hesabın var mı? giriş yap

  • neden vuruluyor arkadaş bu hayvanlar? bir tane mantıklı açıklaması var mı? para için neden doğal ortamında yaşayan bir canlının ölümüne izin verilir? bu nasıl spor? bunlar nasıl insanlar?

  • tarihin kayda geçmiş ilk sabotaj kaynaklı yangınlarından birisi olan ve dönemin doğu roma imparatorluğu başkenti konstantinopolis'in kuzey batı bölgesini neredeyse haritadan silmiş felaket.

    4. haçlı seferi'nin hikayesi çoğunuzun malumudur. mısır'a doğru yola koyulmak isteyen ama parasızlıktan ve başsızlıktan ne yapacağını bilemeyip kendilerini venedik doçu henricus dandolo'nun adeta kucağına atmak zorunda kalan haçlılar, önce zadar limanını ve kentini yağmalayıp papa tarafından aforoz edilirler. ardından kutsal roma imparatorluğu içerisinde ve katolik bir ortamda yetişmiş aleksios angelos, kendilerine "gelin, beni doğu roma imparatoru yapın ben de sizi kutsal topraklara ulaştırayım" teklifini sununca soluğu konstantinopolis'in surlarında alırlar. dönemin imparatoru isaakios angelos ile kendisine dandolo önderliğinde haçlılar ve aleksios'un yaptığı teklifleri reddeder ve haçlılar kenti kuşatıp tahta aleksios'u çıkarmak için faaliyete başlar.

    17 temmuz 1203 sabahı haliç tarafından denizden ve galata'dan dolanarak karadan kentin en kuzeyindeki surlardan işgal çabalarına başlayan haçlılar, kentin bilhassa pyle eis pegas olarak bilinen ve günümüzde cibalikapı taraflarına tekabül eden kısmında imparatorluğun vareng muhafızlarıyla karşılaşınca neye uğradığını şaşırıp geri çekilmeye başlarlar. geri çekilirken takip edilip tamamen yok edilmemek için kuzey doğu yönünde ilerleyerek kentin günümüzde ayvansaray taraflarına tekabül eden kısmında bir yangın çıkarırlar.

    vakanüvis niketas koniates'e göre petri kapısından başlayıp cibalikapı'ya kadar olan kısımda rüzgarın da etkisiyle hızla büyüyen yangın kentin blahernai, defteron ve phanarion* bölgelerini kısa süre içerisinde tanınmaz hale getirmiştir. öte yandan; pammakaristos manastırı'nın* tam manasıyla bu bölgede fırtınanın gözü denebilecek bir konuma sahip olmasına rağmen etrafındaki neredeyse her şey yanarken sapasağlam ayakta kalması, dönemin konstantinopolis halkı tarafından ciddi bir mucize alameti olarak kıymet görmüştür.

    bir gün sonra sönen yangın, yaklaşık 1.5 kilometrekarelik bir alanı kül ederken kentin içerisinde 20 ilâ 30 bin kişinin evsiz kaldığı tahmin edilmektedir.

    kentin kuşatma süreci ise bu yangından sonra da devam etmiş olup 13 nisan 1204 tarihinde kent, haçlılar tarafından ele geçirilip adeta hunharca yağma edilmiştir. şehirde bu dönemde çıkan yangın ise temmuz 17 temmuz 1203 konstantinopolis yangını'ndan bile daha yakıcı ve yıkıcı olmuştur. ne var ki tarihin kayda geçmiş ilk sabotaj vakalarından olan temmuz 1203 yangını da ne yazık ki kente ciddi anlamda hasar vermiş ve haçlılar'ın "kenti ele geçiremiyorsak yakalım" stratejisini benimsemelerine yol açmıştır. bu da olacakların adeta bir habercisi olmuştur.

    ağustos 1203 ve nisan 1204 tarihli yangınlarla beraber, kentin aldığı hasarı coğrafi olarak özetleyen bir harita da mevcuttur.

  • emniyet genel müdürlüğünün türk halkını korumak yerine, ortadoğulu müslüman din kardeşlerimizi koruduğunu öğrendiğimiz açıklamadır.
    yazıklar olsun bu nasıl açıklama. hadi milliyetçi duyguları geçtim sizin hiç çocuğunuz yok mu?

  • ödeyenler keriz mi diyerek karşı çıkacağım kampanya. !!!

    şaka lan şaka, biz skildik bari siz ödemeyin aq. sonuna kadar destekliyorum :)

  • ülkenin girdiği ekonomik çıkmaz sonucunda, sıfır telefon almak artık lüks sayılıyor. bu durum ikinci el telefon piyasasını şuan şahlandırmış durumda.
    peki ikinci el telefon almak güvenli mi, ne kadar sağlıklı onu ele alalım ve alacak insanlara tavsiyelerde bulunalım.

    -öncelikle faturasının olması çok önemli. daha önce faturasız telefon aldığım ve çalıntı çıkması sonucu karakolluk olduğum ve telefonu iade etmek zorunda kalmışlığım var. faturasız telefon almayın. en çok duyacağınız bahanelerden biri; '' fatura, ev taşınırken kayboldu '' olacaktır, yedi göbek, aynı evde oturuyorlar inanmayın. sonra karakolluk olursunuz telefon da elden gider.

    ekranı, anakartı, arka kapağı gibi malzemeler, servis dışında değişmişse uzak durun. 1-5 ay arası kesin bir arıza meydana gelir. örneğin ekranın dokunmatiği kendiliğinden işlevsiz hale gelebilir, yada telefon kökten kapanabilir. asla orijinalinin yerini tutmaz. genelde; ucuz malzeme kullanılır ve tecrübesi insanların elinden geçer

    -darbe ve çizikli telefon almamaya dikkat edin. zira darbe almış telefon bir süreden sonra hata vermeye başlıyor. tabi burası biraz şans işi. ayrıca kozmetik olarak hoş durmaz. ( darbe ve çizikler çok ufaksa sorun olmaz )

    faturada ve telefondaki imei'leri mutlaka karşılaştırın. zira telefon yurtdışı, fatura da başka bir telefonun faturası olabilir. çok yaşadım bu durumu.

    - en önemli ayrıntıya gelelim; telefonu elinize aldığınızda beyaz bir ekran açın telefonda. ekranda leke, ölü piksel, darbe varsa kendini belli eder.

    - herhangi bir müzik açın, eğer ses cızırtılı geliyorsa; ya hoparlör patlamıştır ya da sıvı teması vardır.

    - sensör. konuşma yaparken ya da ekrana bakarken sensör otomatik olarak devreye girer. ama sorunlu telefonlarda bu durum sıklıkla yaşanmaz, ara sıra sensör devreye girer. hiç kod yada sisteme girmeyin. bunu anlamanın en basit yolu: birini arayın kulağınıza yakınlaştırıp-uzaklaştırın. uzaklaşınca ekran aydınlanıyor, yakınlaşınca sönüyorsa sorun yok. kısa yolu ise; birini arayın telefonu masanın üstüne koyun, sensörü elinizle kapatın, ekran kapanıyorsa ve elinizi çektiğinizde ekran açılıyorsa sorun yok demektir.

    - parmak izi okuyucu varsa telefonda, iki parmağınızı da okutmadan almayın telefonu. bazı telefonların parmak izi sorunlu olabilir. kesinlikle parmak izini deneyin.

    - yurtdışı telefon alıyorsanız; imei attırmayın. zira telefonun genetiği değişmiş gibi bir hal alıyor. bu da kullanışına ve batarya tüketimine etki ediyor. en güzeli pasaporta işlemek.

    - satıcı size telefonu verdiğinde, telefon servis dışında bir yerde tamir görmüş ve satıcı bunu size söylemiyor olabilir. siz aldıktan sonra tanıdığınız bir tamirciye veya anlayan bir arkadaşınıza gösterin. ne olur ne olmaz.

    - son bir rötuş olarak; telefonu alırken bir arkadaşınızı arayın; iki tarafında seni net bir şekilde geliyorsa işlem tamamdır, telefonunuz hayırlı olsun.

  • kendi blockchain ve ekosistemine sahip olan; hali hazırda en hızlı işlem gücüne sahip crypto-currency'dir.

    zaten grafiklerine bakarsanız stabil olarak nasıl artış yaptığını göreceksiniz.

    bir konuyu açığa kavuşturmak isterim. her crypto para bir coin değildir!
    crpyto paralar 2 gruba ayrılır. coin ya da token.

    peki bunların farkı nedir?

    kendi blockchain sistemine sahip olan cryptoların parasına coin denir.
    örnekler: bitcoin- ethereum- solana -litecoin

    mevcutta olan bir blockchain üzerine kurulmuş, bu chainler üzerinde oluşturulan projelere ise token denir.

    milyonlarca işinin internette satın aldığı coğu crypto birimi %80 ihtimalle ethereum eko-sistemi üzerine kurulu olan projelerdir. ethereum, özünde zaten bu düşünülerek hazırlanmıştır. fakat hem ethereum'un btc den sonra ilk koin olması nedeni ile kazanduğı popülarite avantajı hem de sonrasında kurulan birçok projenin kendi altyapısı (blockchain sistemi) üzerinde kurulması, ethereum da hem birim masrafları arttırmış, hem madencilik verimliliğini düşürmüş hem de işlemlerin tamamlanma sürelerininn uzamasına neden olmuştur. hani "gas-fee" yazan bir ibare görüyorsunuz ya, işte o ethereum üzerine kurulmuş para birimlerinin işlemleri sırasında, etheruma ödedikleri aidat olarak düşünrbilirsiniz. son dönemde de gas fee'nin çok artması ethereum üzerinde soru işaretleri oluşmasına neden olmuştur.

    öte yandan solana yani sol kendine ait muazzam bir block-chain sistemıine sahiptir. masrafları inanılmaz azdır. block-chain sitemi muazzam bir dilde-sadelikte yazılmıştır. işlem hızı şuanda rakiplerine göre en iyi durumdadır. lütfen alttaki karşılaştırmayı dikkatle inceleyiniz:

    görsel

    solana'nın muazzam geçmiş tecrübeye sahip kurucuları vardır. qualcomm, intel, dropbox ve google'da üst seviyelerde görev almış bu kurucu ekip solana ekosistemi altında büyük projelere imza atmaktalar.

    sadece solana değil yakın zamanda serum-raydium-fida olmak üzere müthiş projeler ürettiler. ve bu projelere büyük yatırımcı kuruluşlarda milyon dolarlık fonlar sağladı.

    yakın zamanda oyun dünyasına da nft bazlı tokenleri ile girecekler. staratlas isimli strateji-politika-ekonomi barındıran muazzam bir online oyun platformu hazırlıyorlar.

    her geçem gün hacmi iyice artan ve daha çok yatırımcı kazananan bu ekosistemin uzun vadede ethereum fiyat bandına çıkması asla hayal olmayacak diye düşünmekteyim. şahsen sürekli elime para geçtikte düzenli olarak alıp unutuyorum.

    hangi coin ya da tokene yatırım yaparsanız yapın arkadaşlar ısrarla ama ısrarla şun u unutmayın. block-chain sistemi artık dünyanın bir gerçeği. ve giderek her alana girecek bu teknoloji. bu teknolojiye hayır tutmaz batar gider denilmekte. yakın zamanda bu teknoloji hayatımızın her alanında işleyecek ve evet 10.000 i bulan coin/tokenin %90 ı da çöplük!!!! olacak. ve bu nedenle çöplük olması tarihten silinmesi olan coinlerden/tokenlerden uzak durun.

    yatırım yapmadan evvel alacagınız coin/tokenin

    -ekosistemine;
    -projesine;
    -whitepaper'ına
    -üretim hızına
    -üretim esnası maaliyetlere
    -gönderim hızlarına
    -gönderim maaliyetlerine
    -alt yapısında kullandıkları yazılıma ve o dilin basitlik ya da karmaşıklığına bakın bakın bakın.

    hiç bir olayı olmayıp balinaların keriz silkelemek adına pump yaptırdıkları projelerden uzak durun. uzun vadede o projelerden kaçının.

    son olarak binanceden %5 indirimli alış veriş yapmak isteyenler için referanslı linkim buradadır.

    sorusu olanlar her daim yeşillendirebilir.

    edit: yazdıklarım yatırım tavsiyesi değildir.

  • 2019' haziran ayında bozcaada gibi ufacık bir yerde, 31 yaşında dalyan gibi bir arkadaşımızı 8 kişi döverek öldürdüler. sabahına tüm ada karakolun önüne gelerek deyim yerindeyse ayağa kalktı. linç edilerek öldürülmesi an be an güvenlik kameralarında gözüküyordu. üstelik yerde hareketsiz kalmış ve ölmüş bedene vurdukları izleyenleri dehşete düşürdü. gazeteler, televizyonlar yazdı. davalara ölen arkadaşımızın ailesi, arkadaşları, belediye başkanı, adadaki tüm siyasi partilerin temsilcileri eksiksiz katıldı.

    peki sonuç ne oldu biliyor musunuz? 8 kişiden biri 1 sene, 2'si 2 sene yattı ve çıktılar. mahkeme görüntülere rağmen, yerde cansız bedene vurulmaya devam edildiğini gördüğü halde sanıklara "kasten adam öldürme" yerine "yaralama kastı ile öldürme" suçundan ceza verdi. biri 7 buçuk sene, 2'si 9 sene, diğer tutuksuz sanıklar ise 5 sene ceza aldı. mevcut 5 yıllık af, 2 yıllık denetim süresi, iyi hal indirimi, tahrik, yatılan süre vs derken hepsi dışarda hayatının baharında arkadaşımız ise toprağın altında. dışarda olanların bazıları ise hala gazetecileri, mağdur yakınlarını tehdit etmeye devam ediyor.

    velhasıl, çok geçmiş olsun arkadaşım. yaşıyor olmanıza bile sevindim. açacağınız davadan umarım bir sonuç elde edersin ancak mevcut yasalarla yanlarına kar kalacağına eminim. burası türkiye.

    link

    link2