hesabın var mı? giriş yap

  • sabah kalkınca aynaya bir bakarsın ki, saçlar hiçbir zaman olmadığı kadar süper bir formda. ama kahretsin ki o gün dışarıda hiç işin yok. dışarı çıkacak kimse de yok. bu durumda malesef üstte pijama, kafada süper saçlar, evde kendi kendine pineklersin. kimse de görmez o muhteşem formdaki saçları.

    (bkz: lanet olsun dostum)

  • emanet oy vardır.

    hdp seçmeni 30 küsür başlıkta tüm samimiyetleriyle chp seçmenlerine ve kemal kılıçdaroğlu'na teşekkürlerini iletmiştir. ankara milletvekili sırrı süreyya önder ve eşbaşkan selahattin demirtaş konu ile defalarca açıklama yapmıştır.

    bu ülkede barışı tesis edecek insanlar sosyal demokrat chpliler ve sosyalist hdplilerdir.

    biz zamanında uyanamadık, sizin faşistliğinizle bu halkları bölmenizi engelleyemedik,
    bu bize ders olsun,
    ama biz de barışa olan umudumuzu kaybetmedik, el ele verip bu halkları tekrar birleştireceğiz,
    ve de size bundan sonra hiçbir zaman hiçbir halkı ezdirmeyeceğiz.

    bu da size dert olsun!

    not : takvim gazetesinden kovulan aktrollere inanmayınız.

  • atası, dedesi çeviriyor arsayı içine bir gecekondu, seçim zamanı imar affı sonra müteahhide ver zincir reaksiyonu şeklinde devam eden sebepsiz, haksız zenginleşme silsilesi
    geçmişten günümüze onlarca imar affı çıkmış, çöken, çeviren, kaçak kat çıkan onlarca kez ödüllendirilmiş, torununa kadar ödüllendirmişler adamı. sen ise bu barzonun sadece bir dairesini satın alabilmek için yıllarca çoluk çocuğunun rızkından kesiyorsun buna rağmen alamıyorsun belki de.
    tapu kayıtları ülkedemizdeki en sağlam arşivlerdendir. bak arşive ilk sahiplenmeye ve tescile ulaş, sahiplenmesi bu şekilde ise ver buna iki daire sonra gerisini tokiye devredip vatandaşa uygun şartlarda sat. cebinden beş kuruş çıkmadan bir adam 400 daire sahibi oluyorsa burada özel mülkiyetden bahsedilemez, burada bir yanlış vardır.
    bizim dedemiz hakka hukuka uydu diye cezalandırılmamız neden?

  • öncelikle söylenmesi gerekiyor ki bu dizi efsane bir spider-man dizisidir.

    dizinin içeriğini biraz incelemek istiyorum.

    birinci sezon

    açılışı lizard ile hikayemiz spider-man'in hayatının ortasından başlamaktadır. yani peter parker çoktan süper güçlere sahip olmuş, liseyi bitirerek esu'ya başlamış ve daily bugle'da çalışmaktadır. orijin hikayesi seride ara sıra flashback'ler üzerinden anlatılır. birinci sezonumuz sınırları genellikle bir bölümü geçmeyen hikeyeler üzerinden seyirciyi -özellikle çizgiromana alışık olmayan kitleyi- marvel evrenine ve new york'un genel atmosferine alıştırarak spidey'nin karakteri ve kişisel hayatı üzerine yoğunlaşır. peter her zamanki gibi yalnızlıktan yakınır, mary jane watson'ın peşinden koşar, finansal sıkıntılar yaşar, yani klasik bir spider-man portresi çizilmektedir. spidey bu sezonda doc ock, cameleon, scorpion, shocker, hobgoblin, venom gibi villian'ları dize getirir. hepsi sonraki sezonlarda geri döner.

    ikinci sezon: neogenic nightmare

    ikinci sezonla birlikte hikaye genişler. artık kahramanımız villian'larla savaştığı gibi aynı zamanda kendisini neogenic bir kabusun içinde bulmuştur. yani güçlerini kaybetmekte ve mutasyon geçirmektedir. kendi problemleri ile uğraşmakla meşgul olsa da tıpkı kendisi gibi bir neogenic kurbanı olarak vampire dönüşen michael morbius'a da yardım etmeye çalışmaktadır. arada man-spider'a dönüştükten sonra curt connors ve mariah crowford'un yardımlarıyla mutasyonunu kontrol almayı başarır ancak morbius'un başkalarını da vampıre dönüştürmeye çalışması üzerine morbius ile savaşır. bu arada mary jane ile ilişkilerin hem ciddileşmesi hem de kırılma noktasına gelmesi bu sırada olur. mj harry ile çıkmaya başlar. sezon sonunda spidey mutasyon belasından kurtulur.

    genel olarak etkileyici ve karanlık bir atmosfere sahip olan bir hikaye sunulmaktadır bu sezonda.

    üçüncü sezon: the sins of the fathers

    bu sezon gereğinden fazla mistik ögelerle bezenmiş, bana göre en az etkileyici olan sezondur. açılışı doctor strange ile yapan sezon zaten ilk bölümünden itibaren sezonun gidişatıyla ilgili ipuçlarını verir. sezonun geri kalanında madame web ortaya çıkar ve spidey'e bir tür coach'luk yapmaya başlar ki her bölümde verilen mesajları izleyicinin gözüne sokarak bize okuyucu ile kitap arasına giren tanzimat dönemi yazarlarını hatırlatır. zaten spider-man gibi realist ve süper güçleri duvarlara yapışmak ve spider sense'ten ibaret olan bir süper kahramanın hikayesine bu denli aşırı mistik ögeler barındırmak başlı başına bir hatadır. özellikle dormammu'nun yer aldığı bölümler alışık olduğumuz spider-man ambiyansına hiç uymamıştır. madame web'in gözükmediği ve daredevil'ın konuk olduğu iki bölümlük mini-seri ise bana göre sezonun en iyi kısmını oluşturur. peter parker'ın hapse düştüğü vurucu bir hikayesi vardır ve mutlaka izlenmesi gerekir. şimdi bakınca sezonun geri kalanına göre hayli farklı bir havada geçtiği anlaşılıyor.

    madame web soslu mistisizmin ötesinde mj'in harry'den ayrılarak peter ile tekrar çıkmaya başlaması dışında sezonun geneline hitap eden bir hikaye yok gibidir. sezon sonunda spidey green goblin'de köprüde savaşır ve bu sırada mj ortadan kaybolur. daredevil, ıron man, rocket racer gibi kahramanların konuk olduğu bölümler ile iyi bir seyirlik sunar.

    dördüncü sezon: partners in danger

    bu sezonda düşen tempo artmaya başlar. mj'in ortadan kaybolması üzerinde depresyona giren peter hayata tutunmaya çalışmaktadır. aynı zamanda felicia hardy'nin black cat'e dönüşmesi ve spider-man'e ilgi göstermesi olayları daha da karmaşıklaştırmaktadır çünkü peter felicia'ya yakınlaştıkça mj'in anısına ihanet ettiğini düşünmekten kendini alamaz (pekala, hikayenin orijinalinde mj'in yerinde gwen stacy ve felicia'nın yerinde mj'in olduğunu biliyoruz ama asıl hikayede ölen gwen'in aksine tas'taki mj'in ölmediğini yani dönme ihtimalinin olduğunu düşünürsek peter'ı çok daha büyük bir ikilemde bıraktığını ve bu yönüyle orijinalden daha kuvvetli olduğunu kabul etmeliyiz.). bir ara morbius'un ortaya çıkması ve blade ile işbirliği yaparak avrupa'ya gitmesinden sonra felicia'nın da onlara katılması üzerinde spidey iyice yalnız hisseder. bu sırada mj çıkagelir ve ilişkileri çok daha güçlü bir şekilde tekrar alevlenir. hatta peter gizli kimliğini mj'e açıklar ve ona evlenme teklif eder.

    bu sezonun peter'ın hayatının hem duygusal hem de süperkahraman taraflarını çok güzel bir şekilde aktaran ve aradaki dengeyi çok iyi tutturan bir hikaye anlattığı söylenebilir. sezon prowler'ın konuk olduğu ve arka mahallelerde yaşayan zencilerin sorunlarını ele alan bir bölümle final yapar.

    beşinci sezon: six forgotten warriors, secret wars ve spider wars

    temponun zirve yaptığı sezondur. peter ve mj'in düğünleriyle başlar ve öncekilere göre daha uzun ve derinlikli sayılabilecek mini seriler ile devam eder. spidey amerika'dan rusya'ya uzanan bir serüvende ebeveynlerinin izini sürdükten sonra captain america ve yeniden ortaya çıkan diğer unutulmuş savaşçılara katılarak red skull'un dünyayı ele geçirme planlarını engeller. sonra geri dönen mj'in bir klon olduğunun anlaşıldığı trajik bir maceraya atılır ki bu iki bölümlük hikayenin sonunda ölmek üzere olan klon mj'in peter'a söylediği "before i go, i want you to know just one thing. if any part of me is anything like the real mary jane watson, she loves peter parker more than anything in the world... more than anything!!" sözleri, ardından spidey'nin sular altında kalan labda kendini boğulmaya bırakması ama the jackell tarafından tesadüfen kurtarılması nereden baksan etkileyici bir hikayedir. hemen ardından madame web tarafından secret wars'a gönderilen örümcek bunun sonrasında kendisini the clone saga serisinden hayli esinlenmiş olan spider wars'ta bulur ve stan lee'ye yaptığı ufak bir ziyaret sonrası gerçek mary jane watson'ı bulmak için bir yolculuğa çıkar.

    seri de burada biter. her ne kadar büyük final olarak tasarlanılmamışsa da epik bir finaldir. arkada bırakılan soru işaretleri o kadar büyük değildir bana kalırsa.

    hikayeyi tamamladığımıza göre biraz gözlemlerimizden bahsedelim:

    1) tas kesinlikle başarılı ve çizgiromana sadık bir peter parker karakteri ortaya koyuyor. spider-man tam olarak budur. serideki gözüken diğer karakterler de felicia hardy ve miles warren gibi birkaç istisna dışında çizgiromana sadık bir şekilde yaratılmışlar.
    2) bahsettiğimiz istisnaların hikayeye katkı sağladığını söylemeliyiz. örneğin michael morbius nobel ödüllü bir kimyager değil peter'ın sınıf arkadaşı olarak gösterilmiş ve felicia ile bir ilişkileri var. michael başka bir mutasyon geçirip kış uykusundan geri döndükten sonra black cat'e dönüşmüş olan felicia ile etkileyici bir ilişkiye başlıyorlar.
    3) gwen stacy, stacy ailesi ve betty brant gibi bazı karakterler ise hikayeye dahil edilmemiş. özellikle gwen'in atlanmasının hikayenin başlangıçtan yani süper güçler kazanmasıyla değil direkt peter'ın üniversite hayatından başlaması ile ilgili olduğunu düşünüyorum. gwen spidey'nin başka bir boyuta gittiği son bölümde karşımıza çıkıyor.
    4) kostüm başarılı. sezonlar ilerledikçe çizerlerin bu konuda gelişme göstermeye başladığı görülüyor.
    5) seri boyunca x-men üyeleri, daredevil, ıron man, captain america, fantastic four, shield & nick fury, punisher, doctor strange gibi kendi serilerine sahip olan kahramanlar ve bu isimlerden bazılarının düşmanları red skull, baron mordo, dormammu, doctor doom gibi karakterler yer alıyorlar. hatta pek çoğunun orijin hikayeleri de işleniyor. storm, punisher ve ıron-man iki farklı sezonda konuk oluyorlar. yanlış hatırlamıyorsam bu seri 90'larda çıkan ıron man, x-men ve fantastic four tas'ları ile aynı evrende geçiyordu. o zamanlar tüm karakterlerin hakları marvel'da olduğu için avi arad başka seriden karakterler hikayeye dahil etmekte zorluk yaşamamış. günümüzde bu kadar farklı karakteri aynı yapımda hayal etmek bile zor.
    6) bu yapımın spidey'nin kişisel hayatını, sıkıntılarını, motivasyonlarını ve romantik gitgellerini iyi bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. belki buna ayırdıkları süre biraz daha fazla olabilirdi ama yazar ekibi şu anda aklımıza gelmeyen farklı zorluklarla uğraşmış olabilirler.
    8) öncelikle peter'ın simbiotla yaşadığı iki bölüm haricinde klasik kostümünden hiç vazgeçmemesi farkediliyor. bazı bölümlerde siyah kostümünü giyebilirdi, özellikle ağır bir atmosferi olan bölümlerde. yine de spider wars'ta farklı boyutlardan gelen spider'lar sayesinde farklı kostümler gördük.
    9) dövüş tekniklerinin, swing'lerin ve patlama sahnelerinin farklı bölümlerde tekrar tekrar kullanılması. hepimizin dikkatini çekmiştir eminim. çizer ekibinde bir türk mü vardı acaba?*
    10) madame web'in üçüncü sezonda kendisine aşırı yer bulmasını hikayeden bahsederken yeteri kadar eleştirdim sanırım. kingpin ise özellikle üçüncü sezonla birlikte hemen her villain'ın arkasındaki mastermind olarak ortaya çıkıyor. hikaye gelişimi için anlaşılır bir durum ancak biraz abartıldığını düşünüyorum. spidey bir daredevil değil sonuçta.
    11) hikayede peter'ın spider-man olmayı bırakması işlenmemiş. güçlerini kaybettiği için bırakmayı düşündüğü bir bölüm var, evet, ama bir şekilde kostümünü giyiyor ve güçleri hemen geri geliyor. spider man no more'da peter'ın yaşadığı ikilemler hikayeye pek yedirilememiş. genel bir eksiklik olarak bu da sayılabilir bence. peter'ın birkaç defa örümcek kariyeri nedeniyle kişisel hayatında sıkıntılar çektiğini görüyoruz ama biraz yüzeysel kalmış gibi.
    12) venom'un geri döndüğü mini seride anlatılmak istenenler dormammu ve bordo'nun büyü atmosferinin içinde kaybolmuş ne yazık ki. eddie brock daha iyi bir vedayı hakediyordu.
    13) murat şen seslendirmesi çok başarılı.
    14) 1987'de çıkan kraven's last hunt serisi bu hikayeye uyarlanmamış. uyarlansa çok iyi olabilirdi. çocuklar için biraz ağır kaçtığını düşünmüş olabilirler.
    15) türkçe dublajda kahramanımızdan örümcek-adam değil orijinal ismiyle spider-man diye bahsediliyor hemen her zaman. düşmanlarda da genellikle orijinal ismine sadık kalınmış. zaten gördüğüm kadarıyla marvel çevirilerde bir standart yok. venom seride zehir ismi ile çevrilmiş, mysterio kendi ismi ile kalmış mesela. scorpion veya chameleon gibi türkçesi bariz olan isimlerde pek şaşma olmasa da carnage veya shocker gibi karakterlerin çevirileri farklı yayınevlerinde birbirini tutmayabiliyordu eskiden.
    16) bu dizinin introsu bir harikadır!

    sonuç olarak bu yapım bir efsanedir. türkiye gibi çizgiroman kültürü pek gelişmemiş olan bir ülkede birkaç jenerasyonu spider-man ve marvel ile tanıştırmıştır. büyük gücün büyük sorumluluk getirdiğini öğretmiştir bizlere.

  • arşimet: lan oğlum buraya bak buraya! suyun kaldırma gücünü buldum!
    newton (elinde elma sektirerek): peki bu ne bu elimdeki?
    arşimet: vay ipnee.. yerçekimini mi buldun lan?
    newton: heralde... sabah graham aradı, o da bir şey bulmuş ama söylemedi.
    arşimet: aradı mı? nasıl aradı?
    newton: lan bi dakka...
    ikisi birden: vay ipne... telefonu bulmuş!

  • 26 yıl önce, 28 eylül 1994 yılında talinn- stockholm seferini yaparken baltık denizinde batan gemi. bu büyük deniz faciasında ortaya çıkan yeni bir video yeni soruşturmalara neden olacak gibi. discovery network'ün 1994 estonya felaketiyle ilgili bir belgeseli, enkazın sancak tarafındaki hasarı gösteren yeni video görüntülerini gösteriyor.

    28 eylül 1994 yılı gecesi talinn- stockholm arası sefer yapan gemi baltık denizinde batmış, 852 yolcu ölmüştü. kaza nedeni olarak motorlu araçların bulunduğu kattaki giriş kapağının baş vizör kilidinin kırılması sonucu kapağın denize düştüğü ve açılan aralıktan suyun girmesiyle geminin battığı söylenmişti.
    enalt kattaki kamaralarda kalan yolculardan bazıları ağır birşeyin çarpma ve patlama sesine benzer gürültü duyduklarını söylemelerine rağmen dosya kapanmış, batan gemiyi yüzeye çıkarmanın maliyeti bahane edilerek geminin üzeri betonla kapatılıp denizin dibine terkedilmişti.
    bu konuyu araştıran belgesel film yapımcısı alman jutta rabel bu nedenle eli boş dönmek zorunda kalmıştı.
    ama sonradan gerçekler ortaya çıkmaya başladı. medyadan alıntılarsak:
    - - - - -
    gemiden bir yolcu ( carl eric reintamm ) gördüklerini aftonbladet’e anlattı. duyduğu ses ile boxer şortuyla dışarı fırladığında geminin dibinde denizin altında beyaz yüzen birşey gördüğünü ve o parlak şeyin sonradan dipte kaybolduğunu aralıktan sular girmeye başlayınca geminin yan yatmaya başladığını” anlattı. carl eric, 7.kattaki terasa kadar koşarak herkese geminin su aldığını haber vermiş ve 2 mürettebata geminin batmaya başladığını söylemişti.
    batmadan iki gün sonra, polis sorgusunda gördüklerini de anlattı. ancak o zamana kadar kamuoyu kazanın kapıdan kaynaklandığı konusunda bilgilendirilmişti

    ancak anlayamadığı şey, gördüğü şeyin neden batmadığı idi ve ekliyor.- “ama yavaşça geminin yanından kıç tarafına doğru ilerlemeye devam etti ve sonra çok yavaşça kayboldu.”
    altı yıl sonra, hayatta kalanlar için yapılan bir toplantıda, ilk kez, kendisinden asla imzalaması istenmeyen sorgulamasının polis tutanağını gördü ve söylediği bu önemli ayrıntıların tam olarak yanlış şekilde çoğaltıldığını fark etti.

    "güçlü bir fırtına vardı ve geminin duvarlarından/ kenarından gevşeyerek suya düşen parçaları oluşturan büyük beyaz kare metal parçalar gördü. aynı zamanda gevşemiş kapı parçaları da olabilirdi. "
    diye yazılan tutanak için:
    - tamamen yanlış! suda gördüklerimi anlattım ama gemiden kopup suya fırlayan parçalar olduğunu hiç görmedim!”
    diyor.
    hayatta kalanların düzenlediği yeni bir toplantıda kendisi gibi gören ve düşünenleri gördü.
    “orada suyun içinde dalgaların, birkaç kez birkaç metre genişliğinde beyaz bir duvar parçası olarak algıladığım bir şeyi taşıdığını gördüm. bir anda batmamasına şaşırdım, su üzerinden kayarak uzaklaştı. sonra kayboldu. artık teknedeki deliğin çok büyük olması gerektiğini ve geminin hızla suyla dolacağını anladım. "

    o buluşma ile aynı yıl, carl eric, estonya'yı inşa eden alman meyer tersanesine yardım eden finli bir avukat ile görüştü. görüşmeye tersanenin baş müfettişi deniz kaptanı werner hummel de katıldı. ve sonra reintamm'a göre bir denizaltıyla çarpışma olduğundan şüphelendikleri ortaya çıktı. olay aynı zamanda çok hassas bir jeopolitik dönemde meydana geldi. bundan sadece bir ay önce, ağustos ayının son gününde sovyet birlikleri doğu almanya, estonya, letonya ve litvanya'dan ayrılmıştı.
    felaketten önceki haftalarda isveç savunması estonya'yı askeri, elektronik teçhizat kaçırmak için kullandı. dönemin temyiz mahkemesi başkanı johan hirschfeldt tarafından yürütülen soruşturmada iki durum resmen teyit edildi.

    carl eric, bu konuyu araştırıp filme almak isteyen alman gazeteci jutta rabe’den çok umutluydu onun bir şeyler bulabileceğini umuyordu. isveç hükümetinin geminin üstüne beton dökme girişiminin anlaşılmaz ve gizemli olduğunu düşünüyordu.
    estonya gemisi üzerine atılmış olan büyük miktarda çakıl ve kum nedeniyle, jutta rabe'nin araştırması ne yazık ki beklenen sonucu vermedi.

    hayatta kalanlar ve yakınları tarafından yeni kapsamlı bir soruşturma yapılması talep edildi, ancak yetkililer ve isveç hükümeti buna hayır dedi.
    https://www.aftonbladet.se/…g-nagot-stort-i-vattnet

    bu kazadan 26 yıl sonra bugün yayinlanan discovery network'ün 1994 estonya felaketiyle ilgili bir belgeselinde gemiyle ilgili yeni bilgiler var.film yapımcıları, estonya gemisinin enkazında neredeyse sansasyonel keşifler yaptı. daha önce kısmen deniz dibine doğru gizlenmiş olan gövdede dört metre yüksekliğinde büyük bir delik buldular. şimdi soru şu: nereden geliyor? diyor gazete ilgili link ve video:
    https://www.expressen.se/…nia-hur-kan-de-ha-missat/

    estonya başbakanı jüri ratas, estonya'daki yeni bulgunun ardından başbakan stefan löfven ile görüşmek üzere stockholm'e uçtu.
    estonya basınının haberine göre, estonya başbakanı şimdi gemiyle ilgili yeni soruşturmalar talep ediyor.ayrıca stefan löfven ile şimşek hızında yeni bir toplantı istiyor. estonya'nın batmasının sebebinin baş vizörünün olacağına dair resmi versiyona asla inanmamışlardı.

    artık teknede belgelenen bir delik olduğuna göre, kazazede yakınları derneği sea, kazanın nedeni hakkında yeni bir soruşturma yapılması gerektiğine inanıyor.aftonbladet'in sea başkanı lennart berglund, bunun hızlı ve şeffaf bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini söylüyor.

    edit 1 : devam eden yeni gelismeler :

    estonyalı savcı isveç'i delilleri karartmakla suçladı.
    o zamanın basbakanı ingvar carlsson, estonya'nın kurtarılmasına karar verdi ama ardından da enkazı betonla kapatmaya çalıştı.
    - - - - - -

    “bugün, o zamanın sorumlu bakanlarından hiçbiri, geminin gövdesinde büyük bir deliğin açığa çıkması hakkında yorum yapmak istemiyor.

    eski savcı ve estonyalı müfettiş margus kurm şimdi isveç hükümetlerini enkazın durumunu bilmekle ve onu gizlemekle suçluyor.
    başbakan ingvar carlsson ilk olarak hükümetin m / s estonya'yı ne pahasına olursa olsun baltık denizi'nin dibinden yukarı çıkarmak için elinden gelen her şeyi yapacağına söz verdi.ancak 15 aralık 1994'te hükümet tam bir u dönüşü yaptı.- m / s estonya denizde kalacak, dedi. kısa bir süre sonra hükümet, gemi enkazının üzerine beton dökülmesine karar verdi.

    bugün, discovery'deki belgesel film yapımcıları, estonya'dan sonraki enkazın gövdede dört metre uzunluğunda bir delik şeklinde büyük hasar gördüğünü ortaya çıkardı.”
    medya bugün o zamanın siyasilerinin hepsine ulaşarak olay hakkında bilgi almak istemis ama hepsi telefona çıkmayıp veya konuşmayı reddetmişler.
    (başbakan carl bildt ,bir hafta sonra başbakanlığı devralan ingmar carlsson, iletişim bakanı ınes uusman, bayındırlık bakanı mona sahlin ve hükümet baskanı göran persson)

    2004 yılında m / s estonya'ya yapılan silah sevkiyatlarının açığa çıkmasının ardından, estonya hükümeti eski savcı margus kurm liderliğinde bir soruşturma başlattı.

    eesti päevaleht 25 gazetesinde, isveçli bakanların enkazın durumu hakkında - felaketten kısa bir süre sonra - gizli tutmayı seçtiklerini, derinlemesine bilgi sahibi olduklarını iddia ediyor. isveç'in denizaltıları ve sualtı operasyonları için büyük kaynakları olan bir deniz ulusu olduğuna dikkat çekiyor.

    - 850 kişinin hayatını kaybettiği bir kazayı soruşturma fırsatı bulan bir devletin bunu yapmamış olması mantıklı geliyor mu? isveçliler dalgıçlarını 1994 yılında enkaza gönderip enkazı incelemeyi görmezden gelemez miydi? margus kurm, muhtemelen oraya gittiklerini ve incelenebilecek her şeyi incelediklerini söylüyor.

    gazete, isveç hükümetinin estonyalılara yalan söyleyip söylemediğini sorduğunda cevap veriyor:

    - evet evet.

    eski savcı ayrıca isveç hükümetinin önce feribotu kurtarmamaya karar verme ve ardından deniz dibini çimentoyla örtme konusundaki istekliliğine işaret ediyor.

    - oraya 400.000 metreküp kum ve taş nakledildi ve soruşturma komitesinin hala çalıştığı şubat 1995'te çok hızlı bir şekilde mezar yapımına karar verildi. margus kurm, eesti päevaleht'e 25 aralık'tan sonra, aralık 1994'teki dalış videoları kayboldu ve kamuoyuna sunulan kopyalarla ilgili olarak skl, bazılarının manipüle edildiğini belirtti

    eski savcı şimdi, kendisinin estonya ile bir denizaltı arasındaki çarpışmadan kaynaklandığına inandığı kazayla ilgili yeni ve şeffaf bir soruşturma görmek istiyor.

    - bu hasar su seviyesinin altında olduğu için, hayatta kalanların hiçbiri su yüzeyinin üzerinde herhangi bir gemiden bahsetmedi, birçok gösterge var.

    aftonbladet yorum için margus kurm ile temasa geçti ancak kendisine ulaşılamadı. isveç hükümeti bu sabah gönderilen basın açıklaması dışında herhangi bir yorum yapmadı.
    - - - -
    burada kaza ile ilgili özet yapılmış:
    - - - - -
    estonya felaketi

    27 eylül 1994'te saat 19.00'dan hemen önce, estonya kruvaziyer feribotu m / s tallinn limanından ayrıldı. kısa bir gece yolculuguyla neredeyse bin yolcuyu bekliyordu - saat 8.30'da stockholm'deki värtahamnen'e varacaklardı.

    ancak gemi hiçbir zaman fin utö'den daha ileriye gitmedi, son varış noktasının ancak yarısına kadar gidebildi. gemi gece yarısından kısa bir süre sonra alabora olduğunda rüzgar kuvvetliydi ve dalgalar birkaç metre yüksekti ve sonunda tamamen battı. olay bir saatten az sürdü.

    güneş baltık denizi üzerinde doğduğunda, hayatta kalan 137 kişi çevredeki gemiler tarafından ele alınmış veya helikopterler tarafından kaldırılmıştı. o gece 852 kişi öldü, ancak cesetlerin sadece bir kısmı kurtarılıp yakınlarına teslim edilebildi.

    1996 yılında estonya, finlandiya ve isveç tarafından atanan kaza araştırma kurulu'na göre, estonya'nın batması şiddetli hava koşulları ve geminin pruva vizöründeki aşınmış menteşeler nedeniyle gerçekleşti. komisyon, nihai raporunda, yüksek dalgaların hem pruva vizörünü hem de rampayı yırttığını ve büyük miktarlarda suyun iceri akmasına neden olduğunu yazdı.

    https://www.aftonbladet.se/…morklaggning-om-estonia

    olayın olduğu gece stockholm’de çok fırtınalıydı. oğlum henüz 1,5 aylıktı ve gökgürültülerinden evde uyuyamıyordu. o havada uçak ve gemilerin zor durumda olduğunu düşündük ama böyle bir kaza olabileceği aklımızdan bile geçmemişti. bu gemiyle kazadan bir yıl önce ailece talinn’e gitmiştik. o zamanlar yanılmıyorsam şirketin iki adet gemisi vardı ve iç dekorasyonu ahşap döşemeli güzel bir gemiydi.

    olay duyulduğunda ülkede büyük üzüntü ve şaşkınlık yaşandı. sağında solunda birçok ülkenin bulunduğu baltık denizinin ortasında bir gemi batıyor ve yüzlerce insan yaşamını kaybediyordu.
    bir kazazede gazetelerden birine gemiden kadın ve çocukların kurtulma şansının az olduğunu söylemişti.
    gemi yan yatarken daha yukarıya çıkmaları gerekiyor. tam tırmanma aşamasına geldiğinde iki çocuklu isveçli bir kadın yukarıya çocuklarıyla beraber tırmanmanın imkansız olduğunu söyleyerek yere oturuyor. elde ip, merdiven yada başka yardımcı bir alet olmadığından adam çaresiz kalıp onlara yardımcı olamıyor.
    kendi en tepeye çıkıp aşağıya baktığında gördüğü: yere oturup iki çocuğuna sarılmış ölümü sessizce bekleyen bir kadın.
    görsel

    fotoğraf imgur’da archedephucking nikli kullanıcı sayfasından alıntıdır.

  • arkadaşım sevgilisine 36 ay taksitle pırlanta yüzük almış. ayrıldılar, kadın evlendi 1,5 yaşında çocuğu var. yüzüğe 9 taksit kaldı.