hesabın var mı? giriş yap

  • sinema sanatını seviyorsanız, karanlık salonda koskocaman ekranda yaratıcı zekaların hayallerinin gerçeğe dönüşmesini izlerken hayattan ve sıkıntılardan koptuğunuzu düşünüyorsanız, logan son yılların en etkileyici karakter temalı işlerinden birisi gerçekten. nefesimi tuttuğumu, boğazımın düğümlendiğini fark ettim bazı sahnelerde, o bitmez tükenmez otoyollarda logan ve kullandığı eski ford bronco kamyoneti görebilecekmişim gibi hissettirdi. gerçekten eski jenerasyonun iyi bildiği, yenilerin belki henüz tanışmadığı kült yapımlar vanishing point, easy rider, thelma & louise, django gibi filmlere bir saygı duruşu olmuş bir çok açıdan. yönetmen ve senaryo ekibinin kült filmler, yol filmleri ve distopik eserler külliyatını yalamış yutmuş olduğunu söylemek lazım. logan'da kaliteli western tarzından bilim-kurgunun üstatlarına uzanan geniş bir yelpazeye çok lezzetli selamlar yakalamak mümkün. hugh jackman bu filmde belki de hayatının işlerinden birine imza atmış. logan olarak kaybedeceğini çoktan anladığı bir savaşın içine gönüllü gönülsiz bir şekilde giren, beden olarak kaybedecek ama ruhunu temizleyeceği son bir yolculukta insanlığını, ruhun güzelliğini, çocukluğu, var olmanın ve hareket etmenin önemini son defa tecrübe eden bir karakter olarak ölümsüzleşiyor. film çok hızlı değil. derin, alt metinleri olan ve farklı bir super -anti- kahraman filmi. dediğim gibi bu filmin göndermeleri ve ruhen bile olsa selam çaktığı yapımlar için django, vanishing point, spagetti western'lar, easy rider, two lane black top gibi filmler sayılabilir. daha ötesi için ise (bkz: anti hero), (bkz: distopya), (bkz: yol filmi)

    --- spoiler ---

    filmin sonunu terminator 2'ye baya benzettim.
    --- spoiler ---

  • kirli pijamayla çıktığı astral seyahatte haklı sebeplerle içeri alınmayan bir yolcu. boyutlar arası tura çıkıyorsun adamakıllı giyinseydin ya! hiç mi 8. boyuttaki ihsan beylere saygın yok?

    eskiden 5. boyuta bile kravatla çıkılırmış azizim. şamanlar da bozdu kendini. hey gidi hey!

  • bankacilik sektörüne yeni bulastigim zamanlar, havuza dusen 80.000 tl’yi baskasinin hesabina gecmistim. bu yanlisligi farketmemiz 1 ayı buldu. cunku parayi gonderen sirket, paranın durumunu 1 ay sonra sordu bize. arastirdik, inceledik. karsi taraf parayi baska subeden cekmis, bir guzel yemis, kredileri kapatmis. ortada benim hatam, yani bankanin hatasi oldugu icin once subeye teftis gelecek, daha sonra sebepsiz zenginlesme davasi acilacakti. adami arayip epey korkuttum. dava acilir, hapse girersin, isten atilirsin bak vs diye. 1-2 hafta sonra baska bankadan kredi cekip getirmisti parayi.

    ta o zamandan beri öfkeliyim böyle uyanıklara. banka personeli hatasi olur, parayi gonderenin hatasi olur. yanlis gelen parayi, aninda cekip harcayan kisi benim gozumde dolandiricidir.

    simdilerde de ara sira musteriler benzer sikayetler ile geliyor. yanlis hesaba havale/eft yapmislar. karsi tarafin telefonunu istiyorlar ya da siz arayin diyorlar. kesinlikle ilgilenmiyorum. savciliga yonlendiriyorum. bankanin bu gibi durumlarda hicbir sorumlulugu yok cunku. karsi tarafin telefonunu vermek ya da aracı olmak bankayı suçlu yapar asıl.

  • 90’lı yıllarda emrah’ın seren serengil’le böyle bi filmi vardı. emrah motorsikletli çeteden zincirle dayak yiyordu. filmin sonunu hatırlamıyorum ama ben olsam gitmezdim sfjskjsksk

    edit: filmin adı yasak sokaklar.

    2. edit: başlık başa kalmış galiba.:/

  • evet atatürk havaalanından 15 temmuz günü sadece 3-5 km mesafe için 300 usd istemeleri de ne kadar ekmek peşinde olduklarının delili zaten

    edit: 28 hazirandaki işid havaalanı saldırısındada aynı işi yapmışlar idi,uyaran arkadaşlara teşekkürler