ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
al capone
-
"her akşam yatmadan önce tanri' ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. bir gün tanri'nin çalişma tarzinin bu olmadiğini anladim. ertesi gün gittim ve kendime yeni bir bisiklet çaldim ve her akşam yatmadan önce tanri'ya günahlarimi affetmesi için dua ettim".
al capone...
d&r
-
--- spoiler ---
-sahne 1-
d&r internet sitesinde belirli video oyunlara 29 lira fiyat koyduğu kampanyayı duyurur.
-sahne 2-
oyundan/oyunlardan son tüketici birer tane sipariş eder. öte yandan kurnaz spotçu 50 tane sipariş etmektedir.
-sahne 3-
50 kişiye birer tane oyun yollamanın, bir kişiye 50 tane oyun yollamaktan daha pahalıya patlayacağını anlayan d&r ürünlerin faturalanmasını adet sayısı çok siparişten aza göre sıralar ve neredeyse tek kutu sipariş eden tüm müşterilerin siparişini iptal eder.
-sahne 4-
d&r gelen tepkiler üzerine "kusura bakmayın stokta olmayan ürününün beş gün boyunca kampanyasını yapmışız da biz. ama zaten hiç kimseye göndermedik." diye masal okurken öte yandan çeşitli ikinci el sitelerinde spotçular aldıkları ürünleri 75 liradan satışa koymaktadır.
-son-
işte az gelişmiş ülkelerde ticaret ahlakının ırzına böyle geçilir.
herkese iyi seyirler.
--- spoiler ---
titanic'in batma sebebi
-
sünek malzemeler düşük sıcaklıkta gevrekleşir ve kopma yarılma gibi olaylar yaşanır. bu sıcaklığa geçiş sıcaklığı denir.
çelik ne kadar dayanıklı olsada dönemin koşulları gereği bir takım testler yapılamamış ve çarpmanın etkisiyle oluşan 100 metrelik çizikte yer yer yarıklar oluşmuştur.
yarıklardan okyanus suyu çok büyük kütlesel bir debi (birim zamanda akan miktarı) ile geminin alt kısımlarına dolmaya başlamıştır.
geminin tasarımında buna da çözüm vardır, su ile dolan bölgedeki kapılar kapanırsa güvenli şekilde yola yola devam edilebilirdi ancak kapıların geç kapanması ve çelik kapılardaki perçinlerin esneme payı ihmal edildiğinden fazla basınca dayanamayarak onlarda kopmuştur.
artık geminin ön alt kısmının büyük bölümü su ile doludur.
ön taraf batmaya başlamış devasa pervaneler su yüzeyine çıkmıştır.
meydana gelen çok büyük iç gerilmeler geminin ortadan ikiye bölünmesine yol açmış ve geminin batışı 3.5 saate yakın sürmüştür.
bana eşiniz gibi günde 50 kişi yazıyor
-
olaydaki 3 kişi de birbirinden vahim durumda diye düşünüyorum.
mars'ta bulunan tabut
-
mars'ta hayat olmadığını gösterir.
koç holding
-
yahu dedim neymiş bir bakayım. holdingin kurulduğu tarih 1926, bir dünya savaşı, iki askeri darbe, bir düzine kriz, bi dünya hükümet eskitmiş. ülkenin en stratejik kurumlarını elinde tutuyor, fortune 500'teki tek türk şirketi, ülkenin açık arayla en büyük sanayii şirketlerine sahip, her yıl ihracata çok ciddi katkıları olan bir topluluk bu. sen çıkıp diyorsun ki iki tane imam hatipli, koca koç'u bitirecek. maklubeyi fazla yiyince sanıyorum ki insan böyle kendini dev aynasında görüveriyor.
dünyaca bilinen kaç firmamız var diyenler pek gezmedi sanırım, zira ben ingiliz arkadaşımın evinin mutfağında çekilen fotoğrafta arkada 'beko' yazısını gördüğümde dudağım uçuklamıştı nedense. var işte, biliniyor, çatır çatır satıyor da. (ingiltere'de pazar payı %16, toplam üretimin %51'i ihracata gidiyor)
inşaat üzerine çalışmak kolay. koyarsın sermayeyi, alavere dalavereyle alırsın ihaleyi, çalıştırırsın işçiyi, yaparsın. uzan holding buydu, fişini çektiler. medya karteli olmaya oynayan doğan biraz kenara sıkışınca çark etti, e medya, altı boş, ne yaparsın? ama iş kurulu sanayii gücüne gelirse, ihracat gücüne gelirse, işte o biraz sıkar, öyle iki laf edip ortalığı alt üst etmeye benzemez. bu adamların kurduğu herhangi bir sanayii ekosistemini öyle iki kuruşa, çakma ihaleyle, maklubeci imam hatiplilerle kolay kolay kuramazsınız.
özet olarak, büyük sermaye sahiplerine öyle inanılmaz ayılıp bayılmasam da, ülkemizin eski doğu bloku ülkelerindeki mafyöz hükümetlerin yolundan gidip 'bakın denetimde illa ki bir şeyler buluruz, üzeriz, akıllı olun' mesajı vermesi korkunç, ve medeni bir ülke olmayı planlayan türkiye'mize yakıştıramadığım bir hareket. en kısa zamanda ilgililerin akıllarını başlarına alacaklarını umut ediyorum.
ekleme: off ne salaksınız ya. yok maaş alıyomuşuz, yok nemalanıyormuşuz. koç umrumda değil, sermaye sahiplerine bayılmadığımı da söyledim. koç'u savunduğumuz falan da yok, yolsuzluğu vardır çıkar eder incelenir ilk biz karşısında dururuz yine. hükümetin, kafasına göre birilerini 'karşısına alıp' bitirme tribine girmesine karşılık yazılmıştır bu entry, anladın? kiminle oyun oynadığını bil diye yazılmıştır. hüloğ.
kız arkadaşa taksi pahalı otobüse binelim demek
-
bunu diyemeyeceğiniz kızla evlenmeyin. benden demesi...
6 ay 6 bin km'ye uymama cezasının 8400 tl olması
-
cezayı da arabanın fiyatına eklerler. 8400 lira ceza caydırıcı değil.
zorunlu edit: caydırıcılık adı altında gizli ek vergilendirmedir.
norveç'te karda montsuz kalan çocuk
-
"bize geldiğinde zaten montsuzdu..."
(aile ve sosyal politikalar bakanlığı)
wesley sneijder
-
bu adam varken serbest vuruşlarda topun başına geçen burak yılmaz kadar özgüvenim olsaydı hayat ne güzel olurdu.
mustafa yumlu'nun yaptığı muhteşem defans
-
trabzonsporun ikinici yarıdaki yükselişinin açık seçik ifadesidir.
evlenilecek kızın smeg beyaz eşya istemesi
-
gün geçmiyor ki ekşi sözlük fakirliğimizi yüzümüze yüzümüze vurmasın.
lan ben markayı şimdi duydum, millet ev düzerken bu olsun diyormuş.
merak edip websitesini inceledim, “technology with style” sloganları var. italyan tasarımı olunca pahalı sanırım, fiyat listesi bile yok.
edit:
merak edenler için amme hizmeti
dg narenciye sıkacağı 6.750 tl
dg su ısıtıcı kettle 6.750 tl
dg ekmek kızartma makinesi 8.750 tl
hamur karıştırma makinesi 9.250 tl
düşünün daha küçük ev aletleri bunlar.
x dg retro mavi buzdolabı 89.950 tl
fakir kardeşlerim için ek bilgi:
dg = dolce&gabbana