hesabın var mı? giriş yap

  • üst edit : #108737415 bu arkadaş gibi bütün gün duvarı izlesen bile beyin aynı kaloriyi yakar şeklinde düşünenleriniz varsa lütfen öncesinde şu makalenin birinci kısmına birkaç saniye göz atınız.

    birisi size sadece oturarak, maraton koşan bir atletten daha fazla kalori yakabileceğinizi söyleseydi ne düşünürdünüz?

    satrançla ilgilenen birçok kişi 1984 dünya şampiyonluğu maçında karpov’un, 2000 yılında vladimir kramnik’in turnuva sonrası kaybettiği kilolardan haberdardır. aynı şekilde birçok satranç sporcusunun fit ve zinde gözüktükleri de dikkatlerini çekmiştir. peki gerçekten sadece düşünerek sağlıklı bir şekilde fazla kilolardan kurtulmak mümkün mü? gelin birlikte inceleyim.

    insan beyni, vücudun %2-2.5’uğunu kaplamasına rağmen harcadığı enerji %20-25’leri bulmaktadır. (duke üniversitesi evrimsel antropoloji profesörü doug boyer’in yaptığı araştırmalara göre bu oran çocukluk yıllarında %60’lara kadar yükselebilmektedir). nasıl, bir arabanın gitmesi için benzine ihtiyaç varsa, beynin de yüksek performansla çalışması için glikoza ihtiyacı vardır. bu sebeple beyin fazla çalıştığı aktivitelerde kısa bir süre içerisinde kandaki şekeri yani glikozu tüketir. dolayısıyla yeni bir enerji birimine ihtiyaç duyar. bu enerji açığını da depolanmış yağları yakarak elde eder. yani ortalama bir satranç oyununda yakılan kalori, koşan atletin yaktığı kaloriden çok daha fazla olabilir.

    o halde sürekli hamburger-tatlı yerim, bir şeyler düşüne düşüne yakarım?

    maalesef bu mümkün değildir. beyin, kalıpların dışına çıktığında fazla enerji harcar. evde oturarak tüm gün anılarınızı düşünmeniz beyni zorlamaz. zorlanmayan beyin de yüksek kaloriler harcamaz. yüksek kalori harcamanın sırrı: beyni daha önceden aşina olmadığı bir konuya yönlendirip oradaki problemi çözmesini beklemektir. örneğin: gitar çalmayı yeni öğreneceğinizi varsayalım. normalin dışında olan bu davranışta; beyin nöronlar arası yeni sinapslar oluşturacağı için harcadığı enerji miktarı da aynı oranda yüksek olacaktır. fakat bir süre sonra gitar çalma davranışına tolerans sağlayan beyin gitar çalmayı ‘’normal’’ kabul edip psiko-motor davranışlara dahil edecektir. bu da yüksek kalori yakımını durduracaktır.

    satrancın diğerlerinden farkı nedir?

    satranç oyununda her iki oyuncu birer hamle yaptıktan sonra tahtada 400, iki hamleden sonra 72.084, üç hamleden sonra 9.000.000, dört hamleden sonra 288.000.000.000, alternatif hamle vardır. haliyle her zaman bilinmeyen, beynin adaptasyon sağlamadığı pozisyonlar mevcuttur. siz ‘’ben, bütün taşlarımı rakibin şahına yakın olarak konumlandırsam ve piyonlarla saldırıya geçsem. hayır, saldırırken geride çok zayıflık bırakıyorum o da benim atımı alabilir’’ şeklinde düşünürken beyniniz bu esnada yüksek performansta çalışarak yağ yakımını gerçekleştirir.

    bununla ilgili bilimsel çalışmalar mevcut mu?

    2009 yılında sinir bilim profesörü robert sapolsky, yaptığı araştırmalar sonucu üst düzey bir satranç oyuncusunun günde 6.000 kalori yakabileceğini iddia etmiş, 2004 yılı dünya şampiyonu olan özbek büyük usta rustam kasımdzhanov’un turnuva bitiminde verdiği 7 kiloyu örnek olarak göstermiştir. araştırmaya ek yıllar sonra durumun gerçekliğini merak eden amerika merkezli bir şirket ekim 2018’de satranç turnuvası esnasında yapılan ölçümlerde 21 yaşındaki rus büyük usta mikhail antipov’un 2 saat boyunca 560 kalori harcadığını tespit etmiştir. bu kalori ise dünyanın en iyi tenisçilerinden biri olan maria sharapova’nın 1 saat tenis oynarken harcadığı enerjiye ya da aynı yaşlardaki bir erkek atletin 10.8 kilometrelik bir hızla 55 dakika koşması sonucu yakacağı kaloriye eşittir!

    özetle; satranç oynayarak hem beyninizi geliştirebilir hem de sağlıklı bir şekilde fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz.

    yazıyı referanslarıyla birlikte görsellerin de dahil olduğu bir şekilde okumak isteyenler için :

    (bkz: https://www.chessinside.com/satranc-ve-kilo-verme/)

    edit : makalede yazdığım veriler entertainment and sports programming network'un şu makalesinden alınmıştır.

    #108674653 burada dikkat edilmesi gereken nokta bir büyük ustanın, büyükusta olana kadar ortalama on bin saatini satranç çalışmaya ayırması olmasıdır. haliyle bu kadar emek gösteren kişi elbette bir takım açılışları ezbere bilecek rahat rahat oynayacaktır. bildiği pozisyonlarda beyin güvenli modda çalıştığı için zaten bahsedilen kalori yakımı gerçekleşmez.

    antipov 560 kalori kalorinin nasıl yakıldığının hesaplanması ise maç esnasında anlık olarak takip edebilen teknolojik cihazlarla sağlanır. aynı şekilde bu cihazlarla bir satranç oyuncusunun nerede ne kadar çok kalori harcadığı da saptanabilir. (merak edenler için; açılışa hakim oyuncu bildiği kısımları oynarken başlangıçta rahattır çok efor sarfetmez. bilmediği bir hamleyle karşılaştığında ise bilinmezlik heyecanı beraberinde getirir. heyecan, stres, keşmekeşlik durumları da en çok oyun ortasında gerçekleştiği için buradan ''genel olarak'' oyun ortasında daha çok kalori harcanır çıkarımı yapabiliriz. )

    bonus : (bkz: https://www.youtube.com/…&feature=youtu.be&t=09m06s)

    ( ve bütün bilimsel çalışmalar inandırıcılığını kaybeder...)

  • 44 senelik ömrümde tatil denen şeyi yazlık ve ufak pansiyon/motellerde kalıp gittiğimiz bölgeyi/çevresini çılgınlar gibi dolaşmak, denize girmek, dağ tepe bayır gezmek, mağara ve tarihi eser görmek olarak algıladım. bu şekilde yaşadım ve yaşattırttım tatilleri.

    sonra bu yaz bir gün, yine havlu asarken (yazlıktaydık ve ben bir mağara gezisi artı denize girme işinden dönmüştüm); havlu asmaktan nefret ettiğime karar verdim. o havluların sorumluluğunu çok uzun süre almıştım. havlulardan gına gelmişti.

    her şey dahil içine ne dahil umrumda bile olmayan, ancak plaja giderken havlu verildiği söylenen, deniz kenarında manasızca “şimdi gidip havluları asmak lazım” diye düşünmeyeceğim o tatili aldım sonunda.

    annemin bir gün yazlıkta elindeki tavayı fırlatıp “yeter ya yemek yapmak mı tatil?” dediği yaşlara geldim sanırım. zaten ülkede görmediğim mağara da kalmadı gibi….

  • mitolojik hikayelerdeki, masallardaki ve fantastik holywood filmlerindeki her karakterin aslında ana karakterin farklı kişilikleri olduğunu iddia eden kitaptır. bu yüzden ismi the hero with a thousand faces'tir. yani yüzüklerin efendisi'ndeki gollumdan gandalfa bütün karakterler aslında ana kahraman olan frodo'nun zihnindeki farklı arketiplerdir. bütün hikaye ise frodo'nun içdünyasında yaptığı savaştır. bu görüşe verilebilecek en güzel örneklerden birisi kesinlikle fight clubtır.

  • hoş bir ifadedir. akp'ye karşı chp ike birleşmeye yanaşmayıp akp'nin ekmeğine yağ süren mhp'ye gerekli lafların söylenmesidir.

    "millet yüzde 60 oy alan partilere bir mesaj, bir sorumluluk, görev verdi. biz chp olarak bu mesajı aldık. ancak muhalefetteki diğer siyasi partilerin de bunu alıp değerlendirmesi gerekir. 'alayına karşıyız' tavrıyla türkiye bir yere varamaz. makul bir süre için makul ve sağlam bir protokolle akp tahribatını giderecek, bir restorasyon dönemi için bir araya gelebilmeliyiz."

    http://m.t24.com.tr/…ir-araya-gelebilmeliyiz,299624