ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sergen yalçın
-
galatasaray - beşiktaş maçi sonrasi, sergen beşiktaşli yasin'in formasini giymiştir maç bittikten sonra, bir kamera ile mikrofon gelir, röportaj başlar:
-sergen sirtinda beşiktaş formasi var bunun anlami nedir acaba? {büyük av yakalamiş olmanin heyecani ile sormaktadir, acaba sergenin kalbinde hala beşiktaş mi vardir? büyük bir mesaj mi veriliyordur? aman tanrimdir!}
sergen: valla yasin formami istedi, ben de çiplak gezecek değildim heralde
reklama özel yapılmış efsane şarkılar
-
cem yılmaz'ın doritos reklamında söylediği şarkıdır.
link
ios 8.3
-
türkçe siri bazı bünyelere ilaç gibi gelmiştir. bu sayede uzun zaman sonra kızla konuşan arkadaşım var.
erkek olmadı diye bebeği duvara fırlatıp öldürmek
-
cinsiyeti belirleyen genlerin kendisinden geldiğinden bihaber olan insanın vahşeti. çocuğunu fırlatmak yerine sikini taşla ezmeliydi.
küçük prens
-
yeğenime alacaktım ancak 17 tl olduğunu duyunca şok oldum ve farklı arayışlara girdim.
küçük prens de büyümüş de adam s*kiyor. zalım kapitalizm.
edit (2015): galiba teliflerle ilgili malum süre geçmiş ve fiyatı 5-7 lira gibi mantıklı seviyelere inmiştir.
edit (2022): düşünün o zaman için 17 lira o kadar saçma bir fiyattı ki şu an bile 11-12 liraya alınabiliyor.
internetten tanışılan kişiyle görüşmek
-
bu pazar yaptığım eylem. dünya tatlısı bir sözlük yazarı ile tanıştım. hatta enteresandır birbirimizi neredeyse hiç görmeden tanıdık, tanıştık sıcak bir cay içtik aynı sıcaklıkta bir sohbet ettik.
bu ilk değil aslında, gerçek hayatta görüşmeye devam ettiğim bir sürü dostum oldu. hatta geçen sene evde kızılca kıyamet kopup ben pılımı pırtımı toplayıp evi terkettiğimde, bu dostlarımdan biri öğrenir öğrenmez "ev bomboş duruyor, anahtar komşuda al, gir istediğin kadar kal" diyen jet hızında bir mesaj çekti taa londra'dan.
bir başkası avukat dedi istediğin an. bir başkası iş dedi hatta "düşünüyorum, ne yapabilirsin diye 3 gündür, istersen buraya gel" dedi. tabi ki istisnalar vardır ama insanlar her yerde tanışıyorlar her yerde arkadaş, dost, sevgili olabiliyorlar. iyi insanlarla, kötü insanlarla karşılaşma ihtimali her yerde var. bu ihtimal galiba sizin ne aradığınızla da alakalı.
sonuç olarak şu ana kadar, gerçek hayatta karşılaşıp, dost olduğunu zannetiğim kadar zarar görmedim henüz hiç birinden. demek ki o kadar da kötü bir şey değil.
türkiye'de müthiş bir pahalılığın yaşanması
-
ne aradığına bağlı. bazı alanlarda çok ucuz bir ülkeyiz. mesela geçen 24 kişinin canı yok pahasına gitti.
iphone x
-
2016 yılında çıkacak 10. nesil iphone.
(bkz: başlık parsellemek)
(bkz: kim öle kim kala)
edit büdüt: 6 sene öncesinden ismini tayin edebildiğim ancak bütçe ayıramadığım teknoloji harikası ürün. tonla mesaj gelmiş, ölüp ölmediğimi soranlar olmuş ama ölmedim efenim.
cahil insanların en çok düşman olduğu şeyler
-
gözlemlerime göre mutlu insanlardan pek haz etmiyorlar. hele durduk yere neşelendiysen yanlarında noluyo bilader donumuz görünüyor da ona mı gülüyorsun diye agresifleşiyorlar. tebessüm nezaket falan hep art niyetli algılanıyor cahil kesim tarafından.
y kuşağının biz harika yaşadık sanrısı
-
biz bu cumhuriyetin gördüğü en büyük sivil itaatsizliği, tayyip'in gördüğü en sert tepkiyi ortaya koyabilecek kadar harika zamanlar yaşadık. sen hiç sokağa çıkıp tayyip istifa diye bağırabildin mi? binlerce insanla kol kola, ülke tarihinin en protest meydanında, kurabiye tayyip marşını söyledin mi? bunları sen yapamadın biz yaptık, sırf bu yüzden bile, tayyip ve şürekasına karşı doya doya protesto yapmış olmak bile benim hayatımı seninkinden harika yapıyor. sen anca otur twit at "omo koloşdor hop koybotto" diye.
(bkz: 28 mayıs 2013 gezi parkı direnişi)
20 ekim 2020 ibb yeni taksi yönetim sistemi
-
(bkz: medeniyet kokan başlıklar)
bir insanla anlaşabileceğinin işaretini veren şey
-
arkadaş çevresi geniş sayılabilecek bir insanım; uzakta, yakında, ara sıra görüştüklerim, sadece yürüyüş yaptıklarım, sadece sanal alemden tanıdıklarım gibi sınıflandırabilirim hatta. yalnız dost diyebileceğim insan sayısı ikiyi geçmez.
dost diyebileceğim insanlarda hissettiğim şey öncelikle samimiyet ve şaka kaldırıyor olmaları. hemen küsmek yerine senin ayakkabılarını giyip dünyaya senin gözünden bakabilmeleri. bir de eğlencenin dibine vuracaksam mesela onlarla olmasını isterim çünkü onlarlayken gerçekten eğlendiğimi hissediyorum.
ara sıra yürüdüğüm bir arkadaşım var mesela, onunla aynı müzikleri bile dinlemiyoruz ki aynı konserden zevk alalım. evet müzik seçimleri de önemli oluyor. bir arkadaşım var arabasına bindiğimde hiç bilmediğim türkçe arabesk pop tarzı müzikler dinletir mesela, söyleyemem de kapat şu lanet olasıca müziği diye.* yalnız dostun olsa söylersin; bu ne ya diye.
sonuç olarak nezaket sahibi, politik ve dini görüşü rahatsız etmeyen, konuşup bir şeyler yapabildiğiniz insanlarla görüşüyorsunuz sık olmasa da ama dostların yeri farklı. bir de iyi anlaşabilecek insanın tartışma kültürünün olması gerekiyor yoksa her konuşma yüksek sesle sonlanabilir.
edit: son cümle eklendi.
can dündar asılmalı mı
-
benim bildiğim casuslar elde ettikleri bilgileri gazete üzerinden halka servis etmez gizli saklı rakip devletlere satar. can dündar'ın yaptığı bırakın casusluğu tam bir gazetecilik örneğidir. illa casus arıyorsanız o görüntüleri can dündar'a temin eden adamı bulun. can dündar'a şu diktatörlük döneminde de böyle cesurca bir haber yaptığı için madalya takın. ya da durun en iyisi siz o madalyayı gotunuze sokun nasıl olsa 13 senede bundan zevk alır hale geldiniz.