hesabın var mı? giriş yap

  • temel bilimlerde doktora yapiyorsaniz kesinlikle 3 farkli bakis acisiyla incelenmesi gereken bir konudur. ilki "turkiye'de doktora yapmak" ikincisi "amerika'da doktora yapmak" ve son olarak "avrupa'da doktora yapmak" seklindedir. her birinin avantajlari ve dezavantajlari olmakla beraber, konuyu detayli bir sekilde asagida inceleyelim.

    1. turkiye'de doktora yapmak: akademisyen olmak isteyen bir birey icin en dezavantajli olan doktora turu olup, 5-6 yilinizi heba etmekle sonuclanabilir. itilebilir, atilabilir ve satilabilirsiniz hocaniz ve universiteniz tarafindan bu 5-6 yillik surecte. ilk yapmaniz gereken is doktorada aldiginiz derslerden gecmek (7 tane ders) ve doktora yeterliliginizi vermektir. bu surec akademisyen olmak isteyen bireyin anasinin bellenmesinin 1. raundudur. ananiz bellemekle kalmaz, tami tamina 3 yilinizi heba edersiniz bu surecte. deney yapamaz ve bu baglamda da makale yayinlayamazsiniz bilimsel dergilerde. amaciniz sadece gerekli olan derslerden gecmek ve doktora yeterliliginizi vermektir. gerekli olan derslerden gecip doktora yeterliliginizi verdikten sonraki surec deneylerinize baslamak, 3 yil icerisinde gerekli olan deneylerinizi bitirmek ve gerekli sayida makale yayinlamaktir. aslinda kolay gibi gorulebilinen deneye baslama ve makale yayinlama surecleri akademisyen olmak isteyen bireyin anasinin bellendigi 2. raundtur. deneylerinize baslamak icin gerekli olan butceyi bulmak, paranizi akilli bir sekilde harcamak ve eldeki cihazlari iyi bir sekilde kullanmaniz gerekmektedir bu surecte. turkiye sartlarinda bu 3 yillik sureci dogru olarak kullanabilen, iyi deneyler yapabilen ve iyi makaleleri iyi dergilerde yayinlayabilen doktora ogrencileri turkiye'nin egitim kalitesi olarak ilk onunda-yirmisinde olan universitelerde doktora yapanlardir. digerleri 1 bilemedin 2 yayinla (dandik journallarda) doktorasini bitirir ite kaka. doktora bittikten sonra da hersey gunluk gulistanlik degildir. universitelere basvurursunuz yardimci docent olarak ancak genel itibari ile sonuc olumsuzdur eger saglam baglantilariniz yoksa. sonra kara kara dusunursunuz ne yapacagim diye. ya endustriye gececeksinizdir, ya da doktora sonrasi arastirmaci olarak bir projede calisacaksinizdir. genel itibariyle endustride calisan doktorali insan sayisi bir elin parmagini gecmez ve kendinizi doktora sonrasi arastirmaci olarak kendi ya da baska bir universitede bulabilirsiniz.

    2. amerika'da doktora yapmak: genel itibariyle turkiye'deki surecin hemen hemen aynisi isler. doktora suresi 5 yildir ve ilk 3 yilda doktora yeterliliginiz vermek ve gerekli olan derslerden gecmek zorundasinizdir. amerika'da yapilan doktoranin turkiye'de yapilan doktoradan temel farki, kaliteli journallarda kaliteli yayinlar yapabileceginiz gercegidir ve ortalama olarak 4-5 tane yayin cikarabilirsiniz doktora surecinizde. yayin sayinizin fazla olmasinin temel nedeni turkiye'de heba ettiginiz ilk 3 yilin burda heba edilmemesi, ekonomik ve teknolojik faktorlerdir. doktoraya basladiniz an deneylerinize baslar, gerekli makaleleri yazar ve bilimsel dergilerde yayinlarsiniz. mesakkatli bir surectir tabiki ancak amerika'dan doktora aldiginizda ve 3-4 tane yayininiz oldugunda turkiye'de kolaylikla universitelerde yardimci docent olarak pozisyon bulabilirsiniz. akil kari olan ise amerika'da doktoranizi bitirip turkiye'ye hemen donmemek, mumkunse baska universitelerde doktora sonrasi arastirmaci olarak kalarak yayin sayinizi arttirmak ya da endustriye gecis yapmaktir. doktora almis birinin amerika'da endustride calismasi turkiye'ye nazaran cok ama cok kolaydir. insanlar sizin bilim adami oldugunuz bilir ve bu nedenle deger verir. turkiye'de bu degerin zerresi yoktur sagmal inek arayan ozel sektorde. bu baglamda amerika'da doktora yapmak 5 yilinizi heba etmenize ancak kaliteli yayinlar cikarmaniza ve iyi bir bilim adami olmaniza vesile olur.

    3. avrupa'da doktora yapmak: en akilli olan eylemdir. doktora suresi genel itibariyle 3-3.5 yildir. doktora suresince alinan ders sayisi amerika'da ve turkiye'deki ders sayisindan cok az olup (4 derstir ortalama olarak) doktora yeterlilik sinavi yoktur. doktoraniza basladiginiz gunun ertesi deneylerinize baslar , temiz temiz deneylerinizi yapar, avrupa'nin degisik ulkelerine bazi deneylerinizi yapmak icin seyahat edebilir ve 3 yil icerisinde 4-5 tane iyi bilimsel dergide yayin yapabilirsiniz. ancak su da soylenmelidir ki bu olaylar gideceginiz avrupa ulkesine gore degisir. ingiltere, almanya, isvicre, isvec, danimarka, norvec (belki fransa) gibi ulkelerde surec hemen hemen bu sekildedir. doktoranizi aldiktan sonra doktora sonrasi arastirmaci olarak kendi universitenizde ya da avrupanin baska bir universitesinde posizyon bulmak kolaydir. eger iyi para kazanmak istyorsaniz hemen endustriye baliklama atlamalisinizdir. genel itibariyle iyi bir sirkette, iyi bir maasla kolaylikla is bulabilirsiniz.

    edit: imla

  • kfc unicef gibi hesapların da içinde bulunduğu hacklenme olayı

    twitter

    edit:thecounter'dan açıklama gelmiş

    --- spoiler ---
    we're aware that our service was hacked and have started an investigation into the matter.we've already taken measures to contain such abuse
    --- spoiler ---

  • instagram başıma açtı türlü belayı. ben bu terörle instagram denen platformda yüzleştim a dostlar. feysbuk hesabımı uzun zamandır etkin kullanmadığım için twitter ve instagram denen platformlarda boy gösteriyordum. "babaanne hobisi" diye nitelendirilen kanaviçe, örgü, nakış gibi bilimum hobilerle ilgilendiğimden bir şekilde bu çevreden epeyce takipçi yaptım.

    yeni takipçi geldiğinde bazen kimmiş diye profilini şöyle bir görüntülüyorum, bio'da şunlar yazıyor:

    "kokoş gelin (burada gelin smaylileri var bolca),
    11 eylül 2013 gelini (umarım kap'a da bildirmişsinizdir bu tarihi),
    evinin hanımı (kocam beni çalıştırmıyor, ayrıca çok da zenginiz nihohoha),
    kocasının ilkgöz ağrısı (ilkgöz birleşik yazılmış, ayrıca en yüce aşk bizimkisi ve namusluluğa vurgu),
    mutfağında rengarenk bi bayan (çok da marifetliyimdir, sucuklu yumurta yapıp altına keçeden amerikan servisi koymayı aşçılık sanırım),
    (burada bolca kalp smaylisi) azra & tuğberk (burada bolca kalp smaylisi) + (bir kere de adınızın ayşe, mehmet olduğunu göreyim yaa.)"

    abartıyorsam allah belamı versin. şurada fotoğraf paylaşımı mümkün olsa da göstersem keşke.

    bazen de iyice gaza gelip paylaşımlarının altlarındaki yorumları okuyorum. aşık atışması yapıyorlar karı koca.

    bir yemek fotoğrafı var, borcam böyle. altında şu diyaloglar gelişmiş:

    -fırında kaşarlı makarnam pişmek üzere an itibariyle fırına girmiştirrrr
    +aşkım ellerine sağlık, senin elinden zehir olsa yerim (smayliler smayliler)
    -hadi soğutmayalım yemeğimizi (içinden kanlı ok geçen ah o smayliler)

    bir tanesinde de kadın kolye resmi paylaşmış nazar boncuklu.

    -aman nazar değmesin (kadın kendi kendine bunu söylüyor)
    +kim almış? (kocası bunu yazıyor.)
    -kocamın hediyesi :) (sevim koş, mal beyanı var)

    dostum siz aynı evde değil misiniz? niye birbirinizle buradan yazışıyorsunuz? çünkü siz çok mutlusunuz, çünkü en güzel aşk sizinkisi. çünkü onu pezevenklerin elinden siz aldınız. geçen vıcık vıcık aşktan bunalan bir arkadaşım feysbuka şey yazmış:

    “hepinizin karısı-kocası o kadar romantik, sürprizli ve şekilli; birbirinizi o kadar çıngıraklı seviyor ve gürül gürül beğeniyorsunuz ki bazen bizim beşik kertmesi olduğumuzu ve tarlalarla koyunlar yabancıya gitmesin diye zorla evlendirildiğimizi sanıyorum.”

    yoruldum, vallahi yoruldum. sizin o muhteşem hayatlarınız bende kalp çarpıntısı ve kıskançlık krizleri yarattı. evlenir evlenmez 89 parça porselenlerimi ve kıyısı pikolu dantellerimi instagram'da sergilemezsem daha gün yüzü görmeyeyim..

  • bu durumu cinayet olarak gören hadsiz köpeklerin down sendromlu çocuk sahibi olmaları en büyük dileğimdir. böylece arz-talep ilişkisi çok daha verimli şekilde kurulmuş olur.

    size ultrasonda desinlerki; "ensesinde kalınlık var, down şüphesi var, emin olmak isterseniz şu şu testleri yaptırabilirsiniz."

    siz de başkasının işine karışmamayı öğrendiğiniz gün olarak o anı kayıt edersiniz sevgili hadsiz köpekler.

    kime neyi ispatlıyorsunuz anlamıyorum ki..

    insanları yargılarken iki kere de düşünmeyin, siz zaten mümkünse hiç düşünmeyin, "yargılamak benim ne haddime" diyerek oturun oturduğunuz yerde..

    debe edit: debedit

  • sürekli birilerinin doğum günü olması sebebiyle artık şaşırılmayan "aaa pasta mı o yeaaa canlarım benim" samimiyetsizliğiyle geçen, sözde sürpriz parti olan ve bir an için herkesin sandalyesinden kalkıp sadece 30 saniye samimiyetsiz "iyi ki doğdun"larla geçen saçma kutlama.