hesabın var mı? giriş yap

  • 80'lerde geçen bir netflix dizisi.

    ama izlemesi pek keyifli. hikaye hem 80'lerde geçiyor, hem çok farklı hem de gerçekten eğlenceli. ilk sezon bir oturuşta bitirilebilir. 10 bölüm var ve 30'ar dakika. hiçbir şeyini bilmesem bile sırf ismine bakıp izlerdim bu diziyi.

    neon renkler, kabarık saçlar, vatkalar, rengarenk makyajlar, mayolar... 80'lere dair ne ararsanız var. kadın güreşi fikrini milyon yıl düşünsem aklıma getiremezdim ne yalan söyleyeyim.

    --- spoiler ---

    "rol yapma" olayı beni utandıran bir şey olduğu için ruth beni her sahnesinde gerdi ilk başlarda. kendimi düşünüp düşünüp kabuslar gördüm. *

    --- spoiler ---

  • eskişehir osmangazi üniversitesi:

    + nerede okuyosun?
    - eskişehir'de okuyorum.
    + anadolu mu?
    - osmangazi.
    + hmm. olsun ya eskişehir güzel yer.

  • sevgili facebook;
    önce fıstık gibi hatunları " tanıyor olabileceğiniz kişiler " diye gösteriyorsun. ekleyince de " tanıyorsanız ekleyin " diye uyarıyorsun. pezevenk misin ahlak bekçisi misin bir karar ver artık. öptüm görüşürüz.

  • "sevimli" gösterilmeye çalışılır hep. "ne var yani? biz de yedik zamanında." bak bak "ben normalim" demeye çalışıyor. he bebeğim çok normalsin.

    ne travma dolu insanlar olduğumuzun farkında bile değiliz.

  • 15 yıllık bas gitaristlik hayatımda geçen yıl doğruluğunu anladığım durumdur. şöyle ki, taksim (bkz: dorock) barda düzenli sahne aldığımız zamanlardan birinde, judas priest'ten painkiller çalıyoruz. baya da iyi yardırıyoruz parçayı normalde. ancak alkolün etkisiyle sanırım, bu sefer ben parçanın daha girişinde mavi ekran verdim. parçanın hangi nota ile başladığı konusunda bile bir fikrim yok. beyin olmuş tabula rasa. lan dedim bittik. sonra aklıma geldi, olm rezil olacağına kapat potanstan gitarın sesini, çalıyormuş gibi yap. ama nasılım a dostlar, görmeniz lazım...yılların air guitarcılarına taş çıkaracak hareketler yapıyorum. bir davulcuya gidiyorum şekil yapıyorum, bir seyirciye gidiyorum gitarı biralarla tokuşturuyorum falan. insanlar gazdan ölecek.

    arkadaş, grup arkadaşlarım da dahil, biri de çıkıp demedi ki aga bu nedir? lan bildiğin çalmadım parçayı, kimse anlamadı. tebrik falan aldım hatta milletten. orada anladım ki, boş işler bunlar. o zamandan beri jamiroquai falan çalıyorum daha çok lan. nasıl travma yarattıysa artık...

    denizin buz gibi sularından gelen edit: işittiğim laflar sebebiyle illa "ironiden anlamayan nesle aşina değiliz" diye not düşüreceksiniz adama. hayatımın yarısını verdiğim bir enstruman için nasıl "boş işler bunlar" diyebilirim ki?

  • (bkz: sakinlik)

    sadece sevgili değil yakın olduğum normal erkek arkadaşlarımın bile bu yapıda olan kişilerden oluştuğunu farkettim. bir ortamda küs/kavgalı olduğunuzu belli eden, laf sokan, durduk yere internette ona buna çatan, tabir-i caizse b.kuyla kavga eden, sinirlerine hakim olamayan, ortamda dikkat çekmek için abartılı hareketler yapan erkeklerden ömrümün sonuna kadar hoşlanmayacağımın farkındayım.

  • olm siz siyasal islamci haramilerin ne zaman durust oldugunu gordunuz, ne zaman yagmada talandan uzak durdugunu gordunuz? ya da herhangi bir siyasal islamcinin yaninda ne zaman durust, namuslu birini gordunuz?

    simdi selcuk bayraktar’in siyasal islama yakinligini falan unuttuysaniz hatirlatayim. sumeyye’yi bildiniz mi, hani o kendisine 20 25 gibi gitmesi gereken. hah, selcuk bayraktar o sumeyye’nin esi oluyor. siyasal islama o kadar yakin bu bey.

    evet cok guzel laf sokmus yardim almadik diye, eminim almamistir. kesin almamistir.

  • özet: yazar gidiş-dönüş olarak aldığı biletin dönüş yolculuğuna 9000 tl ekstra para ödeyerek iade edilebilir opsiyonu ekletmiş.

    iade etmek istediğinde de gidiş-donüş biletlerin gidiş kısmı iade edilebilir olmadığı gerekçesiyle yazarın 40 bin lirasına bildiğin çökmüş.

    hatta üstüne, bilet alınırken dönüşe iade edilebilir opsiyonu ekletirken "gidişe ekletmediginiz için olmaz" diye hiçbir ibare çıkmamış ve 9000 tl bildiğin cukkalanmış.

    bu rezalet değil. bu bambaşka bir seviye.

  • jack: i love you rose.
    rose: ...
    jack: rose.. please talk to me..
    rose: suskunluğum asaletimdendir, her lafa verecek cevabım var, ama bir lafa bakarım laf mı diye
    bir de söyleyene bakarim adam mi diye!!!

    ve akabinde jack donakalır.