ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şeytanın yandaşlık yerine onurlu olmayı seçmesi
-
semavi dinlerin anlattığı hikayelere göre iblis, allah'ın ademi herhangi bir açıklama yapmadan yaratmasına içerleyip, ona secde etmeyerek dik duruş sergilediği için makamdan kovulmuş. makamdaki diğer melekler:
''aman iblisciğim, ne yapıyorsun? kendine gel'' diyerek arabuluculuk etmeye çalışsa da iblis geri dönmemiş yolundan:
''kardeşim, biz zaten gerekli donanıma sahip değil miyiz? bir de bizden alt kapasitede yeni bir mahluk çıkarıp ona biat etmemiz niye isteniyor?'' diye çıkışınca melekler de: ''doğru lan'' deyip allah'a ufaktan itiraz sesi yükseltirler: ''yeryüzünde kan döküp, bozgunculuk yapacak birilerini mi yaratıyorsun?'' (bakara 30.)
allah yine açıklama yapmaz: ''siz bilmezsiniz, ben bilirim.''
melekler sus pus...ama bu sayede ödüllerini alırlar, konumlarını korurlar.
iblis ise bu durumu kabullenmeyen tek varlık olarak pılısını pırtısını toplayıp kendi yoluna gider. dik duruşunun bedelini, allah makamındaki ayrıcalıklı konumunu bırakarak öder. kimse de ''helal olsun be, adamın bir duruşu var. sorguluyor en azından'' deyip tebrik etmez, tam üstüne ''lanet olsun iblise, o şerefsizin önde gidenidir'' diye arkasından konuşulur.
sorgulamanın, onurlu olup dik durmanın bedeli şeytan olmakmış meğer. dinler de bunu marifet gibi anlatıp durmuş binlerce yıldır.
1995 yılında doğan efsanevi nesil
-
şu an üyelerinden birine çok ihtiyaç duyduğum nesil.
sigaram bitiyor, birinin sigara almaya gitmesi lazım.
not: kadayıfım.
sabah insanları
-
ne kadar ileri gidebileceklerini merak ediyorum. sabah erken kalkıp, işe gitmeden biraz tenis oynayan, sonra duşunu alan insanlar var. o arada fırınlar da açılmış oluyor (!) taze ekmekle kahvaltısını ediyor, kahvaltı sonrası biraz gazete keyfi, sonra iş. ve bunu yapanlar öle ne yaptığını bilmeyen insanlar değil. misal, ne kadar ölçüdür bilmiyorum ama, aralarında ünlü holdinglerin üst düzey yöneticileri de var.
yanlış anlamayın, yargılamıyorum, her konuda kendimi kaynak eser zannetmiyorum. ama iddiam odur ki bu kadarı artık sabah insanı olmak falan değil. ne sabahı yahu? hangi sabah? bir önceki günün insanı bunlar.
depresyon
-
ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)
sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan erkek arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?
işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?
bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya.
metrobüs
-
is cikis saati zincirlikuyu'dan metrobuse binmeye calismamis kisilerin nankorluk yapiyosunuz dedigi hede.
lan erkek halimle uc cocuk dogurdum metrobus sayesinde. devlet de yardim etmiyor. cocuklarin babalarini bile tanimiyorum amk.
türkiye ve iran'ın yer alacağı yeni sscb
-
(bkz: haydi gel lenin'le ol)
getir'in röportaj veren kuryeyi işten çıkarması
-
bye bye getir.
bir daha bizim eve getir-me.
kız arkadaşı ile yürürken dayak yiyen genç
-
dün yaşanmış olmasına (23 haziran 2014) rağmen hala sözlükte bıkmadan usanmadan internet bağlatmışsın kardeş esprisi kasmaya çalışanları gördüğümüz olay. bitmediniz la.
yakuzanın pkklılara saldırması
-
yakuzaların japonya’da etnik bölücü pkk’lı teröristlere karşı sokaklara inerek karşılık vermesi durumu. elleriniz dert görmesin kardeşlerim .
link
sevilen şiirin en vurucu cümlesi
-
"biliyorum sana giden yollar kapalı
üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni"
(bkz: cemal süreya)
edit : imla