hesabın var mı? giriş yap

  • kendi halinde olmak isteyen adamın instagram'da işi ne? hahah "kendi halime bırakın beni bakın bunlar jilet yaralarım, (kına da var bak) müslüm, ferdi falan varoşları bilirim ben falan hadi şimdi kendi halime bırakın"

    millet de bunları bi şey sanıyor işte.

    tanım: ergenlerin sevgilisi, ergenlerin okuduğu, kalemi zayıf edebiyatçı.

  • ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.

    (gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)

  • baska okullari bilemiyorum, amma bizim okulda ortaokul ve dahi lise boyunca ceketleri cikarmak icin hocalardan izin almak gerekiyordu. ondandir ki yaz gelip de sinif isinmaya basladiginda "ceketlerimizi cikarabilir miyiz" sorusu ve onu sormaktan sorumlu birileri olurdu. bu soruya cogunluk olumlu yanit verilse de, olumsuz yanit verildigi de oluyordu. bu tip yanitlari veren hocalarin ogle teneffusunde ogretmenler odasina kendisini kabul ettirememis, okul bahcesinde tek basina gezen tuhaf tiplerden ya da (ifrada kacmak gibi olmasin ama) okul mudurlerinden olusmasi tesaduf olmamali.

    neyse, ceketi cikarabilince bir rahatlama, kisa sureli de olsa otoriteden yirtma hissi geldigini cok net hatirliyorum. ve fakat o seneler icinde "neden ceketimi cikarmak icin bu dudukten izin almam gerekiyor?" sorusunu irdeledigimi, dert edindigimi hic hatirlamiyorum. bunlar bana o zaman dert olaydi, ergenligi bu denli gec yasta yasayip, sinir ve asabiyete rotarla ulasmis olmazdim sanirim. zamaninda yasardim fak di sistim'i, zamaninda alirdim hirsimi. kismet buguneymis.

  • kendi evinin buzdolabinda asili olan bebeklik fotografimi gostererek;
    "ileride evimizde soyle bisey dolanacak hayal edebiliyor musun?"
    not: terkedildim

  • ağızları 30 karış açıkta bırakan cv'dir. öyle cv mi olur lan?

    yalnız bu cv ile yeme içme işine girmesi cidden ülke açısından kayıp olmuş, büyük bir üniversitede büyük bir hoca olabilirmiş. ha istese şu dakika da olur, tutan yok. demek ki adamın her şeyi hazmetmiş ilginç bir kişiliği varmış, helal olsun.

    galatasaray lisesi, boğaziçi üniversitesi, london school of economics, berkeley, brown, princeton, stanford, georgia, koç...

    insan sayarken yoruluyor.

    bunların birisine bile uğrayan (bakın okuyan demiyorum, 3 aylığına da olsa parayı bastırıp şöyle bir uğrayan) kendini eşi bulunmaz adam sayıyorken, vedat milor'un böyle mütevazı kalması takdire şayan.

    bir de bonus olarak dünya bankası diyor, dünya bankasında çaycı olmaya razı ekonomistler var lan bu dünyada!

  • başlık: otobüsle eve giderken daha önce

    "yapmadığım bişey yaptım ve sessiz bi şekilde osurdum. ortama yayılan kokunun farkındaydım ama kimse benim yaptığımı bilmiyordu. kulaklıklarımı taktım ve çevreyi süzdüm. yüzü ekşiyen kızlar, suçu birbirine atan liseliler, eşarbıyla ağzını kapatan teyzeler...
    bir anda popüler olmuştu osuruğum ve ıkınarak bi tane daha çıkardım. cam açanlar, daha çok rüzgar gelsin diye gaza basan şoför, nefesini tutmaktan mosmor olmuş bi kaç amca...
    en sonunda bu zevki katlamak istedim ve allaaaaahhhhh nidalarıyla koltuğa sıçtım." (yarim altin)

    -------------------------------

    evet piçler yine sandalyeden düşürdünüz.

  • soft power, amerikalı bir siyaset bilimci olan joseph nye tarafından, bir ulusun başkalarını kültürel, ideolojik ve diplomatik kanallar gibi zorlayıcı olmayan yollarla etkileme yeteneğini tanımlamak için ortaya atılan bir kavramdır. bir ülkenin diğer ulusların tercihlerini şekillendirme ve yalnızca güç veya ekonomik teşviklerden ziyade cazibe yoluyla istenen sonuçları elde etme becerisini ifade eder.

    soft power, genellikle hedeflere ulaşmak için askeri güç veya ekonomik baskı kullanımını içeren "sert güç" ile karşılaştırılır. sert güç, askeri güce veya ekonomik hakimiyete dayanırken, soft power, başkaları için çekici olan kültür, siyasi değerler ve dış politikalar gibi soyut varlıklara dayanır.

    soft power örnekleri şunları içerir:

    kültürel etki: bir ülkenin filmler, müzik, edebiyat ve sanat gibi kültürel ihracatı, algıları şekillendirmede ve değerlerine ve yaşam tarzına ilgi uyandırmada önemli bir etkiye sahip olabilir. örneğin, amerikan filmleri, müzikleri ve televizyon şovları, amerikan kültürünün etkisine katkıda bulunarak dünya çapında geniş çapta yayıldı.

    diplomasi ve kamu diplomasisi: bir ülke, ilişkiler kurmak, çatışmaları çözmek ve değerlerini desteklemek için diplomasi, uluslararası işbirliği ve diyalog kullanabilir. kamu diplomasisi, eğitim ve kültür alışverişi, uluslararası yayın ve insani yardım gibi girişimler yoluyla yabancı halklarla ilişki kurmayı, iyi niyet ve anlayışı geliştirmeyi içerir.

    ideolojik çekicilik: bir ülkenin siyasi sistemi, değerleri ve politikaları, ilham arayan veya belirli yönleri taklit etmek isteyen diğer kişileri cezbedebilir. örneğin, soğuk savaş sırasında abd ve sovyetler birliği, kendi demokrasi ve komünizm ideolojilerini savunarak nüfuz için rekabet ettiler.

    kalkınma yardımı: diğer ülkelere yardım ve yardım sağlamak, bir ulusun soft power'ını artırabilir. ülkeler, ekonomik kalkınmaya, altyapı projelerine ve insani çabalara katkıda bulunarak iyi niyet oluşturabilir ve küresel olarak itibarlarını güçlendirebilir.

    uluslararası kurumlar ve normlar: uluslararası kuruluşlara aktif katılım ve küresel konularda işbirliği bir ulusun etkisini artırabilir. uluslararası normların ve politikaların şekillendirilmesinde öncü bir rol oynamak, küresel işbirliğine bağlılığı gösterir ve bir ülkenin soft power'ını artırabilir.

    soft power'ın sert güçten karşılıklı olarak ayrı olmadığını ve ikisinin birbirini tamamlayabileceğini not etmek önemlidir. birçok ülke, uluslararası arenada çıkarlarını ilerletmek için yumuşak ve sert güç (soft power ve hard power) stratejilerinin bir kombinasyonunu kullanır.

    kaynak