hesabın var mı? giriş yap

  • kaliforniya'da yer alan, abd'nin en iyi korunmuş ve en ünlü hayalet kasabası. 1859 yılında burada altın rezervleri keşfedilmiş ve ardından kasaba gelişmeye başlamış. 20 madenciyle başlayan nüfus artışı 1881 yılında 10.000 kişiye ulaşmış. kumarhaneler, barlar, uyuşturucu, ve dünyanın her yerinden insanlarla dolup taşan tipik bir western kasabası haline gelmiş. hatta hatrı sayılır büyüklükte bir red ligh district'e bile sahipmiş. giderek düşüş yaşayan ve nüfus kaybeden kasabanın son madeni, 1942 yılında neredeyse tükendiği için kapatılmış. 1943 yılında ise, artık bir hayalet şehir haline gelen bodie'de, yalnızca 2-3 kişi bekçi olarak kalmaya başlamış. 1961 yılında national historic landmark ilan edilen kasaba şu an tamamen otantik bir western kasabası olarak turizme açık durumda. şehirdeki kalıntıları korumak için midir bilinmez ama, oradan hatıra olarak alınan herhangi bir eşyanın, alanın başına çok büyük uğursuzluk ve türlü felaketler getireceği söylentisi yaygındır.

  • haklı bulduğum serzeniştir…

    burada ahlaki ve etik olarak şöyle bir haklılık var.
    “öz anne çocuğu istiyorum demiyor” yani o gün olduğu gibi bugün de sorumluluktan kaçıyor ve buna rağmen çocuğun hayatında aktif olarak yer almayı talep ediyor. yani bir anlamda çocuğuna onu çok seven bakıcılar tutmuş gibi davranıyor.

    dolayısıyla çocuğunu geri istemeyen ama annesi olarak kalmak isteyen bu kadın haksızdır.

  • bu kuşlar avustralya ve yeni gine'de yaşar. asıl bilindikleri, tanındıkları güzel şey ise yuvalarını süsleme biçimi. hatta biçimi çok eksik bir tanım olarak kalır. sanatı diyebiliriz. bu kuşların bir türü olan saten çardak kuşu ise yaptıkları ev süslemeleriyle insanı hayrete düşürtür. bir kuşun böyle bir şey yapmasına nasıl imkan olur diye ciddi anlamda düşünüyorsunuz.

    peki çardak kuşu neden yuvasını süsleme ihtiyacı duyuyor? bu bir ihtiyaç mı?

    hayır. bu bir ihtiyaç değil. sebebi ise oldukça naif, duygusal. dişileri etkilemek için yaptıkları bir şeymiş. çok tatlı değil mi?

    peki bir kuşun elinden çıktığına inanmakta zorlanılan bu evi nasıl yapıyorlar?

    öncelikle kuşun boyutlarının bir güvercin kadar olduğunu belirtelim(cüssesine göre iyi iş çıkartıyorlarmış). erkek çardak kuşu öncelikle dişisini etkileyeceği yuvasını oluşturmak için yüzlerce binlerce ince çalı çırpı toplar. daha sonra bunları iki sıra şeklinde dizer. bu şekilde bir çardak oluşur. bitti miiiiii? bitmedi. etraftan bulduğu güzel şeyleri çardağın içine yığar. meyveler olsun, kelebekler olsun, kuş tüyü olsun, yani kısacası göze güzel gelebilecek her şeyi toplama potansiyelleri var. ilginç bir detay daha: özellikle mavi rengine özel bir ilgileri olması. bitti sandınız, bitmedi. çardak kuşu üstüne bir de yuvasını boyuyor. boyayı da kendisi hazırlıyormuş. bitki özleri, kendi salyası, kömürden faydalandığı maddelerle bir boya oluşturabiliyorlarmış. ağzında çiğnediği bir parça ağaç akabuğu ile de sıva yapıyorlarmış.

    tabii dişi evi beğenmeyedebilir. beğenirse mutlu son. nihayet çiftleşebilirler. beğenmezse kuş uçtu beybii.

    yani uzun lafın kısası; doğa gerçekten bir mucize.

  • oğlunun çükünü kestirirken tüm gün davul zurna çaldıran, askere gidecek oğlu için kornayla kafa beyin patlatan, düğününde dakikalarca havai fişek attıran densizlere verilen şahane bir ayar.

  • erkek yazardir. bu gözler 15 entryli 200+ takipçili kadın çaylaklar gördü. herşey bir profil fotoğrafına bakar.

  • azerbaycan tv de pokemon izledim, ash pikaçuya, "seni seçtim aybalam ceryan şoku atasan" dedi, hayattan soğudum.