ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yerli pirlo
-
yersiz lakap.
milli takımın başına quentin tarantino'nun gelmesi
-
olum bu adam bitti denilen john travolta'yı yeniden yıldız yapmadı mı?
pam grier bu adam sayesinde eski günlerine dönüş yapıp tekrar ünlü olmadı mı?
öldü denilen david carradine'ı yeniden hayata döndürmedi mi?
e o zaman ne bekliyoruz, eski turnuvalara katılan ve şaşalı galibiyetlere imza atan o milli takımı geri getirecek tek adam quentin'dir.
hem adam ayakçı olum, o da ayrı bir avantaj.
değerlendirelim derim ben.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
başka bir mülakat sırasında, bir danışmanlık şirketinin işe alım uzmanı ile gelişen bir diyalog;
+: şirketin işe alım uzmanı
- : ben
+ müşteriniz sizden bir konuda acil bir sunum istedi. müdürünüz 1 saat içinde bu sunumu hazırlamanızı ve müşteriniz gelince onlara sunmanızı bekliyor. ama konuyu hiç bilmiyorsunuz, en ufak bir fikriniz bile yok, ne yaparsınız?
- bu konuda bilgi sahibi olan takım arkadaşlarıma danışırım.
+bu konuda bilgi sahibi olan kimse yok ekipte.
- o zaman müdürüme sorarım, nasıl bir yol izlemem gerektiğini.
+ müdürünüz de bu konu hakkında bilgi sahibi olmadığını, müşteriden acil istenen bir sunum olduğunu ve sizin halletmeniz gerektiğini söyledi.
- konuya bağlı olarak şirket içi belgelerden, eğitimlerden veya internet üzerinden araştırma yaparım. en kısa sürede bulabildiklerimi derleyip sunumu hazırlarım.
+ bu konuyla ilgili şirketinizde bir bilgi veya doküman bulunmuyorsa?
- o zaman bu sunumu yapmak için doğru adres değiliz demektir. belki de müşteri yanlış bir şirketten yanlış birşey istemiştir, karıştırmıştır. en önce bunu kontrol ederim.
+... (gülümseme ve sessizlik)
hayır nasıl profesyonel bir şirketsek artık, sahip olduğumuz hiç birşey yok. sadece müdür, müşteri ve ben varız sanırım. insanın çalışası gelmiyor zaten bu sorulardan sonra.
5 yıl komada kaldıktan sonra istenecek ilk yemek
-
yedikten sonra gene komaya girmek isteniyorsa komagene çiğköfte.
gülelim.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
hocanın* ingilizce "urfa ve gelenekleri" konulu bir sunum yapmak için hazırlanmış urfalı öğrenciye hiç bir görsel hazırlık yapmamasından dolayı tepki göstermesi, çünkü elemanın hadiseyi dümdüz anlatmak niyetinde olması, geleneksel müzik ve dans kısmına gelince hocanın tepkisini yinelemesi, "nasıl anlatacaksın ki müziği, getirip dinletseydin, dansını da yapardınız" şeklinde dırdırlanması, birden öğrencinin gözlerinde bir ışık belirmesi, akabinde sınıftaki ikinci urfalı öğrencinin elinden tutulup kaldırılması, sınıfın ortasında, müzik olmadan, sadece mırıldanılarak, halaya benzer bir dans yapılması, yaklaşık 3 dakika boyunca büyük bir ciddiyetle, hareketlere sonsuz özen gösterilerek dansın sürdürülmesi, sınıfın şaşkın bakışlar ve dumur ifadeyle bırakılıp, sunumun bitirilmesi.
mini elbiseyle otomobil kullanan teşhirci kadın
-
benim bu. hatta tavanı da tamamen açıyorum ki dört bir yandan esen rüzgar bacaklarımın arasında fırtınalar koparsın, o elbisenin üst kısmı rüzgarın şiddetiyle yukarı kıvrılsın ki iki yanımdan geçen herkes şehvani duygular içerisinde kıvrım kıvrım kıvransın. arkadaşlarım böyle yapınca beni trafik canavarı olarak niteliyor. ama ne yapsaydım yani? yaradanın eserini kuldan saklamak olmaz şimdi.
29 ekim kutlamalarında sinir krizi geçiren kadın
-
afganistan'da kara daşşaklı bir talibanın dördüncü karısı olmanın daha çekici olduğunu düşünen bir tipin zırlamasıdır.
dalai lama'nın tırt soruya verdiği cevap
-
böyle önemli insanların olduğu ortamlarda mutlaka bir münasebetsiz olur, kendini önemli kişiye ispat etmek isteyip kendince çok zeki bir soru sorar. sorusunu yönelttikten sonra "bu kadar zekice bir soru bu insanın aklına nasıl geldi acaba" nazarlarını üzerinde hissetmek ister.
14'üncü dalai lama tenzin gyatso bir söyleşide soruları cevaplandırırken aynen böyle bir dallama kalkıp şöyle tırt bir soru soruyor:
"efendim. hayatınız boyunca dilsiz olsaydınız ve sadece bir an konuşabilecek olsaydınız, o bir konuşabileceğiniz anda ne mesajı vermek isterdiniz?"
dalai lama da şöyle cevap veriyor:
"bu çok saçma bir soru. duruma göre değişir. eğer o an çok açsam 'bana hemen yemek verin' derim."
alelade bir popçuya bile böyle bir soru sorulunca, kamuoyuna karşı sorumluluğu olduğunu düşünüp "barış, barış içinde yaşayabilmektir derdim" gibi moron cevaplar verebilirken, büyük bir topluluğun ruhani lideri "sen ne soruyon la değişik" diyebiliyor. esaslı adammış.
http://www.liveleak.com/view?i=098_1440638334
f1 pilotlarında karizmatik isim zorunluluğu
-
tümevarım hesabıyla doğruluğu rahatlıkla kanıtlanabilecek kural. şöyle ki:
michael schumacher, mika hakkinen, felipe massa, giancarlo fisichella, kimi räikkonen, rubens barrichello, juan pablo montoya, pedro de la rosa, jarno trulli, david coulthard, jacques villeneuve, christian klien, vitantonio liuzzi, takuma sato, franck montagny ve dahi can artam...
bunlar ikibinli yıllar pilotları. bir de daha eskiler var. ilk akla gelenler alain prost ve ayrton senna. en babası ise şu: heinz harald frentzen. hey masallah. bu adam hiç birşey yapmasın, sadece ismini söylesin, önünde ceketimi iliklerim ben.
şimdi şu isimlere bakin ve yok böyle bir zorunluluk deyin. diyemezsiniz.
hala ikna olmayanlar için sunu soylemek yeterli olacaktir saniyorum. 1 milyon dolarlik arabayi teslim edeceksiniz ve adamin ismi huseyin cimsir olacak...
evet sayin seyirciler, start düzlüğünde hüseyin çimşir manevra yapayim derken heinz harald frentzen'in üstüne çıktı...
çimşir'in yapacağı budur. fazlasını beklemeyin.
hamile kadının aracına saldıran maganda
-
önce ufak bir para cezası verilecek, daha sonra konuyla ilgili twitterda gündem vs oluşursa gözaltına alınıp para cezası arttırılacak kişinin işidir. zira ülkemizde hukuk, sosyal medya tepkisine bağlı olarak işliyor biliyorsunuz.
saza niye gelmedin
-
ahmet kaya'nin, "geçen cuma gelecektin aylar oldu gelmedin" diyerek bize uzay zaman egrisinde degisik tatlar yasattirdigi sarki.
dna parmak izi
-
haberlerde veya filmlerde denk geldiğimiz olaylardan birisidir dna örneğinden vakaların aydınlatılması, takip edilmesi. işte burada kullanılan yöntem dna parmak izidir. dna üzerindeki özgün sıralamaya bakılarak bir kişiyi dna örneğinden tanımlama yöntemidir.
dünyada tek yumurta ikizleri hariç tüm insanların dna dizilimleri farklıdır. iki insanın dna’sı %99 oranında aynıdır. ancak geri kalan kısım kişiye özgüdür. bu kısım dna parmak izidir.
dna parmak izi belirlenirken elektroforez kullanılır. bu yöntemle dna örnekleri karşılaştırılır. nedir bu dna örnekleri? tükürük, saç, kıl, sperm, tırnak, deri parçası vb. yapılardır. elektroforez moleküler biyoloji ve genetik alanında kullanıla, protein, dna, rna gibi makromoleküllerin elektriksel olarak moleküler ağırlığına göre ayrılmasına dayalı bir yöntemdir.
dna parmak izi işleminin aşamalarını yazmak gerekirse:
- önceilk olarak dna hücreden balıktan kılçığın ayıklanması misali ayıklanır.
-daha sonra bir makas gibi görev yapan restraksiyon enzimleri aracılığıyla dna molekülü farklı noktalardan kesilerek farklı uzunluklarda dna parçaları elde edilir.
-farklı uzunluktaki dna parçaları elektroforez yöntemi ile büyüklüklerine göre ayrılır.
- bunun için gözenekli yapıdaki bir jel kullanılır. elektrik akımı uygulandığında jelin bir ucu artı diğer ucu eksi yükle yüklenir.
- dna molekülü elektriksel olarak negatif yüklü olduğu için elektrik akımı uygulanır.
- jelin yapısında gözenekler bulunduğundan dna parçaları elektrik akımı etkisi ile hareket ederken bu gözeneklerden geçmesi gerekir .
-bu süreçte büyük dna parçaları daha yavaş hareket ederken küçük dna parçaları daha hızlı hareket ederek ileri gider.
-işlem sonunda elektrik akımı kesildiğinde elektrik yükünün etkisiyle, kesilmiş dna parçaları büyüklüklerine göre değişik bantlaşmalar gösterirler.
-dna sıralandıktan sonra, tekli dna dizisi elde etmek için dna parçaları jel dışına membran üzerine aktarılır.
-mebran x-ışınına maruz bırakılarak probların yani küçük dna parçalarının bağlandığı minisatellitler görünür hale getirilerek dna parmak izi olan karanlık band ortaya çıkar.
kaynak:
tubitak
yourgenom