarin basinda (birsuru cazciyi tanitan, örn: charles mingus, modern jazz quartet, ornette coleman, eddie harris, hank crawford) nesuhi ertegun gelir.

  • zehirleyin gitsin ulan şu köpekleri bu kadar zor mu ... yıl olmuş bilmem kaç sokak köpeği saldırısında vatandaş hayatını kaybediyor bu ne geri kalmisliktir böyle ...

  • aslında evrimi destekleyen kanıtların evrimi yanlışladığı iddia edilen teori. (#97485291)

    burada bahsedilen olayın doğrudan darwin'in teorisiyle de bir alakası yok esasen. yalnızca darwin'in yaşamın nerede başlamış olabileceğine dair yaptığı tahminlerden birisi bu. ki zaten bilimin ve evrimsel düşüncenin gelişimiyle çok da dikkate alınan bir tahmin değil. yabancı basının "yeni" olarak duyurduğu çalışma başlıkları zaten on yıllardır üzerinde durulan şeyler. yaşamın sığ sularda değil de derinlerde, hidrotermal bacalara yakın yerlerde başladığı düşüncesi halihazırda güncel abiyogenez hipotezinin de temelini oluşturuyor. yaşamın başlangıcı için gereken enerjiyi bu bacaların sağlamış olabileceği düşünülüyor ve buna dair oldukça eski kanıtlar da mevcut. yani bu hadise evrim teorisini yanlışlamıyor, aksine daha da kuvvetlendirip ileriye taşıyor.

  • genelde takımın en iyi oyuncuları yapar bunu..
    takımı üst üste hatalı goller yiyince "yaa taam bırakın abii ya..çık abi yaa..taam abi yaa!!" diyerek kaleciyi eliyle itekleyerek yeni kaleci olduğunu deklare eder..
    sonra da topu eliyle oyuna sokup kimseyle paslaşmadan, milleti çalımlaya çalımlaya karşı kaleye doğru ilerlemeye başlar..
    genelde üç dört, beş derken sonunda kaptırıverir topu, adamlar da boş kaleye takarlar tabi 30 metreden..

    bu gene bozmaz ama hiç, takım arkadaşlarını işaret edip "ben daha napim abi ya bizim takımın hepsi mal görüyosunuz!" gibisinden ellerini açar karşı takım oyuncularına doğru, karşıdakiler de "haklısın abi sen elinden geleni yaptın adamlar mal elden bişi gelmez" der gibi kafa sallayıp teselli ederler bunu..

    ha bu arada;
    (bkz: o hikayedeki mal benim)