hesabın var mı? giriş yap

  • -ciddi kol ve bacak yaralanmalarında kanamayı azaltmak ve durdurmak için yara üzerinde baskı sağlamanızı sağlar (yaranın konumuna göre, yukarısından bağlamayı ve arada gevşetmeyi unutmayın. (bkz: turnike))
    -saldıran sokak köpeklerine karşı kendinizi korumanızı sağlar (parlak metal tokalısı x2 point alır ki, onları korkutmak için hayvanlara vurmak zorunda değilsiniz)
    -her hangi bir kırılma durumunda kemiğinizi desteğe sabitlemenizi sağlar.
    -koli ambalajlamada ve taşımada kullanılabilir (aşti'ye bırakırken kız arkadaşınıza hava yapabilirsiniz)
    -kemer tokası, saat ve rozetten sonra en dikkat çekici erkek aksesuarıdır.
    -yakın dövüş silahı olarak kullanılabilir (sadece silahsız ve/veya bıçaklı saldırganlara karşı işe yarar)
    -saldırganı etkisiz hale getirdikten sonra plastik kelepçe yerine kullanabilirsiniz (sentetik materyal deri olandan daha avantajlıdır)
    -saldırganın nefesini kesmek için kullanabilirsiniz (nefsi müdafaada, saldırganı boğarak öldürmek pek tavsiye/tercih edilen bir durum değildir)
    -tasması koparsa köpeğinizi kontrol etmek için tasma olarak kullanabilir, uygun cinslerde ağzını havlamaması veya ısırmaması için bağlayabilirsiniz.

    kürdanla adam öldürme tekniklerinin geliştirilmiş olduğu bir dünyada yaşadığınızı düşünürseniz; kemer taşımak, isviçre çakısı taşımak gibidir.

    edit: tümünü olmasa da, kemerle yapabildiğiniz çoğu şeyi sentetik ham maddeden yapılmış kravatla da yapabilirsiniz; tabi ki hiçbir kravatın bir kemer kadar dayanıklı olamayacağını unutmadan.

  • askerlik görevimi yaptığım sırada korucular da askerlerle birlikte operasyonlara katılıyordu. bir görevin minimum süresi 1 hafta sürüyordu. kendi birliğimizden, üs bölgesine yaya intikal ve üs bölgesinde 1 hafta kalınıyor, sonra tekrar yaya dönülüyordu. bazen tim değişimi olmuyordu. aynı tim 1 hafta daha aynı yerde görev yapacak deniyordu. işte o görev uzadığı zaman korucular kalmak istemiyordu. neden mi? evet, tim komutanı sordu nedenini. adamın cevabı zerre kadar çarpıtmadan yazıyorum; “komutanım ben şimdi dönmezsem benim karıyı *ikerler.” bak aynen bu cümle.

    nasıl lan? nasıl böyle bir şey olabilir? ve nasıl bunu bu kadar normal bir durum gibi söyleyebilirsin? adam resmen bunu söyledi. yani fırsatını buldun mu, tuttuğunu *iktiğin bir ortam. kimin kim olduğunun bir önemi yok. nasıl bir insanlık lan bu?

    sonra bu adamlar büyük şehirlere göçtüğünde sokakta el ele yürüyen iki sevgiliyi görünce kıyameti koparıyor, modern kıyafetler giyen kadınlara *rospu diyor, saçını uzatan erkeğe *bne diyor. öyle de iki yüzlü bir durum var.

  • boyu 20 metreye kadar olabilen, tüm okyanuslarda ve akdenizde yaşayan bir balina türü. türkiye kıyılarında da görülmüştür haliyle. kaşalot adıyla da bilinir.

    oldukça ünlü bir balina türüdür. bunun sebebi insanlar tarafından yağları için senelerce avlanmış olmasıdır. balina yağı özellikle meşale, lamba ile aydınlanmak için kullanılıyordu. uzun uzun yanan bir yağdı. ayrıca tek bir avda yüzlerce kilo yağ elde ediliyordu. bu dönem balina nüfusunun ciddi oranda düştüğü dönemdi. günümüze yaklaştıkça aydınlatma olanaklarının değişmesiyle balina yağı da popülerliğini yitirdi.

    parfüm yapımında kullanılan amber adlı ürün ispermeçet balinasının midesinde oluşur. amber, balinanın yuttuğu mürekkep balıklarının bağırsak çeperini etkilemesiyle salgılanan bir maddedir. parfümeri sektörü için nadir bulunan çok kıymetli bir maddedir.

    bir diğer önemi çok derin sulara dalabilmeleridir. derin sularda yaşayan dev kalamar, dev mürekkep balığı adıyla bildiğimiz canlıların varlıklarına uzun zaman kanıt teşkil ettiler. balinaların derisinde bulunan vantuz izlerinin çapı hesaplanarak derin sularda yaşayan, boyu 20 metreye ulaşan dev kalamarların olduğu tahmin edildi. çünkü bu izleri yapabilecek bilinen bir kalamar türü yoktu. yıllarca sadece tahmin edilerek, şehir efsanesi kıvamında kaldılar ancak günümüzde özellikle japonların araştırmaları bu canlıların varlığını da görüntülü olarak kanıtladı.

    4 metrelik bir örneği

    vantuz izleri

    balina vs kalamar çizimi

  • benim bu.
    ancak tipine göre. eğer kanımın kaynadığı bir tipse kati suretle almam, tipini beğenmediysem de sağır, dilsiz taklidi yapar basmam.
    geçen bir amca gördüm seve seve bastım akbili, parasını vermeye kalktı amca dedim sana da bir metro ısmarlayamayacaksak, güldü ben de güldüm. güzel şeyler bunlar, vatandaşlık duyguları uyandırdı bende tabii sonra geçti.

  • bankamatikte işlem yapamayan, internet'ten fatura ödeyemeyen, sıra numarası almaktan aciz insanların kullanımına sunulması beklenecek ya, cihazın en komik yanı bu.

    sen veznedarı, bakkalı, 09.00-17.00 çay içen memuru sistemden atamadın, doktorluk yapabilen cihaz senin neyine hırt?