hesabın var mı? giriş yap

  • tebliğlerini(?) yaptıktan sonra en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine döneceklerdir

    fakat

    bir cuma namazı çıkışı cami önünde "allah yok, din yalan, yüzyıllardır kandırılıyorsunuz." diye tebliğ(?) yapmak isteyen birinin akıbeti ne olur? en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine mi döner yoksa kafası vücudundan mı ayrılır?

  • doğru kelamdır. zira iyi ahlakını alabilseydik;

    *hızlı tren kazasından sonra birilerinin istifa etmesi gerekirdi,
    *seçmene "lan", "ananı da al git" diyenlerin özür dilemesi gerekirdi,
    *sırf bakanın oğlunun ithal ettiği ürünlere vergi indirimi geldiğinde medya çarşaf çarşaf yazar, bakan da istifa ederdi,
    *başbakan'ın oğlu "gemicik" alamazdı,
    *başbakanın damadının genel müdür olduğu şirket devlet ihalesine girmeye cesaret edemezdi
    (8 yıl sonra edit: bu damat enerji bakanı oldu*)
    (12 yıl sonra edit: maalesef damat şu an hazine ve maliye bakanı(!). tünelin ucu bombok bir yere çıktı. inşallah başka editlerde görüşmeyiz. )
    (13 yıl sonra eyvah eyvah editi: adam instagramdan istifa edip ortadan kayboldu. çok ilginç şeyler oluyor. )
    .
    .
    .
    bakıyorum da oldukça ahlaklı(!)ymışız.
    (bkz: şükür yarabbi)

  • aslında dot com balonu 2008 finansal krizinin temelini oluşturur. olay şöyle gerçekleşir, dot com balonu batladıktan sonra o zaman ki fed başkanı alan greenspan krizin önlenmesi için faiz oranlarını düşürmeye başladı. uzun vadeli faiz oranları düşünce konut fiyatları 2001-2006 yılları arasında %100' ün üzerinde bir artışa yol açtı. nedeni ise faiz oranlarının düşmesiyle kişilerin konuta ve dayanıklı tüketim malına olan talebin artması olabilir. lakin greenspan bu balonu farketti, 2004 yılında faiz oranlarını arttırmaya çalışsa da faiz oranları %1 oranında düştü. bu arada yapılan borç sözleşmelerini yatırım bankaları aldı, bunları binlerce parçaya bölerek türev araçları piyasaya sürdü. 2006' dan sonra konut fiyatları düştükten sonra insanlar borçlarını ödememeye başladılar çünkü borçlu oldukları miktar evlerinin değerinden daha büyüktü. sürecin geneli böyle, gerisini zaten biliyorsunuz. teğet geçmedi, deldi geçti.

  • benim bu. elimden geldiğince hesabı kasada öderim. hoşuma gitmiyor hesap istemek garsondan. 10 liralık hesaba "pardon hesap lütfen" mi dicem. dük müyüm ben aq? efendi gibi kasada hesabımı öderim bahşiş verceksem orda "üstü kalsın" der çeker giderim. şova gerek yok.