ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hbb'den akılda kalanlar
-
aziz nesin'li ceviz kabuğu yayını.
öğrencilerin sınav kağıdına düştüğü ilginç notlar
-
öğrenci- hocam bu dersi 5. kez alıyorum lütfen yardımcı olun.saygılar
iade cevabı
hoca- 6. kez almanızda bir sakınca yoktur.sevgiler
lock stock and two smoking barrels
-
sol framede gorunmesi bile yuzume bi gulucuk kondururken basligina girip hem filme zaman kaybi diyen hemde puana gore oturup film izleyen insan gercegiyle karsi karsiya kaldim
cok sevdigim guy ritchienin cok sevdigim filmi
türkiye'de doğacaklara tavsiyeler
-
cok acele etmeyin dogmak icin, puaniniz yetmiyorsa bir sene daha calisin isvec'te belcika'da falan dogun.
her 10 kasım'da put gibi dikilen insan
-
şeytan taşladığını sanan tosunları gücendirmiştir
18 temmuz 2022 kyk faizlerinin silinmesi
-
edit: (bkz: kılıçdaroğlu'nun erdoğan'a kyk faizini sildirmesi)
teşekkürler kılıçdaroğlu dedirtmiştir.
kılıçdaroğlu'nun kyk faizinin silinmesi gerektiğini söylemesinden sonra gündeme gelen, erdoğan'ın bugün açıkladığı hede.
kaynak
lazio'nun efsane kadrosunu saymanın kız düşürtmesi
bilişim merkezi olmak yerine kargo merkezi olmak
-
ah ahhh, kafa basmıyor işte. basmıyor, hakaret için söylemiyorum vallahi basmıyor.
bak şimdi güzel kardeşim, sen kalktın 3 kıtanın arasına böyle bir merkez inşaa ettin ve cazibe merkezi haline getirdin. çin'de üretilen mal buraya geldi ve dağıtılmaya başladı. çin'deki üretici buranın faydasını ve karına olumlu etkisini gördü. sence bir sonraki hamlesi ne olur? karını arttırabilmek için montaj ya da üretimini de buraya yakın bir coğrafyaya kaydırmak. peki sonraki ne olur dersin? yine karını arttırmak için bu tesislerdeki üretimi arttırmak için arge çalışmaları yapmak ve hatta arge tesisleri kurmak yine bu coğrafya ya da yakınlarında.
bu böyle gider, eğitim ve öğretim tesisleri kurarak kalifiye işgücü elde etme vs. şeklinde.
vizyon diyoruz ya, işte vizyon böyle bir şey. sen mevcut coğrafyanı cazibe merkezi haline getir, gerisi gelir zaten. bak hong kong'a, bak dubai'ye, gelişimleri hep benzer şekildedir...
ekleme: başka bir arkadaş singapur örneğini vermiş, o da çok doğru bir örnektir, buraya da eklemeden geçmeyeyim dedim.
debedit:
(bkz: oy ve ötesi)
çok uzun zaman sonra gelen edit: başlık başa kalmış...
mahmut hoca'nın aslında vasat bir eğitimci olması
-
"burası pek mükemmel bir okul değil. bizler de mükemmel birer eğitimci değiliz. belki de kendilerine yeterince faydalı olamadık. ama ya sizler? çocuklarınızın aldığı bu kötü sonuçta hiç mi payınız yok?"
-mahmut hoca-
annesinin azarladığı çocuğu koruyan köpek
-
kurban olasimin geldigi kopektir. tatliliga bak aklimi cildirdim. bizim evde 2 kedi var teki uzaktan izler muhtemelen digeri de anneme "terlik ise yaramaz al bunu" diye bicak falan getirir ulan.
kk'nın oğlunun bedelli askerlikten faydalanmaması
-
diğer tarafta bilal erdoğan bugün 2 gemi daha almış.
ışte akp zihniyeti böyle bir zihniyetir.
(bkz: gemicik)
dusunen hayvanin onde gideni
-
sağlam yamuk yapmıştır, tanımadan&tanışmadan gönül koyduğum yazarlar kervanına katıldı..
14 aralık ekşi sözlük kemal kılıçdaroğlu buluşması için kendisine katılmak istediğimi belirten bir mesaj attım. 1-2 gün sonra dönüş yaptı ve beni listeye aldığını söyledi. çok mutlu oldum. uzun zamandır istediğim bir görüşme olacaktı. kılıçdaroğlu'na yöneltilecek sorularımı hazırlamaya başladım. sonra benden iletişim bilgilerimi istedi, gönderdim. günü biliyordum ama saati sordum. cumartesi günü de çalışan bir kapitalizm kölesiyim. özellikle yılın bu zamanları çok daha yoğun oluyoruz. saati de söyledi ve o saat için yöneticimle görüşüp izin aldım. yaklaşık 3 saat izin aldım ve o 3 saate gelen müşteri randevularımı arayıp tek tek erteledim özür dileyerek.
neyse sonra kendisi 20 kişilik listeyi açıkladı, heyecanla adımı aradım ama bulamadım. listeyi açıklamasından 120 saniye sonra mesaj attım kendisine, o derece bekliyorum çünkü. unutmadım seni, sen de varsın, geliyorsun dedi. ben de çok absürd birşey sormadım, acaba dedim yedek listeye mi attın beni. yok bildiğin varmışım ekipte ama ne hikmetse ismim yazılmadı. editlesin diye bekledim editlemedi. iletişim bilgilerimi vermiştim, buluşma yeri ve saatini bekledim haber gelmedi.
şu an galiba görüşme yapılıyor ve ben işyerinde çalışıyorum. galiba beni yedek listeye koyduğunu [eğer böyle bir liste varsa] dahi söyleyebilecek kadar bile kıymet vermiyor karşısındakine, diyalog kurduğu yazara. çok daha farklı şeyler yazabilirdim ama yazmıyorum, sağlık olsun. bu vesileyle tanımış oldum kendisini. belki de makul bir mazereti vardır, kim bilir..
çocuğunun vasat olduğunu fark eden ebeveyn
-
org - 100 lira
şövale+tuval+boya+fırça – 200 lira
flüt+trampet+mandolin+melodika – 150 lira
çocuk kitapları – 100 lira
kostümler – 200 lira
çocuğunun yeteneksizin allahı olduğunu fark etmek paha biçilemez…
hep bir yeteneğim olduğuna ve bunun ortaya çıkarılamadığına inandım. ailemin beni ehil ellere teslim etmediği için bu yeteneğimin güdük kaldığından ve zaman içinde yok olduğundan işkillendim hep. oysa bugün belki bir virtüözdüm, belki bir ressam ya da çok okunan bir yazardım. belki balettim kim bilir, ama olmadı işte malın teki olup çıktım.
istedim ki aynı şey çocuğumun başına gelmesin, doğumundan itibaren gözlem altında tutayım, yeteneklerini anında keşfedip geliştirilmesi yolunda adımlar atayım. bunun için yukarıda saydıklarımı ve daha fazlasını alıp yığdım eve. müzisyen mi olacak, resme mi ilgi duyacak, yazıyla mı iç içe olacak yoksa drama yeteneğini mi gösterecek bizlere diye bugüne kadar uğraştım.
kolay değil, 2 yaşında çıktığım bu yolda bugün 3. yılımıza girdik ve ben bisikletini ters çevirip, eliyle tekerleklerini çeviren ve bundan delicesine haz alan çocuğuma baktıkça…
vasat altı bile olabilir. oysa ben 7 yaşında ilk konçertosunu yazarsa ne yaparız diye uyku uyuyamıyordum lan, ödülüm bu mu olmalıydı? bisikletinin cıyaklayan kornasını eline alıp salonun ortasında bağırarak koşan bu çocuk benim mi allahım? ya cama oturup dışarı su sıkan bu çocuk?
o ebeveyn benim, org isteyen varsa söylesin...