ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
12'sinde evlenip 13'ünde doğurup 14'ünde ölen kız
-
annemin kizkardesi. hic gormedigim teyzem.
adi melek.
14'unde degil, 16'sinda olmus. 2 cocuk dogurmus. sonra oluvermis.
kocasina, annemin diger kizkardesini vermisler. kabahatleri buyuk tabi (!) niye 16'sinda olecek kiz verirsinki elin adamina. neyse ki, kiz bolmus. o olmadi, oteki. hem nolcak ki, kadin dedigin baska ne ise yarar (!) olurse, yenisini alirsiniz. ona da boy boy cocuk dogurtursunuz, felcliyken bile her gece kadinlik beklersiniz. basiniz secdeden de kalkmadi mi oh mis !
varsa, belanizi versin.
melek teyzem, hep melek..
4 milyar fidanın gerçekten de dikilmiş olması
-
lan şuna inanana acil ve zorunlu olarak matematik dersi verilmesi gerekiyor. 4 milyar sayısının kaç olduğunu bilmiyorlar.
biri gelir "biz 200 kişiyle saatte 1200 fidan diktik, neden olmasın?" der, öbürü gelir "bizim köye 10 bin tane ağaç dikildi, neden olmasın?" der.
4 milyar lan 4 milyar. o dediğin 10 bin tane ağaç var ya, onun gibi 400.000 tane daha lazım. 400 bin tane köy var mı oğlum türkiye'de? baktım 18 bin tane köy varmış. 400 bin köyün hepsine de istisnasız 10 bin ağaç dikeceksin. ya da madem 18 bin köyün var, hepsine istisnasız 220.000 ağaç dikeceksin. kafan alıyor mu?
( ha bu arada, bence şikayet et belediyeyi. sizin köye olması gerekenin 22'de biri kadar ağaç dikmişler. git belediyeye, "her köye 220 bin ağaç dikmişsiniz, bizim köye niye sadece 10 bin tane?" diye sor bakalım ne diyecekler)
ya da efendim neymiş 20 kişilik ekipler varmış. evladım 20 kişilik değil 20.000 kişilik ekip gerekiyor o 4 milyar ağacı 15 senede dikebilmek için. hem de başka hiçbir iş yapmayacak bu 20 bin kişi mesaide, sadece hiç durmadan ağaç dikecek. tüm türkiye'deki belediyelerde çalışan toplam işçi sayısı 148 bin bu arada. her 8 işçiden birisi non-stop ağaç dikiyor demek ki. vay bee.
ayrıca bu lafın ilk edildiği zaman da gezi parkı zamanı, yani 4 sene önce, yani aslında 15 değil 11 seneden bahsediyoruz. 11 senede 4 milyar ağaç dikilmiş, 15 senede yine 4 milyar. sallamasyonun boyutunu ordan anla.
ondan sonra niye akp iktidar oluyor. ya kim olacaktı çarpma bölmeyi bile bilmeyen bu seçmenle?
metin altıok
-
güzel anlatmış, yalnızlığı seçenlerin derdini.
bir sahaf kitabındaki nem ve küften
elime geçen inanılmaz sevinci
birilerine geçirememekten
gelişti bende bu bireysellik bilinci
muhabbet kuşu öldü diye ağlayan erkek
-
hayatı paylaştığı dostunu yitiren ve bu durumda bir insan nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranan erkektir.
dün gece kafesinin zemininde kabarık bir şekilde duruyordu kuşum. bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydım ve bu sabah ölmüş olduğunu gördüm üzülerek.
sabahtan beri kendime gelemedim. iş yerinde bile ağlamamak için zorluyorum kendimi.
son 1 haftadır konuşmuyordu ve keyifsizdi ve ben buna hiç bir şey yapmadım. en büyük vicdan azabım budur. umarım beni affeder.
huzur içinde uyu boncuğum
game of thrones
-
--- spoiler ---
sevgili jon snow;
gece nöbeti yeminin "gece çöker ve şimdi benim nöbetim başlar. bu ölümüme kadar sona ermeyecek" maddesindeki hukuki bir boşluktan yararlanarak gece nöbetini bitirebilirsiniz, sigorta priminiz 1800 günü geçtiği için emekli maaşınızda herhangi bir düşüş olmaz.
ali tezel
--- spoiler ---
merve boluğur'un murat dalkılıç sorusuna tepkisi
-
yapılan utanmazlık yanında az bile olmuş tepki. ağzına sağlık bacım.
dünür en beğenilen entry'leri
-
http://galeri.uludagsozluk.com/…-bu-kacin_47648.jpg
(bkz: çok komikmiş yönetici kardeş)
zöge: ssg'in eksileri, 100 eksiye bedel sanırım.
90 yıllık reklam arası sona erdi
-
bu kadar uzun reklamdan sonra genelde bir cümle söylenir ve film biter.
kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler için: http://pbs.twimg.com/…dia/byqbcn3cqae1xze.jpg:large
vizeye midterm diyen insan tipi
-
ingilizce eğitim verilen bir üniversitede normal olan durumdur.
vize ne lan. hangi ülkenin vizesini alıyoruz?
(bkz: ne diyem mahmut mu diyem)
özdemir asaf
-
butun renkler ayni hizla kirleniyordu
birinciligi beyaza verdiler
siirinin sairi. 1981 yilinda kaybettik.
efsanevi cimrilik hikayeleri
-
tlc'ye "bir gün extreme cheapskates'i türkiye'ye uyarlarsanız elinizin altında böyle biri var" diye haberini vermek istediğim eski sevgilim, evde demlenen çayın hesabını yapardı. çok uzun bir süre -3 hafta- düşünüp taşındıktan sonra arkadaş grubuyla karaköy namlı gurme'ye kahvaltıya gitmemize karar vermişti, yerken öğürdüğü halde sırf almış olduğu için rokfor peynirini canı çıkarak yutmuştu. hesabı (bozuk 4 tl'si hariç ben ödedim) görünce kısmi felç indiği için arkadaşlarına "hadi bana gidelim otururuz" dedi, birlikte yola çıktık, tramvayda buna "gidince bir çay demleriz şimdi" dedim ama vay babovv demez olsaydım. adam gözümün önünde titredi lan titredi. zangırdaması geçince "çayı az önce kahvaltıda içtik ya" diye azarladı beni. "salçalı makarna yaparken salçayı yağı yağ yarı suyla kavuruyorum daha soft bir tadı oluyor" demişti. ailesi dubai'yle ticaret yapıyordu, kendisi mühendisti. ne sebepten ayrılırsam ayrılayım herkes cimriliği yüzünden ayrıldığımı düşünecek diye jet hızıyla ayrılmaya utanıyordum; neyse ki seviyeli birlikteliğimizin 45. gününde "ortamda senin esprilerine benimkilerden daha çok gülünüyor, bu kabul edilemez" diyerek benden ayrıldı. aro kardeşim, cennette peygamberle komşu olasın.