hesabın var mı? giriş yap

  • kişinin okuduğunu tesciller. hiç okumadan bütün gün konuşan adamdan fersah fersah öndedir. okuyan adam iyidir.

    edit: başlığı açan arkadaş acil bir işi çıktığı için bırakıp gitmiş.

  • paranla rezil olmaktır istanbul’da yaşamak. taksiye binmek için bile bazen insanlarla kavga etmektir.
    200 tl’ye kahvaltı yapmak için sıra beklemektir.
    haftasonu sahile gidip kalabalıktan havasız kalmaktır.
    trafikte önün doluyken kıçına bir arabanın yapışıp seni selektör manyağı yapmasıdır. 70 m2 komşu bina manzaralı evlere 3000 tl kira vermektir.
    mecbur olmadıkça burada yaşayana allah akıl fikir, mecbur olup burada yaşayana da allah sabır versin.

  • adamın birisi bir gün, trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla kafa demlemeye başlamışlar.

    bir ara, karadenizli'nin belinde, kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi???

    -bıçağına bayıldım, demiş adama, masaya bir 50 lik banknot basarak, aldım gitti!

    -pen piçaumi vermem!!! demiş karadenizli....

    -al, sana 100 o zaman!! diye vurmuş 100 lük banknotu masaya!!

    -vermem! demiş kararlı bir şekilde karadenizli!

    -oooo amma uzattın ha, demiş bizimki. bak bu son teklifim! al sana 300 tl. daha da param kalmadı!!!

    -haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum piçağumi!!!

    adam takmış bi kere bıçağa!! çıkarmış bileğindeki rolex saati...

    -bak arkadaş, bu var ya bu, hayatında göremeyeceğin kadar para eder. bak son teklifim, veriyon mu bıçağı?

    -haçan arkadaşum, ne istersen iste, piçagumi isteme penden!!!

    -sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba!! bak, bu saat var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut.

    -haydaa, sen penu anlamaysun kaliba!!! vermeyceum daaaa!!! .. hele bak....diyelum ki aldum saatinu, verdum piçagimuuu ... yarin celdum kahveye, ha burda bir kahve içeceum...kalkti pirisu dedu baa "-ananu s..eyum.!!ha pen ne diyeceum ona, "altiyi çeyrek geçiii ???"

  • geçen kendisine terlik fırlattım, tuttu terliği geri bana fırlattı.canımı zor kurtardım dostlar.

    tanım: şu sıralar iskenderun semalarında bolca bulunan yaratık.

  • hastasıyım şu başlığın valla. çok yaratıcı yazarları fark etmemi sağlıyor. mesela bir yazar demiş ki: "almanya'da çöpçülerin bindiği araba." ben böyle şahane aşağılama kombosu görmedim. adam arabayı kötüleyeceğim diye bir meslek grubunu ve o meslek grubunun nezdinde bir kitleyi aşağılmaya çalışmış. almanya'da çöpçülerin bindiği arabaysa ne mutlu almanlara. mis gibi gelir eşitliği var demektir bu. işçi sınıfı güzel arabalara binebiliyor demektir. bundan daha güzel birşey olabilir mi. almanya'da temizlik işçisinin veya herhangi bir çalışan sınıfın golf'e veya muadili bir arabaya binmesi o toplumu yüceltir. senin ülkendeki belediye temizlik işçisi değil golf, 97 model kompakt bir arabayı zor alıyorsa bu senin ülkendeki gelir adaletsizliğini ve otomobillere uygulanan şahane vergileri gösterir. sen hala kendini başkalarının üstünde görmeye devam et.

  • tutmayacak telefon. bi kere bunun arkadaş ortamı var, sevgilisi var, ailesi var var oğlu var.

    -ooo yeni telefon yapmışız
    +aldık bişe ya
    -ne abi onun markası
    +telefon işte ya aldım öyle
    -markası ne markası
    +işlemcisi iyi diyolardı aldık ya
    -markası ne olum bunun
    +vestel :(

    bak oldu mu? olmadı.

  • yeni okuyabilme fırsatı bulduğum kitap. belki de bu günlerde okumuş olmam daha da etkilenmemi sağladı.

    bakıyorum kitabın sonuna, bir tarih var "kasım 1943 - şubat 1944" yazıyor. takvime bakıyorum, 70 sene geçmiş. sonra dönüp ülkeme bakıyorum, satır atlamadan aynı şeyleri yaşamakta olduğumuzu görüyorum.

    herkese okutulmalı diyeceğim ama, zaten okuyabilen bir toplum olsaydık her şey çok farklı olurdu sanırım.

  • ahmet çakar emre'yle ilgili konuşurken.
    (- ertem şener)

    +emre sen saha içinde kötü bir yaratıksın
    -hocam şimdi yaratık deme ayıp oluyor
    +ne var yani allah'ın yarattığı anlamında
    -olsun hocam öyle anlaşılmıyor
    +tamam emre sen kötü bir mahlukatsın