hesabın var mı? giriş yap

  • *edit: en basa bu dalga neyin dalgasi onu soyliyelim. einstein'in genel gorelilik teorisinin ozetine gore "madde" ** uzay ve zamana nasil egilip bukulecegini soyler; uzay ve zaman da cisimlere nasil hareket edecegini. yani uzay aslinda boyle gorunur ama bugune kadar boyle goremiyorduk:) iste cisimler, uzay ve zamani bukunce uzayda isik hizinda dagilan kutlecekim dalgalari* olustururlar. bu dalgalar bugune kadar gozlemlenememisti. bu dalgalar gozlemlenemeyince de, bu dalgalardan baska bi sey yaymayan uzay cisimleri de gozlemlenememisti. yani yasasin karadelikler!*edit bitti*

    ligo'nun yaptigi uygulamalı gözlemi basitçe anlatması çok zor:)

    (büyük harfle) "l" şeklinde bir kompleks düşünün. l'nin kolları 2-4 km uzunluğunda. biri diğerinden uzun, l'nin köşesinde bir beam splitter (ışın ayırıcı) var, l'nin alt tarafında yani ışın ayırıcının solunda ışın detektörü var... l'nin iki ucunda da asılı duran dev aynalar var. şöyle bir şey kendisi

    şimdi bir lazerle (ls diye gösterilen) ışın ayırıyıcıya (b diye gösterilen) ışın yolluyos, ayırıcı da iki demeti iki koldan (l'nin kollarından) dev aynalara yolluyor. deva aynalar demetleri gerisin geri ayırıcıya yolluyor. ayırıcı da aynalardan gelen ışınları lazer silahı ve ışın detektörüne (ld diye geçen) yolluyor. böyle bir görüntü hayal edin.
    ortada gravitational wave'in eğip büktüğü uzayzaman yokken, ışın atımları kollardan biri daha uzun olduğundan detektöre farklı, ancak düzenli ritmli zamanlarda geliyor. detektör de pek bi şey detect etmiyor :) (ışık dalgalarının süperimpozisyonuyla* ilgili bir dalga sebebiyle, birbirlerini nötralize ediyor isinlar)

    şimdi kollara gravitational wave atalım, böyle "vocurk vocurk" etsin... animasyonda gördüğünüz üzere sağdan giren gravitational wave, yüzeydeki partikelleri gah uzatıyor gah kısaltıyor... bu durum bizim "l"'de (ki adı interferometre-yani suya attığınız taşların birbirine girişen dalgalarını ölçen nane) iki boyutlu düzlemde şöyle bir görüntü yaratıyor. yani kollar bir uzuyor bir kısalıyor. tabii animasyondaki kadar degil. hidrojen atonu kadar ohom:) artık gelen ışın atımları düzenli ritmde değil. suya atılan taşların birbiriyle girişen (bkz: superimpositon) görüntüsü şeklinde. duzensiz girişen dalgalar da yeni bir dalga yaratıyor (biraz daha basitleştirirsem fizik ilmi çökecek:(( ışığın dalga fonksiyonundan da yararlanan detektör de gravitational wave'den sonra oluşan yeni dalganın ışığını tespit ediyor. böylece ölçüm gerçekleşyor.

    not: gerçeklik yukarıda anlattığımdan çok daha komplike, işbu entry aşırı basitleştirme adına fiziğin de müzğin de ırzına geçmiştir:)

  • hani her boktan cafede var olan cafe de paris biftek var bilir misiniz?
    monaco'da bu cafe de paris'nin olduğu meydanda tek bir afiş vardır. orada tarkan gördük biz. prensin özel davetlisi olarak yaza kapanış partisine katılır. coşar coşturur.

    ukrayna rusya filan geçtim meksikalı kızlar bile 2 3 şarkısını ezbere bilir. avrupa'da herhangi bir ülkede mekan tarkan çaldığı an çığlık atılır görürsünüz yaşarsınız.

    sen hiç gittin mi? sordun mu? yaşadın mı?

    cehalet ne güzel her şeyi biliyorsunuz.

    debe editi: 1- ülkemizde yaşamayan ve yasal şakilde en az 5 senedir ikamet etmeyen yabancıların oy kullanmasının kesinlikle yasaklanaması için gerekli kamoyu oluşturulmalıdır.

    2- debe listesinin [burada https://sozlock.com/yazarlar/?s=1] çok güzel tutulan bir arşivi var. sevdiğiniz yazarların veya konuların debe entrylerini okuyabilirsiniz.

  • olcay sahan olcay olcay olcay olcay

    arda turan arda arda arda arda

    maçı bu şekilde anlatan spiker.

    hele gecen yil sky360'da basketbol maci anlatirken..

    lofton lofton lofton lofton

  • ilkokula başlar başlamaz beni sınıf başkanı yapmışlardı. bir sınıf başkanından ne beklenir, sınıf başkanı neler yapabilir onu bile doğru dürüst bilmiyordum. görev verilince kabul ettim. 60 kişilik sınıf. uğultu halinde. 60 kişinin arasından barış adındaki en kavgacı gürültücü çocuğu seçtim. patient zero odur, onu susturursam herkesi ikna ederim diye düşünmüştüm. gittim çocukla konuştum "lütfen gürültü yapma" dedim. bu da "ahahha" diye kahkaha attı, elinde tuttuğu geyik butundan bir parça ısırıp şarap içmeye devam etti. uğultu aynen devam etti. gürültüyü bastıramadım. öğretmen gelince de "örtmenim sedat hiç sınıf başkanlığı yapamıyor" diye şikayet edip daha ilk günden görevden aldırmışlardı beni. benim yerime hakan diye bir çocuk sınıf başkanlığına geldi, ağzına sıçmıştı herkesin, kök söktürmüştü. herkes mutluydu.

  • görüldüğü üzre sadece ekşi sözlük entel takımı tarafından değil, ekşi sözlük şakirt takımı tarafından da unutulmamıştır.

    @ben smyrna uyardı, başıma kalmış buralar.

    unutmadık

  • (bkz: korku)

    evet, tek sebebi korkudur.
    ufak bir kıvılcımla o dergileri basabilecek, fransa'dakinin aynısını, hatta daha fazlasını yapabilecek binler var bu ülkede.
    (bkz: ehlisünnet tv'nin ateistleri korkutan videosu)
    sanmıyorum ki duyarsız ya da duygusuz olsunlar.
    sonuçta ölüp gidenler meslektaşları, beraber zamanında ortak dergi bile çıkardıkları insanlar.
    ama bu ülke öyle bir hal aldı ki artık, yitip gitsen, faili meçhul olsan bile ardından hakkını savunacak yok.
    bu ülkede artık ölüp gidenleri bile ardından yuhlatan insanlar var.
    bu ülke katillerin, hırsızların kollandığı bir yer.
    temkinli davranmakta haklılar.

    ekleme: dakika 1, gol 1. aha buyur.

    (bkz: vahdet yazarının penguen dergisini tehdit etmesi)

  • meteor tarzı ekstrem durumları hariç tutarsak atmosferde karşınıza çıkabilecek en tehlikeli şey olan fırtına bulutu. ismi cumulo (bulut) ve nimbus (yağmur) kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkmıştır.

    cumulonimbus'un oluşması için atmosferde ciddi bir dengesizlik oluşması gerekir, özellikle sıcak ve soğuk havanın çatışması sonucunda oluşan dengesizlikte ortaya çıkar. bulutun ortaya çıktığı atmosfer koşulları zaten son derece dengesiz olduğu için (en başta wind shear yani rüzgar makası/kırılması yüzünden) bu bulutlar da bu dengesiz hava koşullarını kendi içerisinde korumaya devam eder.

    cumulonimbus bulutları tek başlarına veya bir fırtına sisteminin parçası olarak oluşabilirler. fırtına sistemi, özellikle bir süper hücre sisteminin parçası olarak oluşurlarsa karakteristik örs şeklini alırlar. bu örs şeklinin sebebi de bulutu ve fırtına sistemini oluşturan yukarı yönlü hava akımının (updraft) inanılmaz kuvvetli olması nedeniyle troposferin en üstüne kadar yükselmesi ancak buradaki çok yüksek basınç ve nem yüzünden daha fazla yükselemeyip görünmez bir bariyere çarpmış gibi katmanın etrafına yayılmasıdır. bir fırtınadan önce yaklaşan örs bulutunu ne kadar net görebiliyorsanız yaklaşan fırtına da o kadar şiddetli olacaktır denilebilir bu sebepten.

    cumulonimbus bulutları yeryüzündekiler için tehlikeli, havadakiler için çok daha tehlikeli bir buluttur. bu bulutlar çok ciddi sağanak yağışın yanı sıra çok şiddetli dolu sağanaklarına sebep olabilir, yıldırım düşürebilir, çok kuvvetli rüzgarlar ile gelebilir, hatta bir fırtına sisteminin parçası ise hortum bile çıkarabilirler (örneğin süper hücre).

    havadakiler içinse durum çok daha tehlikelidir, cumulonimbus bulutları atmosferde etrafından dolaşılması gereken bir bariyer oluşturur. her şeyden önce cumulonimbus bulutları özellikle örs bulutu varsa standart aviasyon rotasından yüksekte yer alır. standart bir yolcu uçağı yaklaşık 10 km irtifada seyrederken cumulonimbus incus yeri gelince 21 km yükseğe çıkabilir.

    bu bulutların içinden geçmek bir tarafa yakınına gelmek bile ciddi tehlike doğurur. bulutların içindeki büyük elektrik yükü yaklaşan veya içeri giren uçağa yıldırım çarpmasına sebep olabileceğinin yanı sıra bulutun içinde hatırı sayılır bir türbülans mevcuttur ve bulutun oluşmasına sebep olan atmosfer koşulları sadece bulutla sınırlı olmadığı için bulutun yakınlarında da son derece dengesiz rüzgar hamleleri ve makası olacaktır. ayrıca cumulonimbus bulutunun üst katmanlarında buzlanma olduğu için içeri girmeye çalışan bir uçağa yıldırım çarpması ve rüzgar kırılmasının yanı sıra mermi gibi dolu ve buz parçaları da isabet edecektir. bu yüzden bu bulutun değil içinden, yanından bile geçilmez, gerekirse yol uzatılır.

    cumulonimbus bulutunun farklı alt türleri olsa da en ilgi çekici olanı da yazmadan geçemeyeceğim. orman yangınları ve volkanik patlamaların şiddetli olması durumunda ortaya çıkabilecek bir versiyonu vardır, adı da pyrocumulonimbus'tur. bu bulut ortaya çıktığında kendi içinde de külden ve dumandan dolayı elektrik yükü barındıracağı için yıldırım düşürme ve hali hazırda devam eden yangını daha da alevlendirme potansiyeli vardır. ayrıca bu bulut ortaya çıktığında oluşacak şiddetli rüzgar hamleleri yüzünden yangının yönü aniden değişebilir ve daha önce sıçramamış alanlara doğru ilerleyebilir, daha da kötüsü yangını söndürmeye çalışan ekiplerin üzerine doğru aniden harekete geçebilir. bütün bu dezavantajlarına rağmen pyrocumulonimbus bulutu kendisini doğuran yangının üzerine şiddetli yağmur yağdırarak sönmesine de neden olabilir, neyi yapacağı o anki atmosferik koşullara bağlıdır kısacası.

    cumulonimbus sıcak/soğuk çatışması nedeniyle genelde bahar ve yaz aylarında görülür (tropik kuşakta yıl boyu görülür, tropik kuşağın yemyeşil olma sebebi de onlardır zaten) ancak kış aylarında da ortaya çıkabilir ve thundersnow dediğimiz kar yağarken gök gürlemesi hadisesine, şiddetli tipiye ve inanılmaz yoğun kar yağışlarına da sebep olur. thundersnow'u geçtiğimiz senelerde birkaç kez deneyimledik, en sonuncusu ise bu kış ayında karadeniz'den gelen iki kar fırtınasının ikisinde de tanık olduğumuz gök gürültülü kar yağışlarıydı.

    kısaca şöyle özetlemek lazım, şu anda kaç bin ışık yılı uzaktaki galaksinin merkezindeki kara deliğin fotoğrafını çektik, kendi galaksimizi bir arada tutan kara deliğin fotoğrafını çektik ama cumulonimbus bulutlarının içinde tam olarak nasıl bir ortam olduğunu halen bilmiyoruz çünkü içine girip de veri yollayabilecek kadar bir sağlam ekipman üretmeyi başaramadık.

    atmosferdeki bulutların en kudretlisi, en haşmetlisi, en ürkütücüsü ama en ihtişamlısıdır cumulonimbus bulutları. bu kadar tehlikesinden bahsetmiş olsak da getirdiği yağmur ile atmosferimizin en büyük yapı taşlarından biri ve vazgeçilmez bir parçasıdır.

    iyi ki vardır, varsın o haşmetle troposferin ucuna yükselsin de biz çevresinden dolaşmaya devam edelim.

  • quality grader yani kalite ölçücüsü diyebileceğimiz bu kişiler 96 yılında kurulmuş kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan coffee quality institute ( kahve kalite enstitüsü) - kısaca cqi - tarafından belirlenmiş olan programlardan geçerler. kahvenin kokusu ve tadı üzerinden kahveleri ayırt edebilecek kabiliyete sahip olan bu kişiler kahvelerin puanına karar vererek, kahveleri sınıflandırırlar.

    q grader'liğin ve dolayısıyla kahveyi sınıflandırmanın ana amacı dünya üzerinde çok çeşitli kahve meyvesi olması ve bu kahve meyvelerinin toplandıktan sonra, yıkama/kurutma, kabuktan ayırma, ölçeklendirme, kavurma gibi bir çok farklı işlemden geçirildikten sonra ortaya çıkan son ürünün değerlendirmesinde ortak bir dil oluşturmaktır. bu ortak dil ve bu dilin yayılması sayesinde hem kaliteyi değiştiren ve kaliteyi düşüren etmenleri kolay çözmeyi hem de kaliteyi artırıcı faktörleri tespit edebilmeyi sağlar.

    dünya üzerinde 5500 üzerinde q grader vardır.

    basitçe de bu uzmanların yeteneklerine bakacak olursak, kahveyi niteleyebilecek 36 adet aromayı tanımlayabilir, veya çok az kavrulmuş bir kahve örneğinde kusur/ nitelik kaybı bulabilecek ölçüde yeteneklilerdir. bu seviyeye gelmek için karmaşık ve zorlu bir programdan geçip, tüm duyusal becerileri içeren, kahve örneklerinde ekşi ve tatlı tuz derecelerini belirlemeye kadar varan incelikte 22 testten oluşan sınavları geçerek bu dereceler alırlar. tahmin edileceği gibi bu sınavı başarıyla bitirme oranı çok çok düşüktür.