hesabın var mı? giriş yap

  • annenin gönül rahatlığıyla bebeği/çocuğu ona bırakıp gidebilir olmasıdır.

    ben 8.5 aylık bebeğimizi bırakıp bir iş için 1 haftalığına şehir dışına gitmiştim.
    bir arkadaşım kızı 9 yaşındayken kanser sonucu bu dünyaya gözlerini yumup öte aleme gitti.

    1 haftalığına ya da bir ömürlüğüne çocuğu babasına emanet edip giderken, gönlünün teli bile titremeyecek kadar güveniyorsa adama;
    yani annenin içi rahatsa o kadar,
    o adam baba gibi babadır bence

    anneye yavrusu hakkında "bensiz ne yapar" duygusunu hissettirmeyecek kadar babalığının altını doldurabilmiş tüm adamlara selam olsun.

  • bu konuyla ilgili toplumunuzda kafa karışıklığı var. bu da normal. teknik bir konu. ancak iletişim çağında yaşadığımız için bu kayıtların delil olup olamayacağı konusunda ufak bir bilgi vermekte fayda var. kutsal bilgi kaynağımız ekşi sözlükün bu gibi şeylere ihtiayacı var diye düşünüyorum.
    öncelikle kural, telefon kayıtlarının delil olabilmesi 5271 sayılı cmk'nın 135'inci maddesindeki şartlarla mümkündür. burada özetle der ki belirli suçlarda (bunlar katalog suçlar diye adlandırılır) sulh ceza hakiminin kararı ile iletişim kayda alınabilir. ceza soruşturmasında ses kayıtları bu şartlarda delil olur.
    bunun dışında ses kaydı yapmak 5237 sayılı tck'nın 133'üncü maddesinde yer alan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturur.
    çoğu olayda şu gibi durumlarla karşılaşılır a şahsı ile b şahsı yapmış olduğu telefon görüşmesini karşısındakine söylemeden kayıt eder ve burada tehdit, hakaret veya özel hukuka ilişkin (mesela alacak verecek) bir meselede delil elde ettiğini sanıp koşarak savcılığa veya mahkemye gelir.
    bu gibi durumlar sıklıkla dosyalara konu olduğu ve bunun suç mu olduğu yoksa bu kaydın delil vasfına haiz olduğu mu husus tartışılmıştır.
    yargıtay ceza genel kurulunun 2012/5-1270 e. 2013/248 k. 21.05.2013 tarihli kararında "...kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme imkanının bulunmamadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur...katılanın sanıklar ile aynı ortamda ve telefonda yaptığı görüşmeleri cep telefonuna kayıt etmek suretiyle elde ettiği kayıtların, 5271 sayılı cyy'nin 135. maddesi kapsamında değerlendirilmesi, bu bağlamda hakim kararı olmadığından bahisle hukuka aykırı kabul edilmesi olanaklı olmayıp, rüşvet istemek suretiyle sanıklar tarafından kendisine karşı işlendiğini iddia ettiği suçla ilgili olarak, bir daha delil elde etme olanağı bulunmayan kanıtların yetkili makamlara sunulmak amacıyla toplandığını, dolayısıyla hukuka uygun olduğunun kabulü gerekmektedir..." şeklindeki tespitler önemlidir.
    şimdi örnek vermek gerekirse mesela "benim telefonumda bir program var tüm konuşmaları kaydediyor, x ile konuşmamı da kaydettim buyrun delil" dediğinizde yargıtay kriterlerine girmiyor bu durum. çünkü yargıtay diyor ki ani gelişen durumlarda, başka türlü delil elde etme olanağı yoksa ve sen bu kayıtları yetkili makamlara sunmak için topluyorsan bu delil olur. ama örnek olaydaki durum ne ? kendisiyle görüşen herkesi ve herşeyi kaydetmek. bu amaçla yapılan kayıt delil olma vasfına haiz olmadığı gibi tcknın 133'üncu maddesindeki suça girer.
    mesela yargıtay kararına ilişkin bir örnek verirsek siz birisiyle telefona konuşurken size hakaret etmeye başladı peş peşe siz bu durumda telefonunuzn kayıt tuşuna bastığınızda bunu yetkili makamlara sunduğunuzda bu delil olur. veya sizi sürekli ölümle tehdit eden biri sizi telefonda aradı ve siz yine aynı şekilde sizi tehdit edeceğini kuvvetle muhtemel görüp konuşmayı kaydedip savcılığa sunmanız durumunda şahsi görüşüm yargıtayın kararı doğrultusunda bu delil olur.
    bu karardaki kriterler yoksa yapılan kaydın suç olduğunu unutmayın.

  • annemin, yahu bunun hamuru kalın oluyor sırf hamur yiyoruz diyerek ince hamurlu pizzayı icat ederek yapmaya başlamasıyla bizim evde yükselme dönemi şeklinde geçen dönemdir.

  • geçen hafta: "beşiktaş 100 gol barajına yaklaşır." (evet daha ilk haftadan)

    bu hafta: "beşiktaş erken havaya giriyor. yüksek egolu oyuncuları var. quaresma, mario gomez"

    ulan geçen hafta 100 gol atar bu takım demişsin, şimdi çıkıp erken havaya giriyorlar diyorsun. geçen sene de mi vardı quaresma ile gomez? aynı şeyleri geçen yıl da dedin, aynı şeyler geçen yıl da oldu.

    sonra da çıkıp "gomez'le başlayacaksın arkadaş, geçen hafta 3 gol attı diye olmaz cenk" dedi. %100 eminim ki, mario gomez başlasaydı ve beşiktaş yine kaybetseydi bu kez de "geçen hafta 3 gol atan cenk var. sırf yabancı diye gomez ile başlamak nedir!" diyecekti.

    rastgele konuşan cahil adam.

  • ya biz bu pengueni beyefendi, kendi halinde paytak paytak yürüyen bir canlı olarak bilirdik, hayvan resmen adana conosu gibi sille tokat, kanlı bıçaklı olay çıkartıyor, kavga ediyor.

    aşk, ihanet, ihtiras, tutku, her yol varmış hayvanda.

  • tıkalı trafikte gitgide müşteri-taksici arasında kankavari bir durum ortaya çıkmasını normal karşılamakla beraber, kimi zaman bu muhabbetler uzuuun bir sessizlikten sonra aradaki evreleri atlayıp bodoslama bir "bacım kaaarrrdeşim dert ortağım" tribine geçiyor ki, tamamen insanı bunalıma sürükleyen istanbul trafiğine veriyorum durumu.

    4. levent saat 18:05
    cfg: iyi akşamlar hedeye gidebilir miyiz?
    tks: tabi abla

    18:25 levent - trafikte kıpırdamıyoruz. arabesk bi müzik eşliğinde sessizliğe bürünmüşüz.

    18:30 zincirlikuyu - susuyoruz.

    18:40 hala zincirlikuyu. hayatımızın böyle geçeceğini düşünmeye başlamışkeeen:
    tks: abla ben boşanıcam
    cfg: aaa yapma ayol!