ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz
-
ne çok gülmüşümdür
keskin pençeleri olmadığı için
kendini iyi zanneden zayıflara.
nietzsche
insan doğasını ortaya koyan en güzel sözlerden birisidir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bu dizilerde valiz hazırlarken neden don ve çorap koymuyorlar? halbuki ne kadar önemli don ve çorap.."
tabi lan?
motorlu taşıtlar vergisinin 2018'de %40 artması
-
(bkz: hakan yavaş ciğerimi söktün)
satranç oynayan kişi insanların en yalancısıdır
-
nerde zeka geliştiren birşey varsa yasak amk. he he satranç oynayan cennete giremez.
edit: (bkz: mini eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
yaran olaylar
-
bir arkadaşımın yemek siparişi verirken belirttiği'' adana dürüm istiyorum, içinde sadece domates olsun.'' isteğini restorantın çok ciddiye alıp adanayı içine koymadan sadece lavaş içinde domates getirmesi.
kışı güzel kılan detaylar
-
en güzeli herkesin evinde ya da işinde olduğunu bilmektir.yazın mesaiyi bitirmeye çalışırken bir arkadaşının bodrumda check-in yapması gibi nakavt edici darbeleri kışta bulunmamaktadır.
ha bir de;
(bkz: karda yürürken çıkan ses)
telefonlarda ötv'nin yüzde 50'ye çıkartılması
-
oğlum ne boş bir şirket bunlar lan, iyisini becersen alırdı millet neden zorluyorsun. gider huawei'nin 1k'lık telefonunu alırlar yine senden almazlar. insan biraz oturup düşünür niye diye.
olsa bile vestelin satışlarını etkilemeyecek olan girişimdir.
türkiye'nin tüm ünlüleriyle fotoğraf çekilen çocuk
-
aklıma şu fıkrayı getiren durum
carlo italya'da bi fabrikada iscidir bi gun charles de gaulle fabrikayi ziyarete gelir. carlo'yu gorunce "carlo bu sen misin inanmiyorum!" der sarilirlar. degaulle beraber guzel anilarini anlatir gider. mudur cok sasirir "vay be" falan. bir kac ay sonra nixon ziyarete gelir carlo'yu gorunce "oo carlo!" der kucaklasirlar. fabrika muduru "yok artik carlo utanmasan papayi da taniyacaksin" der. carlo "taniyorum tabi" der. mudur inanmaz. "bu hafta sonu ayinde halkin arasinda bekleyin ben balkonda papanin yanina cikicam der". mudur gider halkin arasinda bekler. carlo papanin yaninda cikar. kalabaliga bir bakar mudur bayilmis yerde yatiyor. kosarak balkondan iner yanina gider etraftaiklere sorar "beni balkonda gorunce mi bayildi?" diye. ordan biri yanit verir: "yok arkadaki iki japon "bu bizim carlo da yanindaki takkeli kim?" deyince bayildi".
zaytung'un kemoterapi esprisi
-
durup durup zaytung'un esprilerine hislenen, ağlak duygusalları ortaya çıkaran espridir.
sloganı dürüst, tarafsız, ahlahsız haber olan bir yerden ne okumayı bekliyordunuz? okuma kardeşim adamların tarzlarını beğenmiyorsan. oturup sözlükte başlık açıp duyarlı vatandaş numarası yapmak niye?
çatır çatır gülümsediğimiz espridir. anlayamazsınız.
not: bir kanser hastası yakınıyım. dergiyi beraber okuduk ve güldük. zira, adamların mizah tarzlarını biliyoruz. biz alınmıyoruz, size ne oluyor?
balçiçek ilter
-
"ve biiiz linç edildik, enver"
değil mi, tüh tüh... linç edilmişler, çok üzücü doğrusu...
linç deyince aklıma geldi, zaten çıktığı hiç olmuyor da;
(bkz: ali ismail korkmaz)
türklerin ahlaksızlığa pratik zeka demesi
-
aynı şekilde, fatura kesmeyen ve dolayısıyla vergi ödemeyen, sürekli zarar ile seneyi kapatıp, asgari ücretli çalıştırıyor gösterip elden maaş veren, borçlarını ödemeyen veya geç ödeyen esnafın ticari kafası olması gibidir.