ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
soyadı ile uyum içerisindeki ünlüler
hugo'da küfreden çocuk
-
vukuatın bir canlı tanığı olarak, tolga abimizi gerçekleri itiraf etmeye çağıriyorum buradan. yemin içiyorum ki kulaklarımla duydum o veledin "hugo'nun a. koyayim" demesini. tolga abi' nin" aaa sen nasıl konuşuyorsun, çok ayıp " çıkışına müteakip bebe" senin de a. koyayım" demişti. arkadaşımla birbirimize bakıp, o heyecanla televizyonun içine giriyorduk resmen..
büdüt: bu konuda, savaş gazileri röpörtajı tarzı bir belgesel teklifine açık olduğumu belirtmek istiyorum. başıma bir şey gelmeyecekse eğer..*
teravih namazları yasak olmayacak
-
fahrettin koca beyanıdır. link
lokantada bulaşan virüs, camide bulaşmayacak demek ki.
neyse, namaza gidiyorum diye dışarı çıkıp sahili turlayıp eve dönme fikri, çık aklımdan.
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
amy winehouse'un ölümüne ağlarken "boşver aşkım, sen ölsen o üzülmezdi." demesi.
o günden beri yaşama bakışım değişti, ufkum açıldı. nasıl da düşünememiştim salak kafam.
129 bin suçlunun affedilmesi
-
af niye var bir allahın kulu açıklayabilir mi?
af çıkarmanın yasadışı olması lazım, önermenin bile yasadışı olması lazım. af önereni "sen de onlardansın" deyip içeri atmalıyız.
kendisine satırla saldıran sevgilisine sarılan kız
-
dayıları haklı çıkaran kızdır.
edit: imla
kadınların beyni satranç oynamaya uygun değil
-
ingiliz satranç ustası nigel short'un cinsiyetçi söylemi.
yalnız londra’daki casual satranç kulübünün işletmeciliğini yapan amanda ross, nigel'e iyi ayar vermiş:
“kadınlar eski satranç şampiyonu judit polgar, klasik oyunlarda nigel short’u beş kez yenip, üç kez mağlup olmuştu. beş kez de berabere kalmışlardı. polgar o karşılaşmalara erkek beynini getirmiş olmalı. umarım o günlerde nigel otomobilini park etmeye çalışırken kaza yapmamıştır”
haber linki
debeci geldi: manyak mısınız la? gazete haberinden debe mi olur? cinsiyet ayrımcıları sizi.**
alo simao ben forlan
-
-alo simao ben forlan
+evet
-koyim de horlan eki ekieki
+gelme abi forvetsiz de takılırız biz.
decathlon
-
poşetten para alma durumunu ben de pazarlama hatası olarak görüyorum. ancak pazarlama hatası olarak görenler bir çözüm önerisinde bulunmamış. bazı kişiler de poşetten para alınarak poşet israfının engellenebilir olabileceğini savunmuş.
benim önerim : her bir ürün için ürüne belli miktarda poşet parasını eklersin. kasada da bunu hesaplarsın. örneğin bir ürünün satılması istenen tutarı 9,75 tl ise 0,25 tl poşet parası eklersin ve 10 liradan satarsın. satınalma kararına etkileyecek bir tutar değil sonuçta. kasada da müşteri örneğin bu üründen 4 adet aldıysa, poşet almazsanız 1 tl iadeniz oluşacaktır dersin. müşteri kendi karar verir o 1 lirayı alıp almamaya. poşet kullanması gerekiyorsa bunu reddeder ve poşeti kullanır. 1 lirayı almak istiyorsa da alır ve poşeti israf etmemiş olur. müşteri taciz edilmemiş olur, ekstra indirim algısı da yaratılabilir.
seni seviyorum deme eşiği
-
oğuz atay bunun hakkında mükemmel bir tespit yapmıştır tutunamayanlarda:
'' ilk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.
...''