ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
süper karikatürler
-
arşimet: lan oğlum buraya bak buraya! suyun kaldırma gücünü buldum!
newton (elinde elma sektirerek): peki bu ne bu elimdeki?
arşimet: vay ipnee.. yerçekimini mi buldun lan?
newton: heralde... sabah graham aradı, o da bir şey bulmuş ama söylemedi.
arşimet: aradı mı? nasıl aradı?
newton: lan bi dakka...
ikisi birden: vay ipne... telefonu bulmuş!
soğan olsun mu
-
ekmek arası dönerin alım satım işlemi esnasında usta tarafından müşteriye yöneltilen soru cümlesi. cevap evetse, aç arkadaşımız çok fazla dünyevi kaygılar taşımayan samimi bir soğan dostudur. hayır diyenlerin ise yakın gelecekte öpüşme ihtimali olduğunu düşünerek bu cevabı verdiğini söylemek mümkün. (kusura bakmayın, soğan sevmeyen bir insan olabileceği ihtimalini düşünmek istemiyorum) bir üçüncü yanıt ise “az olsun” dur. bu yanıt ise kişinin soğan sever bir insan olduğuna, sevgilisi olmadığına ve fellik fellik arandığına işaret eder. ha, bir de bu “az olsun”cuların oyu genelde merkez sağ partilere gider (ingiltere’de işçi partisi’ne). kısacası, soğan deyip geçmeyin...
- soğan olsun mu??
- bi saniye... alo nuriye... soğan olsun mu diyo usta... öpüşür müyüz bugün ona göre...hmm, tamam anladım... görüşürüz... kapattı... olsun usta, bolca koy...
- soğan olsun mu?
- bi an hiç sormayacaksın sandım... olmasın... öpüşelim mi??
- soğan olsun mu?
- yok, olmasın...
- korunmayı unutma!!
- soğan olsun mu?
- az olsun...
- üzülme aslanım, sana kız mı yok...
- soğan olsun mu??
- olsun olsun...
- peki ya öpüşecek olsanız bugün biriyle??
- sana ne yarraam!!!
- gerçekten de yukarıda yazdığı gibi samimi bi insansınız...
- ne sandın amck kafalı!!!
- soğan olsun mu??
- olsun...
- akbaba olsun mu??
- akbaba olmasın... hmmm, güzel şarkı sözü olur bundan...
evliliğe dair mide bulandırıcı detaylar
-
evlenilen kişinin ailesi olabilir. başka şeyler mideni bulandırıyorsa evlenme zaten.
edit: başlık başa.
ali ağaoğlu'nun iflas etmesi
-
şirket ile şahıs arasındaki farkı bilmeyenlerin beyanı. hissedarı olduğu şirket iflas eder, adam gene şahsi servetini korur. inşaat şirketi çok zarar ediyorsa iflasını ister, kendi kişisel servetinden zararı karşılamaz. anlayacağınız iflas, şirket sahibi zenginler için nimettir. şahıs olsa ölene kadar alacaklar peşini bırakmaz, öldükten sonra da borç çocuklarına kalır. onlar da mirası reddedeceğiz diye mahkemede sürünür.
ateist birisinin davasına bakan başörtülü hakim
-
çok enteresan, sanki başörtüyü takmayınca benimsediği düşünceleri de bir kenarda bırakacakmış gibi düşünülüyor herhalde.
başörtülü bir hakime başörtüsü takmadan da ayrımcılık yapacaksa eğer yapar, başörtüsü takmayınca tarafsız başörtüsü takınca yanlı olmayacak birdenbire. insanların kıyafetlerini engelleyerek zihinlerini değiştiremezsiniz bunu hala anlamadınız mı?
eğer bir korkunuz varsa yargının kişiselleştirilmesinin önüne nasıl geçilir, gittikçe çarpıklaşan adalet sistemi nasıl rayına oturur, kanunlar dindar, deist, ateist, zengin, fakir ayrımı olmadan nasıl herkesi birey olarak değerlendirip eşit ele alır bunlara kafa yorun. lütfen başörtüsüyle uğraşıp akp’nin ekmeğine yağ sürmeyin, başörtülü arkadaşlara tek çıkış kapıları akp imiş gibi hissettirmeyin.
yiğit özgür
-
bir kadin ve bir erkek cayirda yurumektedir. erkek ciceklerin ustune basar;
- aay mukerrem, basmasana ciceklere! onlar da canli...
- ohoo.. hersey de canli mina koyayim... yok kopegi kirma mukerrem, yok kusu dovme mukerrem...
- kusu mu dovdun?
- e, ucuyo...
odada sarı ışık sevenler derneği
-
yıllardır tuvalet banyo dahil tüm evde sarı ışık kullanarak dahil olduğum dernek. beyaz ışıklı evlere gidince neil armstrong gibi hissediyorum. çok soğuk bu beyaz ışık çok.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
kadıkoy minibusundeim :
1.kız : ayyy pelin biliomusun omeri gordum cok yakısıklı olmus.
2. kız : hadı yaa!!hanı su eskı mahelledekı karga burunlu omer mi?
1. kız : eveeettt!oha fln oldum yanii !!! oha oha bin kere ohaaaaa!!!
ustunde tommy gomlek boleee, altında tommy panti, dızel ayakkabı offff! bana merhaba dedi biliomusun!!
2. kız : hadi yaa! oha yaa o cok cirkindi
1.kız : halen cirkin ama cok yakısıklı olmus!!!
(bkz: marka takinitisi olan insanlar)
yaran diyaloglar
-
6-7 sene once ılık bir yaz akşamında arkadaşımla birlikte arkadaşımın (yanımda olan kişi) evine giderken yaşanmıştır.
kendime "x" vereyim, arkadaşıma "y", rakıyla imam nikahlı bakkal da "b" olsun.
y-olum susadım ben şurdan bi su ısmarla (pet şişeyle su içenlere sosyetik dendiği zamanlar)
(bakkala girilir)
x: kolay gelsin bi küçük su verirmisiniz?
b: rakı mı?
x: küçük su abi
b: küçük rakı?
y: rakı mı içsek?
b: votka da içebilirsiniz
x: olum bu saatte rakı mı içilir
y: bira alalım o zaman. bira ver sen bize abi
b: ben olsam rakı içerdim, kaç şişe vereyim?
x: ben bira içmem olum
b: bak arkadaşın rakı içmek istiyo
x: yok abi su almaya girdik de biz o yüzden
b: o zaman sana su vereyim, arkadaşın rakı içmek istiyomuş
y: yok abi bira istiyorum ben
b: paranız mı yok, ne kadar varsa verin, üstü benden. delikanlı adamlarsınız, rakı için.
deyip
-
doğrusu "diyip" olmasına rağmen "deyip" diye ısrar edilen sözcük.
türkçede "y" ünsüzünün daraltıcı etkisi vardır. bu etki -(i)yor ekini düz geniş ünlü ile biten bir sözcüğe eklediğinizde görülür.
bekle-yor > bekliyor
dinle-yor > dinliyor
ağla-yor > ağlıyor
sakla-yor > saklıyor
y'nin daraltıcı etkisi iki fiilimizde (de- ve ye-) yeni sözcük türetirken, fiil şimdiki zaman harici çekimlenirken bile görülür. yani sadece şimdiki zaman çekimi ile sınırlı kalmaz.
ye-y-ecek > yiyecek
ye-y-en > yiyen
de-y-e > diye
de-y-en > diyen
de-y-ecek > diyecek
ye-y-ip > yiyip
şimdi tdk'dekiler başta olmak üzere hiçbir insan bana "deyip" yazdıramaz. çünkü olması gereken "diyip"tir. bu nedenle de bu sözcüğü asla yazılı bir metinde kullanmam.
edit: bu arada -(i)yor ekinin daraltıcı etkisine olumsuzluk ekiyle de bir örnek verelim:
koş-ma-yor > koşmuyor