ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ötv kalkarsa arabamın değeri düşer
-
araba 300 binken 1.3 milyon olunca oh ah uh düşünce ağla. ağla gözüm ağla ağla.
digiturk'ten dsmart'a geçmek
-
bir atın sizden inip diğer atın size binmesiyle aynı şeydir.
cüneyt özdemir'e itibar suikastı yapılması
-
birini öldürebilmek için, öldüreceğin kişinin yaşıyor olması gerekir.
birine itibar suikastı yapabilmek için, ilgili kişinin itibarlı olması.
senegalli yolcuya terörist diyen taksici
-
adamı soymaya çalışıyorsun, itiraz edince terörist diyorsun.
ben bu taktiği bir yerden çıkaracağım ama nereden?*
dans vebası
-
en bilineni 1518 dans vebası.
bir temmuz günü frau troffea adında kadının sokaklarda çılgınca dans etmesiyle başlamış. müzik yok, kadının yüzünde dansın verdiği bir neşe yok ancak bir hafta hiç durmadan dans ediyor. insanlar eklenmeye başlamış artık. kimsenin nedenini tam olarak hala açıklayamadığı bu olaya sonunda 400’den fazla kişi dahil olmuş.
bu olay dans vebasında bir ilk değil.:
1020'li yıllarda, almanya'nın berburg şehrinde bir grup çiftçi sebepsiz yere çılgınlar gibi dans etmeye başlamış, şehir meydanındaki bir kilisede yapılan noel duasını bozmuşlardı. tabii dönemin ruhuna uygun olarak hadise şeytanın işi olarak görülmüş, ancak olay büyük çaplı olmadığı için unutulmuş.
1237 yılında yine almanya'da yaşanan olayda büyük bir grup çocuk, neredeyse bilinçleri kapalı bir şekilde zıplayıp dans ederek erfurt şehrinden komşu kasaba arnstadt'a yürümüş. olay, fareli köyün kavalcısı'na ilham olmuş.
1278 aziz vitus dans salgını belgelemiş dans salgınlarının ilk büyük ölçekli örneği, maas nehri üzerinde yaşanmış. 200 kadar insan ortada bir müzik veya etkinlik yokken sebepsiz yere dans etmeye başlamış. bir köprünün üzerine çıkan ve danslarına hız kesmeden devam eden topluluk, sonunda köprünün çökmesine sebep olmuş, yaralananlar hadiseye ismini veren aziz vitus manastırında tedavi edilmişti. yine dansın kıvılcımının nereden çıktığı bulunamamış, insanlar iyileştikten sonra neden öyle davrandıklarını açıklayamamış.
bu hadiseden sonra yaşanan benzer hadiselere, hastaların tedavi edildiği aziz vitus manastırından esinle aziz vitus ateşi de dendiği olmuştur.
http://www.nolm.us/…uploads/dans-salgini-nolmus.jpg
1374'de sınırları aşan ilk salgın olmuş. yine sebepsiz yere bir grup insan dans etmeye başlamış, ardından yüzlercesi onlara katılmış. danslara bu kez manastır rahipleri de katılmış. kısa sürede köln, yakınlardaki flaman şehri utrecht, fransız şehri metz ve strasbourg, ve sonunda luxemburg'a kadar yayılan dans salgını can alıcı boyutlara ulaşmış. dans etmekten yorgun düşüp ölenler rapor edilmiş, olay 1375 ve 1376 yılına kadar artçı şoklarla devam etmiş. kilise yaşanan bu hadiselere anlam verememiş. herkes işin içinde ilahi bir dokunuş olduğunu düşünmüş. bu uzun süreli salgın bir görünüp bir kaybolarak 1381 yılına kadar sürmüş.
http://tojuzbylo.pl/…0-480/medieval-dance-mania.jpg
1418-28 arasında strasbourg'da uzun süren kıtlık döneminin ardından bir anda başlayan bu dans salgını, insanların çileli bir dönemin ardından yaşadıkları rahatlamayla, kolektif histeri ile açıklanmaya çalışıldı. 1428'de almanya'da yaşanan olayda bir rahip ölene kadar dans etmişti. aynı yıl zürih'te bir grup kadın sebepsiz yere sokaklarda çılgınlar gibi dans etmeye başlayınca cadılıkla suçlandı.
otoriteleri harekete geçiren ve en çok katılımın olduğu olay 1518 dans vebası, bu nedenle de en çok bilineni. bundan sonra 1536'da basel'de yine çocuklarda görülmüş ancak çok yayılmadan sonlanmış. 17. yüyzyıldan bu yana da bir daha görülmemiş.
http://www.webteresan.com/…1naro5_1280-1024x754.jpg
neden?
bir teoriye göre dans salgınlarına arpa gibi tahıllarda görülen bir çeşit mantar yol açmış olabilirdi. bu o yıl aynı ürünü hasat eden insanların aynı durumdan muzdarip oluşunu da açıklıyordu. buradan hareketle küçük çaplı, sadece aileleri ve bir mahallenin sakinlerini kapsayan küçük 'dans-mania' hadiselerine de doğadan toplanan vahşi mantarların yol açmış olabileceği söylenebilirdi.
17. yüzyılda bu vakalarla karşılaşan tıp profesörü gregor horst şu notu almıştır;
“her yıl, farklı farklı kadınlar aziz vitus gününde, aziz vitus şapelini ziyaret ediyordu… bütün gün bütün gece yorulana kadar dans ediyorlardı. ”
neyin sebep olduğuna gelince, ilk başlarda bu laneti aziz vitusun gönderildiğine inanılıyordu. ancak 17. yüzyılda bu salgın epilepsinin bir kolu olarak kabul edildi ve aşağıda resmi olan thomas sydenham tarafından sydenham dansı olarak tanımlandı.
şöyle örnekler var: 1 2
günümüzde bazı uzmanlarsa bunun gibi olayların toplu histeriyle açıklanabileceğini düşünüyor.
daha fazla bilgi: https://line.do/…i-hadiseleri/mjv/vertical/moment/1
(bkz: choreomania)
türkiye cumhuriyeti'nin en güvenilir kurumu
-
ülkenin şu anki durumunu düşünürsek
(bkz: ahbap platformu)
türkiye'de kimsenin nefret etmediği tek kişi
-
(bkz: kemal sunal)
edit: tabii ki biliyorum haz etmeyen bir akit zihniyeti var, yine de benim için kategori dışı onlar.
sobekneferu
-
mısır'ın 12. hanedanlığı'nın 8. ve son hükümdarıdır. mısır'ın ilk kadın firavunudur görsel. sobekneferu, sobek'in güzelliği anlamına gelir.
babası amenemhet iii, uzun yıllar boyunca oturduğu tahtı sobekneferu'nun kardeşi amenemhet iv'e bıraktı. sobekneferu, kardeşi amenemhet iv öldüğü zaman tahta geçti ve mısır'ın ilk kadın firavunu oldu. sobekneferu'nun hüküm sürdüğü yıllar, kesin olmamakla birlikte, m.ö. 1806- m.ö. 1802 yılları arasıdır. (louvre müzesindeki sobekneferu büstü: görsel)
sobekneferu, cesaretli ve güçlü bir karakterdi. mimariye verdiği önem de bilinmekteydi. babası amenemhet iii için yaptırdığı mezar kompleksi heredotus labirenti ve heracleopolis magna'daki binalar buna kanıt olarak gösterilebilir.
sobekneferu'nun genelde erkek kıyafetleri giydiği ve regalia kullandığı söylenir fakat başlıklarında kadın soneki tercih etmiştir. antik mısır'da erkeğin kadından üstün olduğuna inanılırdı. sobekneferu, belki de bu yüzden, firavunluğu temsil etmek adına kadın erkek kombinasyonu kıyafetleri tercih etmiş olabilir ya da kadın erkek eşitliğini göstermek için.
sobekneferu'nun mezar yeri doğrulanmamıştır. mazghuna'daki amemenhat iv'e yakın olan çok hasarlı bir piramit kompleksinin onun mezarı olabileceği görüşü üzerinde birleşilmektedir. fakat başka bir görüş de mezarının henüz keşfedilmemiş olabileceğidir.
kaynaklar: britannica, en.wikipedia, ancientegypt.online, peoplepill web siteleri.
gülseren budayıcıoğlu
-
hasta-doktor ilişkisinin mahremiyetini çiğneyen, her hastaya roman ve dizi malzemesi diye bakan, hekimliğinin elinden alınması gereken utanmaz şey.
p.s. hastalarının hikayelerini ifşa eden bu kadına hala muayeneye gidenlere inanamıyorum!
evleneceğin kadını dakikasında anlamak
-
başıma gelendir..
12 yıldır karımdır..
iki evlat vermiştir..
hala deli gibi aşığımdır..
sen sadece bende dur kadın, ben sana hep aşık kalırım..