ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
23 haziran 2019 binali yıldırım'ın ağlaması
vücut geliştirme ile ilgili yanılgılar
-
yanılgı: salondaki herkes sert çocuktur. her an olay çıkabilir.
gerçek: ben buralardaki nezaketi lordlar kamarası'nda bile görmedim arkadaş.
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
polis banka onundeki park etmis arabanin plakasini anons eder. eleman para cektigini, arabayi hemen cekecegini isaretlerle polise anlatmaya calisir.
polis ortaligi yikan anonsu patlatir:
yuz milyon fazla cek, ceza yazdık!
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
bir supermarkette onumde yuruyen orta yaslı bir ciftin arasında gecen diyalog :
k : hamdiciim saklama kabı da alalım hayatım..
e : yoksa benden birsey mi saklıyosun?..
...ve hic gülmediler...
türk erkeklerinin yatakta en kötü 3. halk olması
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
aile dostu olan bir öğretim görevlisinin odasına gitmiştim biraz muhabbet biraz dertleşme amaçlı. kapıyı çalıp içeri girdiğimde hocam okey oynuyordu bilgisayardan. beni kendine çok yakın gördüğü için "ooo hoşgeldin freewave" deyip bir yandan oyununa devam etti. sonra bir iki havadan sudan nasılsın, iyi misin, muhabbetinden sonra hocamın yanına oturup müsabakayı izlemeye başladım.
ben arada "hocam şu taşı atan bence ben takip ettim ara taş çıktı." filan diye akıl veriyordum. lan birden bir şey dikkatimi çekti. masadaki diğer kişilerin adlarına bir bütün olarak bakınca böyle baya tanıdık geliyordu. sonra içimden lan yoksa deyip "hocam kimle oynuyorsunuz?" diye sordum. karşılık olarak da "hee onlar mı dekan, prof x hoca, prof y hoca."
oha lan biz de ilim irfan yuvası diyoruz. adamlar üniversitede okeye dönüyor.
marketteki ürünü tüketip ambalajı kasadan geçirmek
-
bir keresinde koca bir tekerlek kaşar peyniri ayak üstü yemiştim de kasiyer oha demişti hiç unutmam.
bir filmin tamamını anlatan tek repliği
beşiktaş
-
hani bu takimi niye seviyorsunuz diye soruyorlar ya ben size dunku kasimpasa macindan bir kare aktarayim belki anlamaniza yardimci olurum:
serdar kurtulus dunku hareketinden sonra kirmizi karti gordugu anda olcay sahan serdar kurtulus' a giderek burada bu hareket yapilir mi diyerek sordu ve kimse hakeme itiraz etmedi. tolga kaleden cikarak hakeme dogru gitti hakem kendisini gelme gelme diyerek uyardi. tolga oldugu yerde durdu. hakeme kaptanlik pazubandini gosterdi ve ben bu takimin kaptaniyim dedi. hakem bunun uzerine gel diyerek kendisini cagirdi.
mac sonunda olcay sahan roportajinda mahcup bir ifadeyle tolga abi'ye bu macta gol yedirmedigimiz icin cok mutluyuz diyor ya orada cok mutlu oluyoruz biz.
varsin sampiyon olmasin ama bu degerlerinden de vazgecmesin.
bu takimin pacalarindan efendilik akiyor. biz bu efendiligi ve mulayimligi seviyoruz iste.
melih gökçek kültür merkezi
cebeci'den kızılay'a yürümek
-
her derde devadır.
yazın, akşam üzeri, hani o ankara'nın gereksiz yere kavuran sıcağı yerini püfür püfür esen akşam serinliğine bıraktığında, kızılay'dan cebeci'ye yürümek daha da bi keyiflidir. ne gam kalır ne kasevet. düşün bak, benim ev yenimahalle'de, iş de karanfil sokaktaydı, ben kızılay- cebeci / cebeci-kızılay arasını yürürdüm. rasyonel açıdan hiçbir varış noktasına ulaşamasam da çok huzur vericiydi.