hesabın var mı? giriş yap

  • hala islam ülkesi olduğunu düşünen garip ve boş bir topluluk var burda. kafanıza cidden yazık oğlum bu kadar boş yaşanır mı lan

  • si sesi 1'i çağrıştırır, 1 beyazdır, beyaz karedir, kare serttir, sert keskin kokar, tadı da keskindir... gibi.
    buradan yola çıkarak kişiler "1'in tadı keskindir, si sert bir sestir" gibi çıkarımlar yapabilirler.

    sinesteziden az biraz nasiplenmiş insanlar -ki şahsi kanaatimce birçok insan istatistiki değerlendirmeye alınacak ölçüde olmasa da bir parça yaşar bunu- çağrışım manyağı olurlar. kafaları genellikle çok karışıktır. her şey birbiriyle iç içedir.
    kokularla renkler çok tamamlar birbirini. turuncu ağır ve genellikle yoğun baharat kokar mesela. öeh.

  • almanya’da yaşayan bir arkadaşıma “2.5 litre coca cola 7.5tl olmuş” dedim. “1 € ‘ya alıyorsunuz işte başka ne istiyorsun burada 2 €, ülkenin kıymetini bilin ve bu pahalılık psikolojisinden kurtulun” dedi. cevap vererek kendimi yormadım şu ramazan gününde. bu hastalığın tedavisi yok.

  • dünyada bir milyardan fazla türk olsaydı muhtemelen çirkinliğin tanımını değiştirirdik! hepi topu 70 milyonla çok iddialı işler çıkarabiliyoruz.

    yazarın notu: ne kadar ırkçı ve ayrımcı bir başlık lan bu! sözlükteki hindistanlı arkadaşları klavye başına çağırıyorum.

  • --- spoiler ---

    filme yönelik en yaygın okuma joker’in iyi tarafı, batman’in ise kötü tarafı temsil ettiği şeklindedir. fakat bu film iyi ve kötü arasındaki bir mücadele değil, hepsinin gerekli olduğu, birbirlerinin olmazsa olmazları olan id, ego ve süperego’nun “taraflı” bir hikayesidir.

    joker = id;

    freud’un terimleriyle id, “kişiliğimizin karanlık ve ulaşılamaz parçasıdır … o herhangi bir düzenliliğe sahip olmadığı gibi, kollektif bir iyi de üretemez, sadece içgüdüsel ihtiyaçların (salt keyife odaklanan) tatminini gerşekleştirmeye uğraşır”. freud’un id’e yönelik bu tanımı joker’i tek başına tanımlamaya yeter de artar bile. fakat yine de, joker freud’un id’inde bir adım daha ötededir, mükemmel id’dir. onu mükemmel kılan şey, muhatabını ahlaki ikileme düşürebilecek planlar kuran faust’un mephistopheles’i olmasıdır. bu konuda fazlasıyla iyidir. genelde tüm gollam kentini, özel de batman ve harvey dent’i (süperego ve ego) ahlaki ikilemlerle karşı karşıya bırakabilir. bu yetenek süperego’nun (batman) karşısında onu bir adım öne çıkarır. o sadece salt keyif kaygısı güden içgüdüleri tatmin etmeye uğraşan bir id değil, kendini engelleyecek olanı alt etmesini de bilen bir mephistopheles’dir. süperego’nun tüm dayatmalarının (iyi) köküne kibrit suyu dökebilecek bir yeteneği vardır.

    mükemmel id’in bir artısı daha vardır, freud’un id’inde olduğu gibi hipnoz yada nevrotik semptomlar yoluyla kendisini ortaya çıkarmak mümkün değildir. kurulduğu koşullar sürekli değişkendir, neden bunları yaptığına dair hikayesi (gerekçesi) her zaman farklıdır. onu bu şeyleri yapmaya iten bilinç altındaki güdü sürekli değişkendir. birinde yüzüne yapılanlardan (yaralar) dolayı babasını suçlarken, bir diğerinde bunları yüzüne kendisinin yaptığını buna rağmen karısının kendisini terkettiğini anlatır (hikayeyi bir de süperego’ya anlatmaya çalışır, ama o bunu dinlemez). bilinçaltına inilen bu iki seansta karşılaşılan koşullar bütünüyle farklıdır. o halde mükemmel id, (joker), tanımlanamadığı için öngörülemez olandır. neden öngörülemez olduğunu da şu cümlelerle açıklar: “plan yapan birine benziyor muyum? ne olduğumu biliyor musun? arabaları kovalayan bir köpeğim. arabayı yakalasam ne yapacağımı bilemem. anladın mı? sadece yaparım. (plan yapanlara) bir şeyleri kontrol etmeye çalışmanın zavallılığını gösteriyorum.”

    batman = süperego;

    freud süperogo’yu id’de gelen emirleri engelleyen otoriter bir şey olarak tanımlar, baba figürünün uzantısı olan herşey (din, okul vs.) süperego rolünü üstlenir. yapılması gerekeni söyleyen sestir. yardımcısı alfred’in batman tanımlaması tam da bu süperego tanımının değişik açıdan yenide yapılmış versiyonudur: “dayanın, efendi wayne. dayanın. bunun için sizden nefret edecekler ama batman’in gerçek amacı bu. o dışlanabilir. kimsenin apamayacağı tercihler yapabilir. doğru tercihleri”. batman doğrunun ne olduğunu bilendir, ve üstelik doğrunun ne olduğunu buyurmak zorunda olan da.

    id’den bağımsız süperego’nun bu doğru/ları, batman’ı joker’in ötekisi haline getirir. fakat bu ötekilik ortadan kaldırılması gereken bir ötekilik değil, karşısında olanı anlamlı kılan bir ötekiliktir. joker’in batman’a seslenişi manidardır: “sensiz ne yaparım ben? gidip mafyayı mı soyayım? hayır. hayır. hayır, sen beni tamamlıyorsun.” bunların rolü birbirlerini ortadan kaldırmak değil, ego üzerinde hangisinin kontrolü ele geçireceği mücadelesidir. bu yüzden batman ve joker sürekli savaş halindedir, birbirlerini ortadan kaldırmayacak bir savaş halinde. joker ve batman’ın bir çok kez muhatabını öldürme imkanı bulmalarına rağmen, öldürmemelerinin nedeni budur.

    [eklemek gerekir; süperego'nun id karşısındaki zayıflığı en büyük anlam kaynağı olan kapitalizm'e id'in verdiği tepkidir. alfred'in batman'a neden joker'i (kolayca) alt edemediğini anlattığı sahne bunun üzerine kuruludur: "bazı insanlar para gibi mantıklı şeylerin peşinde değildir. satın almak, korkutmak, anlaşmak ya da pazarlık etmek mümkün değildir". joker, süperego'nun elindeki en büyük düzenleyici güce yani kapitalizm'e asla ayak uydurmayan biridir. para onun için ucuzluktan başka bir şey değilir, tek derdi hayalini gördüğü dünyayı gerçekleştirmektir: "batman'siz bir dünyanın hayalini gördüm". süperego'nun ortadan kaldırıldığı, yukarıdan emirlerin gelmediği bir dünyanın hayali içindedir, bu anlamda kapitalizmin ötekisi bütün anlam dayatmalarını baştan savan anaşizmle dirsek temasındaki katıksız bir sosyalizm'dir joker. ve bunları kapitalizmin tüm yasaları/kurumları batman'in yanında olmasına rağmen yapar.]

    harvey dent = ego;

    yine freud’un tanımına göre ego, “id’in dış dünyanın direkt etkileriyle şekillendirilen bir parçasıdır. o aklı ve sağduyuyu temsil eder … id ile olan ilişkisinde atın üzerindeki bir adam gibidir, atın üstün gücünü kontrol altında tutmak zorunda olan.” freud devam eder, ego, id ve süperego arasındaki dengeyi sağlamaya çabalar. harvey dent’in batman’a yaklaşımı bu yüzden joker’e olan yaklaşımından çok farklı değildir, batman’in yasalar dışında hareket etmesinden pek hoşnut olmaz.

    fakat burada asıl önemli olan, id ve süperego’nun mücadelelerini ego’yu ele geçirmek üzerine yapmalarıdır. ego ikisine de dirense, çabalarını bunları dengelemek üzerine inşa etse de bu ikisi arasındaki mücadele süreklidir. batman, harvey dent’i kendi mirasçısı olarak görürken, joker onun kendinin kanıtı olabileceğini düşünür. bu mücadelede joker’in elinde muazzam bir bilgi vardır: “insanı öldürmeyen şey (acı) tuhaflaştırır”. bunu harvey dent’in üzerine uyguladığında, ona en büyük acıyı tattırıp buradan sağ çıkmasını sağladığında, harvey dent tuhaflaşmıştır. batman’in kontrolünden çıkmış bütünüyle id’in temsilcisi haline gelmiştir.

    peki neden joker kazanır (bu muzzam bilgi neden işe yarar), bunu da harvey dent batman’la konuşmasında dillendiriyor: “çarpık zamanlarda, düzgün insanlar olabileceğimizi sandın, ama yanıldın” joker’i mükemmel id yapan çarpık zamanlardır (çığrından çıkmış zamanlar)

    --- spoiler ---

  • askerlik görevimi yaptığım sırada korucular da askerlerle birlikte operasyonlara katılıyordu. bir görevin minimum süresi 1 hafta sürüyordu. kendi birliğimizden, üs bölgesine yaya intikal ve üs bölgesinde 1 hafta kalınıyor, sonra tekrar yaya dönülüyordu. bazen tim değişimi olmuyordu. aynı tim 1 hafta daha aynı yerde görev yapacak deniyordu. işte o görev uzadığı zaman korucular kalmak istemiyordu. neden mi? evet, tim komutanı sordu nedenini. adamın cevabı zerre kadar çarpıtmadan yazıyorum; “komutanım ben şimdi dönmezsem benim karıyı *ikerler.” bak aynen bu cümle.

    nasıl lan? nasıl böyle bir şey olabilir? ve nasıl bunu bu kadar normal bir durum gibi söyleyebilirsin? adam resmen bunu söyledi. yani fırsatını buldun mu, tuttuğunu *iktiğin bir ortam. kimin kim olduğunun bir önemi yok. nasıl bir insanlık lan bu?

    sonra bu adamlar büyük şehirlere göçtüğünde sokakta el ele yürüyen iki sevgiliyi görünce kıyameti koparıyor, modern kıyafetler giyen kadınlara *rospu diyor, saçını uzatan erkeğe *bne diyor. öyle de iki yüzlü bir durum var.