ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinema tarihinin en hüzünlü sahnesi
-
zeki alasya, metin akpınar, halit akçatepe ve kemal sunal ın oynadığı salak milyoner filminde; "demekki hazine dörde bölünecehhh" repliğinde zeki alasya nın yüzündeki hüzün.
vodafone arena'da koltukların üzerine çıkılmasın
-
sahaya çocuğunu atan adam gördüm ben o sinirle koltuk mu düşünür
kendi site havuzundan kovulma rezaleti
-
tescilli bir aktrolün "böyle olsa ne olurdu" düşünceli kompozisyon çalışması. ikisi alman biri arap 3 kişi varsa, kendi aralarında arapça konuşan kim?
puanım 100 üzerinden 7-8 falan. imla kurallarına falan dikkat edilmiş, o yüzden..
hande ataizi'nin 1998'de ayda 40 milyar kazanması
-
hande ataizi 98'de fırtına gibiydi. şimdiki hali bile oldukça hoştur ama 25 sene genç hali apayrı bir seviye idi. ruhsar dizisindeki hallerinden önce mum kokulu kadınlar ile bir anda popüler olmuş, altın portakal kazanmış bir isimdi.
hepsi bir yana, kenan evren bile kendisini nü model olarak kullanmış, magazin dergileri üstsüz fotoğraflarını kapak yapmak için birbiriyle yarışmaya girmiş haldeydi. burun estetiği bile ülkede gündem oluyordu, "eskisi iyi yok yenisi daha hoş" diye köşe yazarları mevzu yapıyordu.
98de aldığı parayı az bile söylemiştir. en az 5 kat fazlası vardır.
müslüm gürses
-
yıllarca posterleri odamın duvarlarını süsledi...
yok yahu dinlediğimden falan değil. aklım sıra dalga geçmek için. ben ağır metalciydim. elimde gitarım, saçlar belime kadar, aman da ne karizmatiktim. ama o öyle miydi? bıyıklı bi kıronun tekiydi gözümde. beni ziyarete gelenler "bu posterler ne lan? hahahah" falan derdi. bakıp bakıp gülerdik o komik resimlere. aykırıydım ya ben, espiri anlayışım da aykırı olmalıydı... eh kendi çapımda çok ekmeğini yedim bu salaklıkların itiraf etmeliyim.
şimdi şu adamın alçak gönüllülüğüne bakıyorum, belki de o zamanlar odamın halini görse en çok kendi güler, posterleri imzalardı. yorumculuğuna bakıyorum, ulan allahına kadar okuyor. hoşgörüsüne bakıyorum, evliya mübarek...
kusura bakma müslüm baba. bir cahillik ettik. kusura bakma...
oyunda ölenin gerçek hayata da öldüğü meta oyunu
-
abi o zaman gerçek kılıçla düello yapın. insanlığın son zamanlardaki gerizekalı hali beni derinden üzüyor. yani vr gözlük takmanın internete bağlanmanın amacı ne?
aman bana ne nealiniz varsa görün a.k...
izmitçe
-
"yok baaolm" ve "yuh baaolm" izmitçenin önemli bir parçasıdır... (bkz: yok be oğlum) olm yerine bazen abi gelir ki böyle ulamayı ben hayatımda görmedim "yok baabi" (bkz: yok be abi)
evli çiftlerin robot süpürge merakı
-
hanım bel fıtığından ameliyat oldu evi ben süpürüyorum çamaşırları ben hallediyorum ağır işler bende
kurutma makinesi yoktu çamaşır asma toplama kurutma mesaisi süpürmekten daha fazla olduğu için önce kurutma makinesi aldım.
sıra robot süpürgede.
evli çift olarak bizim de merakımız bu yönde
edit: lan ne kadar dangalak varmış şu platformda söven mi dersin, sen niye süpürüyorsun ameliyat olduysa oldu diyen mi dersin.. nasıl ailelerde yetiştiniz böyle bu kafalar ne böyle hastalıkta sağlıkta yan yana duramayacağınız insanlarla evlenmeyi bırak sevgili bile olmayın allah iyilerle karşılaştırsın
bu arada iyi mesajlar da var onlara ayrıca teşekkür ederim
edit2 bu post u unutmuştum güncelleme yapayım. robot süpürgeyi alalı 1 yıl oluyor. elektrik süpürgesini haftada bir iki koltukları süpürmek için açıyorum sadece. halıları ve yerleri çok güzel süpürüyor. evde yaşadığımız konfor arttı bütçe varsa tavsiye ederim
yaran tweet'ler
-
"o sitelere girme, içki içme, sigara içme, olaylara karışma, 3 çocuk yap.. sanki iktidarda akepe değil de annem var lan."
barça ve real için tartışan sözlük yazarları
3 nisan 2024 buket aydın'ın ekrem imamoğlu yorumu
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"adam hadsafhada yazmış gülüyor sandım."
kaynak : inci caps sayfası.
maaşını olduğu gibi karısına teslim eden erkek
-
ben(d)im bu. çok müsrif birisi değilim ama yine de hesabını bilen bir eşim olduğu için maaş kartım ile sadece 1 adet olan kredi kartım kendisinde. ben her gün rutin bir şekilde işten eve, evden işe gittiğim için dışarıda ekstra harcama yapacak bir durumum olmuyor. bir nevi 'haftalık' alıyorum eşimden*. dışarıda dostlarla veya başbaşa yemeğe gittiğimizde hesabı eşim ödüyor. taksiye biniyoruz parayı eşim ödüyor. mağazaya giriyoruz alışverişi eşim ödüyor. sevgililik zamanlarının tam tersi*. yalnız, internet bankacılığı kontrolleri* bende. ne oluyor, ne bitiyor görebiliyorum.
yalnız şunu özellikle belirteyim. 2010 başlarında mortgage kredi faizlerinin en dipte olduğu ve piyasanın en civcivli olduğu zamanlarda eşimin cesareti sayesinde krediye girdik. hesabı kendisi tuttuğu için hem krediyi ödedik, hem kenara para koyduk. 8 senelik krediyi 4.sene sonunda toplu ödeme ile kapattık. işte tüm bunlar hesabını bilen eşim sayesinde oldu. bana kalsaydı ben o zamanlarda krediye giremez, hala kiracı olarak oturuyor olurdum.
edit: 2017 itibariyle boşandım.
edit: boşanma ile ilgili herhangi bir soru sormayın.